İlk tören saat 10.30’da Anıt Alanında gerçekleştirildi.Vali Hamdi Bilge Aktaş, Garnizon Komutanı Tuğgeneral Hakan Tunç, Belediye Başkanı İsmail Hakkı Esen tarafından Atatürk Anıtı’na çelenk sunulması ile başlayan tören saygı duruşu ve İstiklal Marşı’nın seslendirilmesiyle sona erdi.Daha sonra Vali Hamdi Bilge Aktaş, Garnizon Komutanı Tuğgeneral Hakan Tunç, Belediye Başkanı İsmail Hakkı Esen ile birlikte makamda tebrikleri kabul etti.İl Kutlama programı Milli İrade Meydanı’nda ( Belediye Meydanı) gerçekleştirildi.Kutlama töreni Vali Hamdi Bilge Aktaş, Garnizon Komutanı Tuğgeneral Hakan Tunç, Belediye Başkanı İsmail Hakkı Esen’in askeri araç üzerinde Atatürk Bulvarı güzergâhında vatandaşların ve törene katılanların bayramını kutlaması, saygı duruşu ve İstiklal Marşı’nın seslendirilmesiyle başladı.Günün anlam ve önemini belirten konuşma Piyade Binbaşı Olcay Hülür tarafından yapıldı.
3 GÜNDE GEÇİLDİHülür, “Asil Türk Milleti kahraman Türk Ordusuyla birlikte varlığına ve vatanına kastedenlere karşı 97 yıl önce bugün kahramanlık ve şeref dolu tarihinden aldığı kudretiyle yeniden dirilerek topyekûn bir varoluş mücadelesi sonucunda eşine tarihte az rastlanır bir zafer kazandı” diye konuştu.Yurdu ve bağımsızlığına kasteden işgal kuvvetleri karşısında Türk Ordusunun ortaya koyduğu eşsiz bir eser olan bu zaferin her safhasının tek tek düşünüldüğünü, hazırlanarak yöneltildiğini altını çizen Hülür şunları söyledi:“1900’lü yılların başlarında meydana gelen büyük devletlerarasındaki çıkar çatışmaları, dünyada gelişen fikir akımları, sanayileşme gibi gelişmeler sonucunda Birinci Dünya Savaşı sonunda müttefiklerin aldığı ağır yenilgiler sonucu Mondros Mütarekesi imzalanmış, imzalanan anlaşma ile bin yıldır üzerinde kan dökerek, can vererek yurtEdindiğimiz Anadolu toprakları o dönemin büyük devlet ve onların maşaları tarafından işgal edilmiş, ayrıca tarihimize kara bir leke olarak geçen sevr antlaşması da ulusumuza dayatılmıştır. İşgal güçleri girdikleri her yerde adeta tarihi kinlerini kusarcasına kadınımıza, yaşlımıza, çocuklarımıza dünyada eşine az rastlanır işkence, zulüm ve hakaretlerde bulunmuşlardır. İşte böylesine umutsuz görünen, üzerimizde kara bulutların dolaştığı bir ortamda Mustafa Kemal Paşa ve onun dava arkadaşları bağımsızlık meşalesini yakarak
"Ya İstiklal, Ya Ölüm" parolasıyla aydınlığa giden yolu aralamışlardır. Bu bağımsızlık ve aydınlık mücadelesinin ilk hedefi son neferine kadar düşmanı güzel ve kutsal vatanımızdan atmak şeklinde belirlenmiştir. Özellikle Sakarya MeydanMuharebesi de hedefimize ulaşmaya muktedir olduğumuzu, milletimizin istiklali uğrunakanının son damlasına kadar mücadeleye devam edeceğini ispatlamıştır.Artık dünyanın en kahraman, en savaşçı milletine düşen görev düşmana son darbeyi vurmak olmuştur. Mustafa Kemal Paşa’nın başkomutanlığı altında Türkkuvvetleri düşmana beklemediği bir yerden taarruza geçerek stratejik sahada düşmanı aldatmayı başardı. Avrupalıların 5-6 ayda geçilmez dediği Afyon mevzilerini 3 günde geçerek 30 Ağustos’a gelindiğinde düşman kuvvetlerinin önemli bir bölümünü imha etti. Bu büyük zafer ile düşmana son darbe de vuruldu. Ardından icra edilen takip harekâtıyla da 9 Eylül’de düşman İzmir’de denize döküldü.”Kazanılan zaferi muhteşem kılan unsurun harbin; kadın, çocuk, yaşlı demeden milletçe topyekûn bir savaş olarak icra edilmiş olması olduğunu ifade eden Hülür “Türk Ulusu bu meydandan da ulu önderinin liderliğinde alnının akıyla çıkmayı başarmıştır. Türk tarihine altın harflerle yazılan bu zaferin günümüze kadar yansıyan çok önemli siyasi ve askeri sonuçları olmuştur ve bu sonuçların günümüze de yansımakta olduğu gözlenmektedir. Bu zaferle, Türk ulusunun son neferine kadar yok edilmedikçe, Türk’ün istiklalinin elinden alınamayacağı, Türklerin yalnız askeriyle değil, milletiyle topyekûn olarak savaştıkları bir kere daha ispatlanmıştır” şeklinde konuştu.
Hülür, 30 Ağustos Zaferi’nin Türk Ordusu'na "Silahlı Kuvvetler Günü" olarak armağan edildiğinin altını çizerek “Türk silahlı kuvvetleri ülkemizin huzur ve bekasını sağlamak, bölgemizde ve dünyada sürekli barışın tesisine katkıda bulunmak için tarihinden ve milletinden aldığı güçle, modern harp silah ve teçhizatıyla, güçlü ve dinamik personeliyle, ulaştığı yüksek eğitim seviyesiyle, azimli ve kararlı komuta kademesiyle, dostlarının ve ülkemizin güvencesi, düşmanlarımızın korkulu rüyası olmaya devam etmektedir. Dünyanın sayılı askeri güçlerinden birisi olan silahlı kuvvetlerimiz her zaman, her yerde ve her şartta verilecek görevleri ifade etmeye hazırdır. Milli egemenlik, milli şuur ve tam bağımsızlık esasına dayanan Atatürk İlkeleri bugüne kadar olduğu gibi gelecekte de Türk Silahlı Kuvvetlerimize rehber olmaya devam edecektir” diye konuştu.
Hülür’ün konuşmasının ardından Piyade Yarbay Bülent Uysal tarafından “Dumlupınar” şiiri okundu.
Kutlama programı “Tören Geçişi” ile sona erdi.
Tören geçişi sırasında asker ve gazilere az sayıda vatandaş coşkulu alkışlarla destek verdi.
Vali Aktaş ve tribünde yer alan protokol tören geçişini ayakta izledi.
Tören bitiminde Vali Aktaş ve beraberindekiler programda görev alan yetkilileri tek tek tebrik etti.