Antep fıstığının kısa tanıtımını yaptıktan sonra Çevreci Kadir Yavuz’un çevre ve tarım konusundaki çalışma ve görüşüne kulak verelim:ACI AMA GERÇEK“Çankırı’da tarımsal anlamda ARGE çalışmaları ne yazık ki yok! Ekonomik getirisi yüksek ürünler araştırılmıyor, üretici desteklenmiyor. Bu yüzden ilimiz hızla göç vermekte, tarım alanları kaderine terk edilmekte.Araştırma yapmak, bir şeyler üretmek vatandaş olarak neredeyse imkânsız. Kuruma teklif götürdüğünüzde ilgi görmek şöyle dursun, ‘olmaz, yetişmez, iklim yetersiz, nem yetersiz, ısı yetersiz vb gerekçelerle ipe un serilerek engellenmekte, vatandaşın şevki kırılmakta.Örneğin; Antep fıstığı ilimizde yetişmekte. İlgili kurumlarımıza kalsa geçmişte olduğu gibi malum gerekçeler öne sürerler. Antep fıstığının kilosu 150 - 200 lira. Antep fıstığı ağacı 10 - 12 yılda meyve vermeye başlar, her yıl üretimini arttırarak devam eder. Bir ağacın yılda 50 kg fıstık verdiğini düşünürsek bunun yıllık getirisi 7 bin 500 lira demektir. Üstelik üretimi en az işçilikle yapılabilmekte. Hububat ekim ve hasadı ile mukayese edildiğinde yüzde doksan daha az işgücü, yüzde doksan daha kar demek. Bununla bitmiyor; ilimiz her geçen yıl bitki örtüsünü kaybetmekte, ormanlarımız hızla azalmakta. Devletimiz çok ama çok büyük harcamalarla ağaçlandırma yaparak bitki örtüsünü sahip çıkma, erozyonu önlemeye çalışsa da yetersiz kalmakta. İlimizde meyvecilik de ne yazık ki arzu edilen düzeyin çok gerisinde kalmakta, bu da erozyonun hız kazanmasını beraberinde getirmekte.Ağaçlandırma çalışmalarında ekonomik değeri olmayan ağaçların dikiliyor olması da işin bir başka boyutu. Örneğin çam ağacı dikiliyor; doğaya katkı sağlanıyor ama ekonomik getirisi sıfır. Ayrıca gelişimi çok uzun yıllar istemekte. Dikilen orman ağaçları ise yangına karşı korunaksız. Diktiğimiz alanlardan daha fazla ormanlık alanlarımızı yangınla kaybetmekteyiz. Oysa Antep fıstığı yangına karşı korunaklı üstelik daha çok ekonomik getiriye sahip. İlimizde Çam ağacı yerine Antep fıstığı dikilmiş olsaydı ekonomik getirisi ile bu gün ilimizin verdiğimiz beyin göçünün önüne geçilirdi. Ne yazık ki yapamadık!Keza ilimizin dağında taşında Badem yetişmekte. Kilosu 15 - 20 lira. Sert kabuklu olmasından dolayı ekonomik değeri düşük, Mevcut bademleri aşılama yoluyla ıslah edip dikeceğimiz bademleri elle kırılabilen badem dikebilsek getirisi 10 kat artar. Ne yazık ki o da yapılmıyor, yapılamıyor… Başa dönersek; İlimizde ARGE çalışmaları gerçekten yok… Çiftçiyi aydınlatan, teşvik edip, öncü olan, teknik destek verecek kurumlardan yoksunuz! Üreticinin gelirini artırma, ülkeye ekonomik değer kazandırma anlamında zafiyetlerimiz var! Sözüm ona teşvikler veriliyor, tarım canlandırılmak isteniyor, ne yazık ki; üretimi arttırmak, istihdam sağlamak, göçü önlemekte de yetersiz kalmaktayız. Kendi kendini besleyen yedi devletten biriyken bu gün ithal etmediğimiz tarımsal ürün kalmadı.”
YEREL
12 Haziran 2020 - 07:51
Güncelleme: 17 Haziran 2020 - 11:53
ANTEP FISTIĞI
İsmini ilk üretiminin yapıldığı Gaziantep ilinden alan, Sakız Ağacıgiller familyasından kabuklu bir meyve olan Antep fıstığı bazı yörelerde Şam fıstığı olarak bilinmekte. Lif, fosfor mineralleri, potasyum, A grubu vitaminler, B grubu vitaminler, yağ ve protein açısından çok zengin bir besindir. Türkiye’de 40’tan fazla ilde Antep fıstığı üretimi yapılmakta.
YEREL
12 Haziran 2020 - 07:51
Güncelleme: 17 Haziran 2020 - 11:53