Fahri Kur’an kursu öğretmenleri ile vekil din görevlilerinin de hazır bulunduğu toplantıda kadro talebini sürekli yenilediklerinin altını çizen Doğan, “Siyasilerimizin seçim öncesi verdiği sözlerden bir tanesi olan kadro talebini tekrar kendilerine hatırlatıyoruz. Kur’an ve mihrap görevlilerinin yaptıkları görev diğer kardeşlerimizin yaptığı görevle aynı. ‘Vekil ya da fahriler’ diye işin sorumluluğunu kısıtlı ölçülerde yapmadan, bütün sorumluluğu üstlenecek donanıma sahipler” diye konuştu.
SON KEZ KADRO
“Bu kardeşlerimiz asıl işi yapan diğer kadrolulardan zerre farka sahip değil” sözleri ile konuşmasını sürdüren Doğan, “Bugün Diyanet alanında bu hizmeti verebiliyorsa, Diyanet'in açtığı sınavlardan da, mülakatlardan da geçerek bu işleri yapıyorlar. Bazıları çıkıp bu kişileri itibarsızlaştırmaya kalkmasın! Dini alanlarda kaliteli eğitim alınmazsa, ülkenin omurgası sağlam oluşturulmazsa, bu ülkenin sokaklarına çukur açanlarda çoğalır. Bu yüzden dini değerlerimizi en iyi şekilde savunacak olan bireylere ihtiyacımız var. Kur'an-ı en iyi şekilde öğretecek olan hocalarımıza ihtiyacımız var, mihrabı en iyi şekilde temsil edecek olan din görevlilerine ihtiyacımız var. Bu sebeple bu kardeşlerimizin son bir kez kadroya alınmasını istiyoruz” ifadelerini kullandı.
Doğan “Vekil imamlar ve fahri hocalara, dış kapının dış mandalı gibi muamele edilmemesi gerekiyor. Onların üvey evlat olmadıklarını, onların dilenci olmadığını, onların donanımsız olmadığını biliyor ve anlatmaya çalışıyoruz. Asli çalışanlar gibi hizmet verdiğine dikkat çekiyoruz hocalarımız düşman değiller, dışarıdan ithal edilmiş ihraç fazlası da değiller. Onlar kalpleri ile asiller gibi Kur’an için hizmet eden hocalarımızdır” dedi.
MAAŞLARI DÜŞÜK
“Asıl olanlarla aynı hizmeti verdiği halde onların üçte ikisi kadar maaş alıyor” diyen Doğan, “Fahri kuran kursu hocalarımız ise asgari ücretin çok altında çalışıyor. Bununla birlikte sigorta primleri de çok eksik yatırılıyor. Hizmet aşkı ile görev yapan bu kardeşlerimiz, aldıkları maaşın nerede ise tamamını yol giderine veriyor. Kadro ümidi ile bir beklenti içinde olan vekil ve fahri hocalarımızın da geçindirmekle mükellef oldukları bir aileleri ve kaynaması gereken bir tenceresi olduğunu bilelim” şeklinde konuştu.
KADROLULAR GİTMİYOR
Çankırı Fahri Kuran Kursu Öğreticileri adına konuşan Özlem Çaylak, geçici ve vekil olarak görevlendirilen Kur'an kursu öğreticilerinin en ücra köşelerinde görev yaptıklarını belirterek “Kadrolu kardeşlerimizin gitmekte imtina ettiği köylere öğretmen servisleri ile gidip, görevi bitmiş olmasına rağmen öğretmenlerin işinin bitmesini bekleyen, akşama kadar görev yerlerinde kalmak zorunda olan ya da gittiği köye servis olmadığı için kendi özel arabasıyla giden, karda, kışta, dağda, bayırda, kendi başına zorluklara karşı duran, yeri geldiğinde bayırlarda yolda kalan, yeri geldiğinde karda arabasının lastiklerine zincir takan kişileriz. Öğrencilerimizi kapı kapı dolaşıp kursumuza davet eden köyde öğretmen servisini beklediğiniz için resmiyette öğleye kadar dört saat görevimiz olmasına rağmen dörde, beşe kadar öğrencimizin her hali ile ilgilenmek zorunda kalan, kadrolu arkadaşlarımızla aynı işi yapan ve hatta fazlasını yapan kişileriz” dedi.
600-700 TL maaşla çalıştıklarını, 200-250 TL yol parası verdiklerini, eşlerinden aylık 180 TL aile yardımı kesildiğinin altını çizen Çaylak, “Toplamda yaklaşık 400 TL daha cebimize girmeden yok olup gidiyor. Kadrolu arkadaşlarımız 2400 - 2500 TL maaş alırken aynı iş yapan bizler 600-700 TL maaş ile yetinmek zorunda kalıyoruz. Asıl işi, aynı işi yaparken aradaki farkı takdirlerinize bırakıyoruz. Bir de 1 ay çalışmamıza rağmen ortalama 10 gün sigortamız yatıyor. Borçlanma yapmaya kalksak aldığımız ücretin tamamı yetmiyor bile. İşe başlamış olduğumuz için sağlık konusunda kendi sigortamızdan yararlanmamız gerekiyor ama bir ayda 10 gün yatırıldığı için üç ay beklememiz gerekiyor. Bu arada hastalanırsak muayene olamıyor, ilaç alamıyoruz. Toplamda 8 ay çalışıyoruz sonunda sigortamız sonlanıyor” diye konuştu.
Çaylak, İŞKUR tarafından kurslara görevlendirilen temizlik işçilerinin 30 gün sigortası yattığını ve 1300 TL maaş aldığını vurgulayarak “Bizler kursumuzun yöneticisi olduğumuz halde kursumuzda çalışandan daha az maaş alıyoruz. Bu hususta da bizlerin mağduriyeti takdire şayan. Bizi en çok üzen de fahri olarak kadroya hak edip etmediğimiz tartışılıyor. Bizlerin çoğu ilahiyat, ilahiyat ön lisans veya İmam Hatip mezunuyuz. Aynı zamanda hafız kardeşlerimizde var. Hemen hemen hepimiz; hem Halk Eğitim Merkezlerinin, hem de Sakarya Üniversitesinin açmış olduğu 4-6 yaş grubu çocuk eğitimi programlarına katılarak sertifikaları bulunmakta. Bizler, 2013 te yeterlilik sınavında yüksek puan alan, daha bir yıl olmadan puanları fehs olan, daha sonra KPSS, DHBT den yüksek puan alan, ayrıca senede iki kez müfîtülüklerce yapılan zorlu bir mülakattan başarıyla geçen, senelerce çalışıp tecrübesi olan, Allah'ın izniyle kadroyu hak eden gönül erleriyiz” şeklinde konuştu.