“Biz ona şah damarından daha yakınız.” (Kaf, 50/16) buyuruyor Rabbimiz. Cenab-ı Hak kuluna çok yakın. “Ayrıca O, göklerde ve yerde ne varsa hepsini kendinden bir lütuf olarak emrinize vermiştir.” (Casiye, 45/13) Sayısız nimetler insanı kuşatmaktadır. Nimetlerin şükrü, kısa dünya hayatını anlamlı kılmak, ebedi hayata hazır olmak gerekir. Kulu Rabbine yaklaştıran, diri tutan, arındıran, ona huzur veren namazdır.
Namaz, vücuttaki baş gibidir. Göz bebeği gibi kıymetlidir. İnsanlık kadar eski ama eskimeyen, her defasında kula huzur veren, onu yücelten, arındıran bir ibadettir. Hz. Adem’den Hz. Muhammed (s.a.s.)’e tüm peygamberlerde vardır. (Meryem 19/31, 59; Lokmân 31/17; el-Kehf 18/21) Namaz, Hz. İbrahim’in nesli için duasıdır. (İbrahim, 14/40) Namaz, Hz. Lokman’ın oğluna nasihatidir. (Lokman, 31/17) Namaz gönül dünyamızı imar eden, Rabbimiz ile olan irtibâtımızı kuvvetlendiren, bizi diri tutan, Rabbimize yaklaştıran, farz olma yönüyle ilk, ahirette de hesabı ilk sorulacak ibadettir. “Kıyamet günü kulun ilk hesaba çekileceği şey, namazdır.” (Nesai, Muharebe, 2) buyurdu Allah Resulü (s.a.s.). İslam’ın ilk günlerine Peygamber Efendimiz (s.a.s.) namazla tanıştı. Müddessir sûresinin 1-3. âyetleri nâzil olunca Cebrâil as., Hz. Peygamber (s.a.s.)’i Mekke’nin yakınlarındaki bir vadiye götürmüş, orada fışkıran su ile önce kendisi, sonra Resûl-i Ekrem abdest almış, ardından Resûlullah’a namaz kıldırmıştır. (Bkz. M. Kâmil Yaşaroğlu, “Namaz”, DİA, 2006, 32/350-351)
Namaz, aşktır, kulun Rabbi ile buluşmasıdır. Namazla huzura çıkılır, huzur bulurnu. Namaz, “Allah Resulüne en faziletli ibadet hangisidir?” diye sorulduğunda “Vaktinde eda edilen namaz” (Buhari, Tevhid, 48) verdiği cevaptır. Namaz miracımız, Rabbimiz ile münacatımızdır. “Sizden birisi namaz kıldığında Rabbi ile münacat eder/konuşur.” (Buhari, Salat, 36) buyurmuştur Allah Resulü (s.a.s.). Namaz göz nuru, gönül süruru, iki dünya saadeti, dinin direği, cennet kapılarının anahtarı, Rabbimize kavuşma ve yakınlaşmadır. Zira Resul-i Ekrem (s.a.s.) “Cennetin anahtarı namazdır.” (Tirmizi, Taharet, 1) buyurdu.
Namaz, kulluğumuzun günlük hayatta görünen yüzüdür. Zira günde beş vakit namaz, mümini diri tutmakta, zamanını tanzim etmekte, Rabbi ile olan bağını koparmamakta, cemaatle eda edildiğinde de toplumla olan münasebet sürdürülmektedir. Namaz bizi ahlaken olgunlaştırmakta, değerlerimize değer katmakta, bizi bir zırh gibi korumaktadır. “Kitaptan sana vahyolunanı oku, namazı da dosdoğru kıl. Çünkü namaz, insanı hayasızlıktan ve kötülükten alıkor...” (Ankebut, 29/45)
Namaz, sığınılacak emin bir limandır. Huzeyfe (r.a.) Peygamber Efendimiz (s.a.s.)’in namaz ile olan bağını şöyle anlatıyor: “Allah Resülü (s.a.s.)’nün başına üzücü bir durum geldiği zaman namaz kılardı.” (Ebü Dâvud, Salât, 312; Nesâî, Mevâkît, 46)
Namaz, günahlardan arınma, saf ve pak olmanın vesilesidir. Resul-i Ekrem (s.a.s.): "Ne dersiniz? Birinizin kapısının önünde bir nehir olsa da, o kimse her gün bu nehirde beş defa yıkansa, kirinden bir şey kalır mı?" Sahâbîler:
- O kimsenin kirinden hiçbir şey kalmaz, dediler. Resûl-i Ekrem:
- "Beş vakit namaz işte bunun gibidir. Allah beş vakit namazla günahları silip yok eder" buyurdular. (Buhârî, Mevâkît 6; Müslim, Mesâcid 283)
“Büyük günahlardan kaçınıldığı müddetçe, beş vakit namaz ile iki cuma, aralarında işlenen küçük günahlara keffârettir.” (Müslim, Tahâret 14)
Namazlarımız miracımız, Rabbimize vuslatımız, gözümüzün nuru, günahlarımızdan arınma vesilesi, cennetimizin anahtarı olsun.