Peygamber Efendimiz (s.a.s.) “Oruç, sabrın yarısıdır.” (Tirmizî, Deavât, 87; İbn Mace, Sıyam, 44) buyurarak orucun hedeflerine, gayesine sabırla ulaşılacağına, orucun sahibini sabırlı kılacağına dikkat çekmiştir. Oruç, sabrı öğrenmenin, nimetlere şükretmenin, nefsi terbiye etmenin, kötülüklerden uzaklaşmanın, varlık içerisinde yokluğu tatmanın, ruhen olgunlaşmanın ve Allah’a yakınlaşmanın yoludur. Oruç bir süreliğine bedeni bazı isteklerinden uzak tutarken, beraberinde dili yalan, gıybetten, gözü meşru olmayan bakışlardan, mideyi haram lokmalardan, kalbi kin, nefretten, eli, ayağı yasaklardan uzaklaştırarak kişinin maneviyatını güçlendirmektedir. Oruçla kişi bütün bu yasaklardan kendisini korurken aslında bir sabır eğitiminden geçmektedir.
Sabır “üzüntü, başa gelen sıkıntı ve belâlar karşısında direnç gösterme; olumsuzlukları olumlu kılmak için gösterilen metanet” gibi manalara gelmektedir. Sabır “nefsi telâştan, dili şikâyetten, organları çirkin davranışlardan koruma, nimet haliyle mihnet hali arasında fark gözetmeyip her iki durumda sükûnetini muhafaza etme, Allah’tan başkasına şikâyette bulunmama” şeklinde de tarif edilmiştir. İmam-ı Gazzâlî sabrı “din duygusunun nefsânî arzu ve tutkuların baskısına karşı direnç göstermesi” diye tanımlamıştır. Sabır kelimesi Kur’ân-ı Kerîm’de 100’e yakın ayette çeşitli isim ve fiiller halinde yer alır. (bk. Mustafa Çağrıcı, Sabır, DİA, 35/337-339)
Sabır, Allah’ın emirlerine itaat, yasaklarından kaçınma, başa gelen zorluklara tahammül etme olmak üzere üç ana başlıkta özetlenebilir. Cenab-ı Hakk’ın kullarından yapılması istediği farzları, ibadetleri samimiyetle eda etmek, gevşeklik göstermemek sabırla gerçekleşir. “Ailene namazı emret; kendin de ona sabırla devam et.” (Taha, 20/132) Cennetin anahtarı olan günde beş vakit namaza devam etmek, çocuklara namaz bilincini kazandırmak bir süreçtir. Yatsı namazının geç olduğu, sabah namazının erken olduğu vakitlerde uyku ve yorgunluğu bir kenara itip güzelce abdest alıp, tadili erkan üzere namaz kılmak nefse karşı verilen büyük bir mücadeledir, sabırdır. On bir ay yiyip içerken bir ay oruç tutmak, hele bir de uzun ve sıcak günlerde tutmak, bu sürede çalışmak, soğuk bir bardak suya ulaşmanın önünde tek engelin Allah’ın emri olması Müslümana ciddi bir direnç ve sabır kazandırır. Arkadaşı ile gıybet edeceğinde, zor duruma düştüğünde tam yalan söyleyeceğinde “Kim yalan sözü ve yalan ile iş yapmayı bırakmazsa Allah’ın onun yemesini ve içmesini terk etmesine ihtiyacı yoktur” (Buhari, Savm, 8) hadisini hatırlayıp, aleyhine de olsa doğru olmak, dilini yalan ve gıybetten korumak sabırdır. Kendini bilmez birisi sataştığında, kavga çıkarmak istediğinde “Oruç kalkandır. Biriniz oruçlu iken çirkin, kötü ve kaba söz söylemesin, bağırıp çağırmasın, kavga etmesin. Birisi kendisine söver ya da çatarsa ona ‘ben oruçluyum’ desin” (Müslim, Sıyâm, 163; Buhârî, Savm, 9) nebevi düsturu hatırlayıp Ramazana hürmet, oruca sadakat bilinci ile çirkin ve kaba sözden, kavgadan kaçınmak sabırdır. Öfkelendiğinde “Güçlü kimse, insanları güreşte yenen değil, bilakis öfke anında kendisine hâkim olandır.” (Müslim, Birr, 107) buyuran Kutlu Nebiyi (s.a.s.) hatırlayıp öfkesini yutabilmek sabırdır.
Kendi kazandığın malı ihtiyaç sahibi ile paylaşmak, vereceğin esnada “Verme! Onun yoksul ve muhtaç olduğunu nereden biliyorsun? Hem senin de ihtiyacın var. Verirsen sen de muhtaç olursun…” Şeytanın fısıltılarına aldırış etmeden vermek sabırdır. Bütün salih amellere niyetlenildiğinde, nefsin ve şeytanın türlü oyunlarına rağmen o ameli gerçekleştirmek sabırdır.
Dünyanın cazibeleri, nefsin arzu ve isteklerine boyun eğmeyerek, ahlaklı bir hayat sürmek sabırla olacaktır. Sabırla Müslüman bir taraftan hayatın zorlukları ile mücadele ederken diğer taraftan Cenab-ı Hakk’ın emir ve yasaklarına uyar, aynı zamanda güzel ahlak sahibi olgun ve örnek müslüman olma yolunda ilerler. “Ey gençler! Evlenme imkânı bulanınız evlensin. Çünkü evlenmek, gözü haramdan çevirmek ve iffeti korumak için en iyi yoldur. Evlenme imkânı bulamayan da oruç tutsun. Çünkü orucun, kişi için şehveti kesme özelliği vardır.” (Buhârî, Nikâh, 3) Hadisi şerifte orucun nefsi terbiye etme, kişiyi günahlardan uzaklaştırma, iffet ve hayâ sahibi kılma vasfına vurgu yapılmıştır.
Ramazanda oruç tutarken aslında oruç bizi kötülüklerden tutmakta, pek çok iyiliğe yönlendirmektedir. Orucun sahibine birçok maddi ve manevi kazanımı olduğu bilinen bir gerçektir. Orucun sağladığı sabır eğitimi ise bu kazanımların en önemlilerinden bir tanesidir. Ve bilelim ki bir gün gelecek “Sabredenlere mükâfatları hesapsız verilecektir.” (Zümer, 39/10) Rabbimiz orucun hakikatini idrak edenlerden ve sabredenlerden eylesin.