24 Temmuz, Türk Basınında sansürün kaldırılması nedeniyle "Gazeteciler ve Basın Bayramı" olarak kutlanıyor.
24 Temmuz Gazeteciler ve Basın Bayramımızı kutlayanlara teşekkür ettikten sonra gelelim konumuza…
Hiç unutmuyorum…
ANAP’ın merkezi ve yerel iktidarının ilk döneminde, aralarında il teşkilatından üst düzey yöneticilerin adı pek de hoş olamayan olaya karıştı. Olay; İl Emniyet Müdürlüğü asayiş bülteninde kişilerin adı, soyadı, yaşı, ikametgahı ve olayın gelişmesi sansürsüz olarak yer aldı.
Yıllar yılları kovaladı… İnsan Hakları , AB kriterleri, Basın Kanunundaki düzenlemeler vb araya girince asayiş bültenleri basına kah verilir kah verilmez oldu, sonra tamamen kesildi, derken zorlama ile bu defa teknolojiye uyarak İl Emniyet Müdürlüğü internet sitesinde yayınlanmaya başladı, gün geldi o da kesildi, kaldık mı ortada…
Bırakın o eski günleri aramayı, kısala kısala kuşa dönen, haber değerini yitiren asayiş bültenlerini de mumla arar hale geldik.
Neydi o bültenler…
İl genelinde meydana gelen hırsızlık, dolandırıcılık, şiddet, intihar, fuhuş, uyuşturucu ticareti, cinayet, tehdit, trafik kazası, kaçakçılık asayiş bülteninde yer alır, il genelinde ne olup bittiğinden toplum haberdar olur, yaşadığımız kenti daha iyi tanımamıza, en başta kendimizin olaylara karşı gerekli tedbiri almamızı sağlardı.
Gönlümüz hiç ama hiç olmasın ister ama bu gün de yukarıda saydığımız olaylar olmuyor diyemeyiz, şehir sütten çıkmış kaşık değil, günümüzde nüfusla birlikte suçun hem sayısı hem çeşidi artmıştır.
Günün birinde, şehrin ileri geleni, bir erkek öğrenci yurdunda olduğu duyumunu aldığı toplumsal olayla ilgili olarak doğrulatmak için bizi arıyor. Biz gazeteciyiz, biz her şeyi biliriz ya! O’na göre öyle! Biz asayiş bülteninden bi haber olarak, sorusuna ne “evet öyle bir olay oldu” da diyemedik, ne de “hayır!” diyebildik.
Kaynağı belgeli veya emin olmayan haberlerin neden olduğu bilgi kirliliği insanın başını dolaştırır diye kaçınan bizlerin dahi sağlam haberden gün geldi başı ağrıdı, gün geldi yukarıdan aşağı küfür yedi, dayak yedi.
Bunlar meslekte olağan şeyler…
Ancak; at izi it izine karışıp yalan yanlış haberle faturanın biz gazetecilere çıkmasını istemiyoruz.
Ama, halkın haber alma, bilgi edinme hakkına saygı beklemek hakkımız.
Zira mızrak çuvala sığmaz…