Sırtlarını yasladıkları sahtekârlıkta devir açan ABD ve AB’nin el altı el üstü destekleriyle yapmayı tasarladıkları dünya tarihinin en alçak ve en haysiyetsiz darbesi ellerinde patlayan gözleri dönmüş katiller, birer birer –pisliklerinden arındırılmış- şerefli Türk yargısı önünde hesap verecekler.
Allah’ın verdiği en büyük nimet olan aklı kullanmayıp başkalarının aklı ile iş tutmaya kalkanlar hak ettikleri cezaları çekeceklerdir elbette.
El atına binen tez iner demiş atalarımız.
El aklıyla iş yapmaya kalkan tez enselenir.
Tıpkı 15 Temmuz’da enselendikleri gibi.
Ne uçak, ne tank, ne helikopter ortak akılla güçlenen vatan sevgisi karşısında hiçbir işe yaramadı.
Aklı olan özgürlüğün ne olduğunu bilir.
Aklı olan vatanın ve milletin değerini bilir.
Değerini bildiği için de vatanına sahip çıkmayı ve özgürlüğünü korumayı namusu bilir.
Aklı olan kardeşine kurşun sıkmaz.
Aklı olan bu milletin iradesinin temsil edildiği Meclisi bombalamaz.
Aklı olan bu milletin vergileriyle alınmış uçaklardan o milletin şerefli bireylerine kurşun yağdırmaz.
Peki, o zaman; devletin unvan, imkân ve statü verdiği bir elleri balda bir elleri yağda ayakları da sıcak suda olan sözüm ona seçkinler neden tarihin görebileceği en büyük ihanetin göbeğinde yer aldılar.
Cevap basit.
Akıllarını kullanmadılar..
Buna adanmışlık ta diyebilirsiniz.
Yani körü körüne bağlılık.
Eleştirmeyen, sormayan, sorgulamayan körü körüne bir sadakat.
Ya da sürüde koyun olmaya rıza göstermek.
Altın nesil oldukları iddia ediliyordu.
Meğer katil nesilmiş.
Hem katil, hem hain, hem kalleş..
Evet, su katılmamış–süzme- bir katil nesil.
Üzerinde Türk bayrağı taşıyan masum insanlara kurşun yağdıran, sela veren ezan okuyan müezzine tahammül edemeyen, darbeye hayır diyen bir engelliye dipçik savuracak kadar gözü dönen, annesi yerindeki kadınlara, dedesi yaşındaki yaşlılara silah doğrultan ve bölücü örgüt PKK’ya gösteremediği kabadayılığı silahsız masum insanlara yapan –süzme- bir katil nesil.
Ülkesinin Cumhurbaşkanını, Başbakanını ve ailelerini öldürmeyi kutsal bir görev olarak gören ve bunu bir övünç meselesi olarak görecek kadar gözleri dönmüş bir katil nesil.
Kendilerinden olmayanlara hayat hakkı tanımaksızın, tam bir diktatörlük yapılanması içinde ve sadece öldürmekle var olacaklarını zanneden bir katil nesil..
Akıl olmadan enjekte edilen ve “iman olduğu iddia edilen şeyin” ihanet olduğu kabak gibi çıktı ortaya..
Gerçek iman sahibi, vatana ihanet etmez, halkına kurşun sıkmaz.
Gerçek iman sahibi PKK’ya yardım ve yataklık etmez.
İman sahibi olan, kız öğrenci yurdunun bahçesine Hint Keneviri eker mi?..
Salyalı sümüklü beyin yıkama seansları adanmış ruhları esir aldı ama bu aziz milletin istiklalinin ve hürriyetinin değerini bilen hiçbir ferdi iradesini teslim etmedi.
Bu ülkeyi düşmanlardan korumakla görevli, general rütbesine ulaşmış sözde okumuşlar akıllarını kullanmazken küçümsedikleri ve kayda almadıkları halk; aklını kapasitesinin sonuna kadar kullanarak adanmışlara bütün dünyanın gıptayla bazılarının ise hasetle izlediği müthiş bir ders verdi.
Düşmana karşı vatanı koruması için maaş ve statü verilenler ihanet ederken, korunması gereken halk gözünü kırpmadan canını verdi.
Darbecinin ölmekte ödü patlarken halk ölümü öldürdü.
Parti ayrımını bir tarafa bıraktı.
Dedesi, bebesi, kadını, erkeği, yaşlısı genci bir oldu.
Devletin milletin geleceğini, ABD’nin AB’nin ve NATO’nun kucağındaki beslemelere teslim etmedi.
Ne tank işledi ne top.
Ne uçak işledi ne helikopter.
Darbeciye vurulan yumruğun sesi ABD’den, AB’den, NATO’dan çıktı.
Şimdi kalkmışlar ahlaksızca “taraflara itidal tavsiye ediyoruz” diyorlar.
Taraf dedikleri besleme teröristler.
Türkiye Cumhuriyeti’nin Meclisi, kamu binaları bombalanmış 270 e yakın şehit var, herifler itidalden bahsediyor.
Neyin itidali.
Bu devlet bizim, bu bayrak bizim.
Bu kadar büyük ve acımasız bir saldırı karşısında kimsenin lafını dinleyecek halimiz yok.
Bu bir var olma mücadelesi.
Ya onurumuzla yaşayacağız ya da Irak ve Suriye gibi iç savaş çıkartılıp parçalanacağız.
Lamı cimi yok. Devlet kendisine düşmanlık besleyenlerin kafasına vura vura bu işi bitirecek.
AB’ye almazlarmış da NATO’dan çıkartırlarmış da.
Alın başınıza çalın. Yıllardır NATO’dayız dört darbe gördük.
NATO bize karşı hangi tehlikeyi önledi?
AB’nin ülkemiz hayrına ne bir sözü ne de bir icraatı var.
Vatan hainlerini kutsayan ABD ise darbecilerin yaptıklarını görmezden gelip kanıt istiyor.
İncirlikten kalkan havada ikmal uçaklarından iyi kanıt mı olur?..
Planlamasını CIA’nın yaptığı darbe girişiminin kanıtını istiyor ABD..
Boşuna zaman kaybetmesinler, CIA’nın elinde belgesi vardır oradan alabilirler.
Dost ve müttefik bilip ha bire kazıklarını yediklerimizin varlıklarından ne kazandırdı ki yoklukları ne kaybettirecek?..
Hürriyetimizin ve istiklalimizi satın alabilecek dünyevi bir karşılık yoktur.
Gelelim bu şanlı direnişi tiyatro diye küçümseyen içimizdeki hainlere.
Bu ahlaksız iddia vatansever tiyatroculara hakaret olur.
Meclisi bombalayan hainlerin yaptığını görmezden gelip, bu ahlaksız saldırıya gösterilen milli direnişi küçümseyen lağım fareleri, bakmak için gözlerini kullansalardı yaşananın ihanet olduğunu görebilirlerdi.
Hangi tiyatroda 265 kişi öldürülür?
Hangi tiyatroda sahici mermi kullanılır?
Hangi tiyatroda sığınak delici bomba kullanılır?
Hangi tiyatroda silahsız halkın üstüne tank sürülür?..
Dahası hiçbir tiyatroda bu kadar ağır ihanet rolü olmaz.
Neyse ki bu aziz millet lağım farelerine itibar etmiyor.
Aklının, sağduyusunun ve cesaretinin ardından gidiyor.
Ve o yüzden de yanılmıyor.