İçimizdeki hainlerin yaptıkları ahlaksızlıkları görünce dışarıdakilere söyleyecek sözümüz kalmıyor.
Ve ne yazık ki zehirlenmiş bir sosyoloji bu ahlaksızlıklara itibar etmek suretiyle yalancılığı, ahlaksızlığı ve ihaneti muhalefet diye yutturmaya çalışıyor.
Ülkemizin istikbali ve istiklali için yapılması zorunlu olan ve güneyimizde bir terör devleti kurulmasını önleyerek büyük kazanımlar elde edilen Fırat Kalkanı, Zeytindalı ve Barış Pınarı harekatlarında da (gazeteci, siyasetçi, akademisyen ve emekli asker kılıklarına bürünmüş) içimizdeki hainler harekatları itibarsızlaştırmaya ve küçümsemeye yönelik yalan ve düzmece paylaşımlarda bulundular.
Her şeyi kötü göstermek, umutsuzluk ve karamsarlık pompalamak amaçlı yalan ve düzmece haberlerle Sayın Cumhurbaşkanının ABD seyahatini önemsizleştirmek için aradığı olumsuzluğu bulamayan bir yayın kuruluşu (tetikçi demek daha doğru olur) Dışişleri Bakanı Sayın Mevlüt ÇAVUŞOĞLU’nun iki lider görüşürken çekilmiş fotoğrafını keserek ‘ayakta bekletildiği’ni ileri sürdü.
Ancak yüzlerce basın yayın organında yer alan kırpılmamış gerçek karede ABD Dışişleri Bakanı Mike Pompeo’nun da ayakta beklediği görülüyor.
Mevlüt Çavuşoğlu Erdoğan’ın arkasında ayakta beklerken, Pompeo da Trump’ın arkasında ayakta bekliyor.
On saniye sonra ortaya çıkacak bir gerçeği örtmeye çalışarak kendi ülkesinin Bakanını itibarsızlaştırmaya çalışanlar ne yazık ki gazeteci olarak geçiniyorlar..
“Zehirlenmiş sosyoloji” de kendilerinden geçerek sosyal medya denilen kanalizasyon hattından bu yalan haberi anında dolaşıma sokuyor.
Bu ahlaksızlık değilse nedir?..
Tüm dünyanın ilgiyle takip ettiği ve basın ordusunun izlediği tarihi zirve ile ilgili böylesine akıldışı/gerçekdışı bir operasyona girişecek kadar gözlerini kin ve nefret bürüyenlerin yaptıkları gazetecilik filan değildir.
Düpedüz uşaklık, düpedüz ihanettir.
XXX
Sayın Cumhurbaşkanı ABD’ de iken ABD Senatosu'nda Demokrat Senatör Bob Menendez, bu ziyareti dinamitlercesine sözde "Ermeni soykırımının resmen tanınmasını" öngören bir karar tasarısının Genel Kurul'da oylanmasını talep etti.
Söz konusu talep karşısında Cumhuriyetçi Senatör Lindsey Graham, tasarının oylanmasına karşı görüş bildirdi ve oylamayı bloke etti.
Graham, burada yaptığı açıklamada: Kısa süre önce Türkiye'nin askeri operasyonundan dolayı Suriye'de karşılaştığımız sorunlar hakkında Cumhurbaşkanı Erdoğan ve Başkan Trump ile görüştüm. Umarım Türkiye ve Ermenistan bir araya gelebilir ve bu sorunu (1915 olaylarını) ele alır. “Senatörler tarihi yeniden yazmamalı ve onu olduğundan farklı göstermemeli." değerlendirmesinde bulundu.
Graham'in söz konusu kararının, Beyaz Saray'da Cumhurbaşkanı Erdoğan ile bazı Cumhuriyetçi senatörlerin katıldığı toplantıdan birkaç saat sonra gündeme gelmesi dikkati çekti.
Tam da Sayın Cumhurbaşkanının “ABD ziyaretindeki ısrarını anlamakta zorluk çeken”, “Birkaç Senatörle görüşmenin skandal olduğunu” söyleyen gafillere kapak olacak bir gelişme.
Demek ki neymiş?..
Derdinizi ve haklılığınızı muhataplarınızın yüzüne anlatmanız gerekiyormuş.
Bu işler oturduğunuz yerden ötmekle, elinize tutuşturulmuş hazır metinleri okumakla, olmuyormuş.
Yukarıda ayrıntıları verildiği üzere Mevlüt Çavuşoğlu Erdoğan’ın arkasında ayakta beklerken, Pompeo da Trump’ın arkasında ayakta beklediği halde resmi kesip sadece sayın Çavuşoğlu ayakta imiş gibi utanmadan yalan haber yazanların, haber niteliği taşıyan bu önemli “blokajı” görmezden gelmeleri ve tek başına bu blokajın bile ziyaretin olumlu sonuçlarından birisi olduğu gizlemeleri yaptıklarının gazetecilik olmadığının önemli bir göstergesidir.
Ellerine tutuşturulan hazır metinlerle Türkiye düşmanlarının sosyal medya yalanlarından medet umarak, ülkelerini batılı başkentlerdeki kendilerine hayırları olmayan kıçı kırık politikacılara, üç paralık konsey üyelerine şikayet etmekle yaranacaklarını zannedenler bundan ders almalılar.
Başkalarının hoşuna gidecek şeyleri değil, doğruyu söyleyen kazanır.
XXX
Adana’da polis ekipleri, büyükşehirlerde bomba patlatmayı amaçlayan YPG’li bir kadın terörist ile ona yardım eden 3 kişiyi yakaladı.
Adana Emniyet Müdürlüğü’ne bağlı Terörle Mücadele ile İstihbarat Şube Müdürlüğü ekiplerinin ortak çalışmasında 2004 yılında Ankara Hacattepe Üniversitesi Çocuk Gelişimi Bölümü’nde okurken bölücü terör örgütü PKK’ya katılan Elif K.’nin (25) Halil M. isimli Suriyeli bir terörist ile Kobani’den Türkiye’ye kaçak yollardan giriş yaptığını ve Adana’ya geleceğini öğrendi. Bunun üzerine polis ekipleri İncirlik Park alanında önlem alarak teröristleri beklemeye başladı. Şanlıurfa’nın Suruç ilçesinden Türkiye’ye giriş yapan teröristler kendilerine aile süsü vererek Adana’ya kadar geldi.
Uzaktan kumandalı ve saat ayarlı 13 farklı çeşitte bomba yapmayı bildiğini söyleyen Elif K., Türkiye’ye bombalı bir eylem yapmak için geldiğini söyledi. Sahte kimlik düzenleme, sabotaj, suikast, metropolde saldırı eğitimleri aldığını söyleyen Elif K., terör örgütü PKK’nın sözde özel kuvvetler eğiticisi olduğunu anlattı. PKK saflarında eğitim gördükten sonra YPG saflarına geçen Elif K.’nin “PKK neyse YPG de odur” dediği öğrenildi.
Şüpheli Elif K., sorgusunda Türkiye’ye önceden sokularak bombanın malzemelerinin gizlendiği yerin koordinatlarını polise verdi. Ekipler söz konusu ildeki adrese yaptığı operasyonda kavanoz içinde 7 litre nitrometan-anilin karışımı sıvı patlayıcı ele geçirdi. Bu patlayıcının 2016 yılında Ankara’nın Güven Parkı’ndaki 34 kişinin öldüğü bombalı eylemde kullanılan patlayıcıyla aynı olduğu ortaya çıktı. Planlanan kanlı eylemin nerede yapılacağı örgüt tarafından kendi inisiyatifine bırakıldığı anlatan Elif K. keşif yaptıktan sonra en yoğun bölgede Türkiye ekonomisini zora sokmak çökertmek için büyükşehirlerin birinde bomba patlatacağını anlattı.
Haber son derece açık.
Örgüt talimatı uyarınca bir YPG/PYD mensubu Türkiye’de büyük bir bombalı eylem planlıyor.
Ama çok şükür amacına ulaşamadan yakalanıyor.
Ve ne yazık ki bu ülkede kimi siyasetçiler; “YPG/PYD bir terör örgütü değildir”, “Bize PYD/YPG mi saldıracak”, “Sınırlarımızda başkaları olacağına YPG/PYD olsun” diyerek PYD/YPG’yi meşrulaştırmaya çalışıyor.
Hiç kusura bakmasınlar yaptıkları açık bir terör destekçiliğidir.
Bu nedenle de örgütün döktüğü kanın sorumluluğuna ortaktırlar.