Başta ABD olmak üzere 63 ülkenin işgali altında bulunan Irak'taki Uluslararası Koalisyon Gücü Sözcüsü ABD'li Albay John Dorrian; "Irak topraklarında bulunan Türk ordusu Irak hükümeti tarafından ve resmi izinle gelmemiştir ve illegaldir" diyor.
Ülkesini delik deşik eden 63 işgalci ülkeye gık diyemeyen, seksen bin kişilik ödlek ordusu iki bin kişilik DAEŞ’e Musul’u bir günde teslim eden İbadi “celladının sesiyle" Türkiye'ye saldırıyor.
Hızını alamıyor, "Türkiye'nin hiçbir şekilde Musul operasyonuna katılmasına izin vermeyeceğiz" diyor.
"Irak sınırları içinde bulunan Türk güçlerine yerlerinden kıpırdamamalarını öneriyoruz" diyor.
DAEŞ Bağdat’ı işgal edecek diye ödleri kopup yerlerinden kımıldayamayanların kendileri olduğunu unutuyor.
63 ülkenin fiili işgali altında olmasına rağmen; "Türkiye'nin Irak'ta güç bulundurmasına yönelik ısrarını şaşkınlıkla karşıladığını” belirtiyor.
Ama Musul’u tek kurşun atmadan DAEŞ’e nasıl teslim ettiklerini şaşkınlıkla karşılamıyor.
Sanki kimyasal silah yalanı ile Irak’ı işgal eden ABD halkın isteği ile gelmişti.
Hainliğin ve kalleşliğin sınır tanımaz örnekleri gözümüzün önünde yaşanıyor.
Kanalizasyonda zerre etmeyen adam bozuntuları, stratejik hain ABD’nin koynuna girer girmez sahibinin sesi oluyorlar.
Ülkemize yönelik her melanetin/ihanetin sorumlusu olan ABD Ortadoğu’daki pervasızlığına taş koyan Türkiye’yi hizaya sokmak için koynundaki bu mezhepçi lağım farelerini piyasa sürüyor.
Ülkesindeki terör örgütlerine sesini çıkartamayan Irak hükümeti, DAEŞ'le mücadele ve sınır güvenliği için Başika'da bulunan Türk askeri üssünün boşaltılması için BM Güvenlik Konseyi'ne başvuruyor.
Oradaki abilerine güveniyor.
Şeklen Irak başvuruyor ama “azmettirici” her zaman olduğu gibi ABD.
ABD’nin derdi; biz üssü boşaltalım ki kendi kurgusu olan PKK/DAEŞ elini kolunu sallaya sallaya gelip ülkemizi vursun.
Karşılığında da Suriye’nin Kuzeyinde kendisine sadakatte kusur etmeyen bir PKK devleti kurulsun.
Oysa Başika kampı, Musul'daki Irak ordusunun ödlek askerlerinin savaşmadan şehri DAEŞ'e teslim etmesinin ardından Bağdat yönetiminin çağrısı ile yaklaşık iki yıl önce kurulmuştu. Musul'a operasyon düzenlenmesi gündeme geldiğinde Irak Meclisi'nin bu açıklamasına şaşırdıklarını belirten Kuzey Irak'taki bölgesel Kürt yönetimi IKBY Hükümet Sözcüsü Dizayi, Başika ve Duberdan eğitim kamplarının Irak Merkezi Hükümeti ve Savunma Bakanlığının bilgisi dâhilinde kurulduğunu ve Türk askerlerinin konuşlandığı kampların Irak Savunma Bakanı tarafından da ziyaret edildiğini belirtmişti.
Irak Savunma Bakanı Halid Ubeydi, 15 Aralık 2015'te Musul polisi ve gönüllü Iraklıları eğiten Türk askerine teşekkür de etmişti.
Dün teşekkür ettikleri Türk askerine bugün çek git diyorlar.
Ancak unuttukları bir şey var.
Artık “git” deyince gidecek bir asker yok karşılarında.
İçini sızmış üniformalı hainleri temizleyen şerefli Türk Ordusu “sahiplerinin kucaklarında havlayan köpeklere” haddini bildirecek güçte.
Denemesi bedava..
Irak'ta 2003 yılında ABD işgalinin ardından halen binlerce yabancı asker, ülkenin çeşitli bölgelerindeki askeri kamp ve üslerde "eğitim veya stratejik alanları koruma" amacıyla bulunuyor. ABD işgalinin ardından topraklarında 200 bine yakın yabancı askeri barındıran Irak'ta bu sayı zamanla azalırken, ülkede güvenlik zafiyetinin sürmesi nedeniyle halen çok sayıda yabancı asker görev yapıyor. ABD, Irak'ın işgali sonrası 2010 yılında askerlerini geri çekme kararı almış ancak DAEŞ'in bölgede güç kazanmasıyla bölgeye yeniden "askeri eğitmen" gönderme kararı almıştı.
Sonrasında İngiltere, Fransa, Almanya, Rusya, İran, Hollanda, İtalya, Norveç, İsveç ve Danimarka'nın "askeri uzmanları" ve bazı "stratejik noktaları" korumakla görevli yabancı askerleri ülkede görev yapmaya başladı.
Irak yönetiminin isteği üzerine Türkiye, 2015 başında Musul'un Başika bölgesinde yerel gönüllülere askeri eğitim vermeye başlamıştı. Bugüne kadar yaklaşık 3 bin Musullunun eğitildiği kampta, eğitim ve güvenlik için yaklaşık 600 kişilik Türk askeri birliği bulunuyor. DAEŞ militanlarının da sıklıkla saldırdığı kampta bulunan Türk askerleri, verdiği karşılıklarla da bugüne kadar yüzlerce teröristi etkisiz hale getirdi.
Durum bu kadar açık iken Irak’ın Ankara Büyükelçisi Hişam Ali Ekber İbrahim El Alevi; “Başika’daki Türk askerlerinin DAEŞ ve PKK’yı öne sürerek Irak’ın egemenliğinin ihlal ettiğini” söylüyor.
Bununla da kalmıyor; “Türkiye toprak bütünlüğümüze saygı göstermeli, eğer bu konuda geri adım atmazlarsa tavrımız farklı olur” diye tehdit ediyor.
Muhtemelen Devletten hak ettiği cevabı alacaktır.
Basra kentinde bir grup Şii de Musul yakınlarındaki Başika'da eğitim amacıyla bulunan Türk askerinin varlığını protesto gösterileri yaparken Türk bayrağını yırtmışlar.
Şii grup sadece Türk bayrağını yırtmakla da kalmamış, gösterinin yapılacağı caddeyi Türk Bayrağı deseni ile boyayarak temsili olarak Türk bayrağının üstünde yürümüşler.
Bacılarının, kızlarının ırzına geçen işgalcilere gıklarını çıkartamayan, mezhepçi lağım fareleri bayrağımızı yırtıyorlar.
Türk askerini karşısında görse altına kaçıracak adamlar ABD’nin kucağına oturunca bayrak yırtıyor.
Ortadoğu’da kan ve gözyaşının neden dinmediği, insanın neden bir tavuk kadar değerinin olmadığı Haydar El İbadi ve Hişam Ali Ekber gibi mezhepçi lağım farelerinin devlet adamı diye pazarlanmalarından daha iyi anlaşılıyor.
İslamiyet; pervasızca mezhepçilik/bölücülük yapan ve tecavüzcülerinin koynunda yaşamayı onur (!) bilen İbadi gibi Müslüman bozuntularının eline kalmışsa vay bizim halimize..