Diyanet İşleri Başkanlığı Kültür Bakanlığından aldığı izinle Ramazan boyunca “Bereket Vakti Ayasofya” isimli sahur programının çekimlerini Ayasofya’dan yaparak yayımladı.
Diyanet İşleri Başkanı Mehmet GÖRMEZ de bundan büyük heyecan duyduğunu vurgulayarak, "Burası nice ilim adamları, nice edebiyatçılar, nice büyük insanlar yetiştirmiş bir mekân. Fetih-i mübinden bugüne kadar, bu yüzyılın başına kadar burada secdeyi Rahman'a varmış bütün büyüklerimize bütün ecdadımıza Allah'tan rahmet diliyorum" dedi.
Rus haber ajansı Sputnik'in haberine göre Yunanistan Dışişleri Bakanlığı’na yakın kaynaklar “Türk devlet televizyon kanalı TRT’nin program yaparak her gün Ayasofya’da Kur’an okunacağı yönündeki açıklaması, başka bir dönemden gelen bir açıklamaya benziyor” değerlendirmesi yapıldı.
Haberde, kaynakların “Bu tür hareketler anakronik ve anlaşılamaz hareketlerdir ve dünya kültürel mirasının sembolü olan dinî eserlere yönelik saygı eksikliğini göstermektedir” dediği belirtildi.
Yunanistan da muhalefetteki Yeni Demokrasi de bir açıklama yayınlayarak Ayasofya’nın Ortodoks Hristiyanlar için önemine vurgu yaptı. Ayasofya’nın müze olarak hizmet verdiği de hatırlatılan açıklamada, “Bu hareket kışkırtıcı, anlaşılmaz ve dünyanın dört bir yanındaki Ortodokslara karşı saygı eksikliğinin bir göstergesidir; bu da Türkiye’nin Avrupa süreciyle uyuşmamaktadır” denildi.
Ramazan ayı boyunca TRT Diyanet kanalında yayınlanan "Bereket Vakti Ayasofya" programında Kur'an okunmasına Yunanistan'dan sonra Amerika da tepki verdi.
İki ülke arasındaki tartışmayı yorumlayan ABD Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Mark Toner, “Ayasofya'nın olağanüstü öneminin farkındayız. Türkiye'nin, Ayasofya'nın gelenekleri ve karmaşık tarihine saygı duyarak muhafaza etmesini destekliyoruz” ifadelerini kullandı.
O onu dedi bu bunu dedi.
Sonuçta ne oldu?..
Ayasofya’da Kuran’ı Kerim de okundu ezan da okundu.
Çok ta güzel oldu..
Sıra Ayasofya da namaz kılmaya geldi.
İnşallah o gün çok uzak değildir.
Demek ki neymiş, doğru olduğuna inandığını yapacaksın.
İtin uğursuzun ürümesine kafayı takmayacaksın.
İki çift laf ta Yunanlılara.
Batı Trakya’daki camiler meyhaneye çevrilirken biz anlamıyorduk.
O camiler kültürel mirasın sembolü değil miydi?.
Ne oldu da birden bire kültürel miras masalları okumaya başladınız?.
Gelelim turpun büyüğüne.
Ne demiş ABD sözcüsü; “Ayasofya’nın gelenekleri ve karmaşık tarihine saygı duymalıymışız”.
Tamam olur da?.
PKK bir terör örgütüdür deyip arkasından PKK’nın Suriye uzantısı PYD ile işbirliği ve ortaklık yapmak silah yardımı yapmak “stratejik ortaklıkla” nasıl bağdaşıyor?..
Türkiye’nin itirazına rağmen ABD askerlerinin üniformalarındaki PYD armalarının yer almasıyla müttefikliğe nasıl saygı duyuluyor?..
Ne diyorlardı “biz PYD konusunda Türkiye ile aynı görüşte değiliz”
Biz de Ayasofya’da Kuran’ı Kerim okunmasından çok mutlu olduk ve bu konuda ABD ile aynı görüşte değiliz..
Hesap mı vereceğiz?..
Artık böyle… işinize gelirse..
XXX
Kendilerine aydın, sanatçı, akademisyen diyerek devlet cinayet işliyor bildirileri yayımlayan ve böylece gerçek katilin yanında yer alan şebekler..
Hakkari ve Ağrı da “üç çocuk” yani sivil yani masum sizin çiçek ve böcek sever örgütünüzün alçak militanları tarafından öldürüldü haberiniz var mı?..
Hadi malum yeriniz sıkıyorsa bir kınama bildirisi yayımlasanıza..
Bıkan şahitli ispatlı bu cinayetten toz kondurmadığınız katiller nasıl keyif almışlar.
Ferho: Refik iyi günler bu olay nedir? Düşmana saldırı yapıyorlar ama çocukları sivilleri arabanın içinde vuruyorlar.
Refik: Doğrudur bir aile isabet almış, arabaya isabet etmiş..
Ferho: Bu kadar nişancılarsa niye düşmana vuramıyorlar anlamadım.
Refik: Aslında arkadaşlar bu konuda tecrübeli ama bilmiyorum işte..
Ferho: Gerçi üzüldüm mü? hayır, bu şerefsizler düşmanla birlikte hareket ediyor, iyi bir ders olur onlara da. Askerin yerine burada biz olsaydık bu da yaşanmazdı.
Refek: Aynı düşünüyoruz, aynen öyle..
Ferho: Çocuklar ölmüş, ama basın durmadı üzerinde, bu iyi bizim açımızdan. Çocuk hassas konu daha dikkatli olsunlar yine de. Yukarıdan (Kandil’i kastediyor) bu konuda bir şey geldi mi sana?
Refik: yok hiç ses çıkmadı.
Ferho: Güzel tamam. Düşmanla işbirliği yapanlar olursa onları da vursunlar, cezalandırsınlar, onda problem yok. Herkes kendine çeki düzen versin.
Refik: katılıyorum söylerim tamam.
Basın özgürlüğü kılıfıyla devlet sırlarını haber yapanlar ve bunun karşılığında Obama’nın Yardımcısı John Biden’den ve Avrupa ülkelerinin büyükelçilerinden “kahramanlık” övgüsü alanlar? Nerelerdesiniz.?..
Ne diyor katil “Çocuklar ölmüş, ama basın durmadı üzerinde, bu iyi bizim açımızdan”
Üç masum kürt çocuğun araba içinde alçakça PKK tarafından öldürülmesinin üzerinde durmuyor özgürlüğünün kısıtlandığını iddia eden basın.
Niye acaba?..
Kimden korkuyorlar?..
Aydın, sanatçı, akademisyen geçinen hainler/yalamalar da durmuyorlar üzerinde..
Çünkü onların masumlarla, çocuklarla işleri yok.
Onların derdi, yataklarından çıkmadıkları ve uşaklığının yaptıkları ağaları adına devlete diz çöktürmek..
Bu uğurda her yalanı söylemek..
Her alçaklığı yapmak ve bütün bunlardan hiç utanmamak..
Utanması olmayanlar aydın olsa ne yazar?.. akademisyen olsa ne yazar?.. gazeteci olsa ne yazar.
Ama tarih gerçeği er geç yazar.
XXX
DAİŞ Ramazan ayını son günlerinde Atatürk Havaalanına, Medine’de de Mescid-i Nebeviye ve Bağdat’a saldırarak Ramazanla İslam’la ilgili bir derdi olmadığını, kucağından inmediği sahiplerinin verdiği görevi alçakça görevi büyük bir titizlikle yerine getirdiğini bir kez daha gösterdi.
Bu kanlı ve ahlaksız örgütün PKK’dan hiçbir farkı yok..
Allah’ın her yasağını çiğneyip hiçbir emrini yerine getirmeden Müslümanlık palavrasının kanlı bir yapılanması olan DAİŞ’in Peygamberimizin (SAV) mescidinde cinayet işleyecek kadar alçaklaşması, hala bu örgütte İslamiyet arayanların en az bizim paralel kenar dörtgenler kadar gaflette ve hatta hıyanette olduğunu göstermiyor mu?.
Söyler misiniz? Akıl şimdi kullanılmayacak ise ne zaman kullanılacak?
XXX
Katil örgütün 2 numaralı adamı Bahoz ERDAL’ın öldürüldüğü söyleniyor.
Bu konuda AA’nın verdiği haber yazılı ve görsel medyada yer buldu.
Ama belirli kesimlerden hemen itirazlar yükselmeye başladı.
Efendim bu bilgi doğru olmayabilirmiş..
Çünkü bu tür haberler önceden de çıkmışmış.
Devletten açıklama gelmeliymiş..
Bahoz görevinin (hangi görevse) başında imiş.
Devlet yalan haber yayıyormuş.
Görevde ise çıkıp iki çift laf etse ya ..
Ankara’da İstanbul’da bombalar patlar patlamaz devletin açıklama yapmasını beklemeden ölü sayısı açıklıyordunuz.
Muhtemelen katillerle işbirliği içinde olduğunuzdan daha birinci dakikada devleti suçlu ilan ediyordunuz.
Ne oldu lan..
Ellerinde yüzlerce masum insanımızın kanı olan bir katilin ölmesini/öldürülmesini neden kabullenemiyor musunuz?
Bu katil sevicilik neden?..
Şehit Savcı Selim KİRAZ’ın başına dayanmış silah görüntülerini yayımlarken bu hassasiyeti göstermiyordunuz ama?..
Her bomba patladığında korku ve paniği arttırmak için kanlı bozuk sosyal medya sülüklerinin Paris’teki Belçika’daki patlama fotoğraflarını Ankara, Diyarbakır, Suruç, Gaziantep patlamaları diye yutturmaya çalışırken neden aynı titizliği göstermiyordunuz?
MİT TIRları ile ilgili haberleri yaparken gerçekle uzaktan yakından ilgisi olmayan (kendi uydurduğunuz) duyumlarınızı kesin bilgi gibi manşete çekiyordunuz.
Ellerinde yüzlerce masum kardeşimizin kanı bulunan bir katilin öldürülmesi (velev ki öldürülmemiş olsun) sizi neden bu kadar rahatsız etti?..
Yoksa birlikte mi iş tutuyordunuz?..
İyi ki İlahi adalet var.
Cami duvarına işeyen itin akıbeti ne ise masum insanları katledelerin/katledilme talimatını verenlerin ve bu cinayetleri ellerini ovuşturarak seyredenlerin akıbeti de o olacaktır.
Siz görseniz de görmek istemeseniz de..