Türkiye karşıtı her faaliyetin destekcisi olduğuna dair sayısız örnekler bulunan ABD Büyükelçiliği, Fetö Terör Örgütü firarisi Ergün Babahan'ın MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli'nin sağlığını hedef alan paylaşımını beğenerek(!) büyük bir saygısızlık ve hadsizliğe imza attı.
Böylece; Büyükelçiliğin sadece Pensilvanya’da koruma ve bakım altında tuttukları sadık uşakları değil onun emir ve hizmetindeki hainleri de keyifle takip ettikleri ve onlardan gelecek her iyi(!) haberi beğenecek kadar aleni ve seviyeli bir ilişki içinde oldukları da görülmüş oldu.
Onlar gezi kalkışmasını da çok beğenmişlerdi.
15 Temmuz gecesinin umutla güzel haber(!) bekledikleri ilk saatlerini, İncirlikten kalkan uçakları, Meclisin bombalanmasını, gece yarılarındaki finansal saldırıları, kur katliamlarını, tetikçi finans örgütlerinin yerli yersiz not düşürmelerini de çok beğenmişlerdi mesela..
17/25 Aralık yargı tezgahlarını, MİT TIR’larının durdurulmasını ve uşaklıklarını yapan hainlerin manşete çektikleri “Türkiye DAEŞ’e silah gönderiyor” yalanlarını da çok beğenmişlerdi.
Her kirli işe burunlarını sokan Büyükelçileri (provokatörleri de diyebiliriz) vardı, hatırlarsanız.
“Bir imparatorluğun çöküşünü izliyorsunuz' “ diyordu birisi, yerli işbirlikçilerine güvenerek.
Olmadı, diz çöktüremediler.
Sonuncusu ise hiç bir devlet makamı tarafından kabul edilmeden BASS’ıp gitmişti.
Darbenin gerçekleşeceğinden çok emindiler ama bu asil millet onlara da uşaklarına da haddini bildirdi.
Belli ki akıllanmamışlar.
Ufak ufak hareketlenmeye başladılar.,
Başlangıcı da Sayın Bahçeli’nin sağlığını hedef alan bir alçağın tweet’ini beğenmek suretiyle yaptılar.
Yaptılar yapmasına da karşılığını anında aldılar.
Artık ABD ne derse desin yutan bir Türkiye yok.
Her ne kadar bu ülkede kendilerine biat etmiş, koruma ve kollama altına aldıkları beslemeleri ve sözcüleri var ise de hadlerini bildirecek Anadolu evlatları da var.
Nitekim MHP Genel Sekreteri İsmet Büyükataman, tam da anlayacakları dilden şunları söyledi.
"FETÖ'nün beslemesi, sözcüsü Ergun Babahan dün attığı tweet'le meşrebince davranmış ve FETÖ'nün uzun yıllardır uğraş verdiği 'Devlet Bahçeli’siz siyaseti' dillendirmiştir. Kendisinin ve ağababalarının bu söylemlerine de bu amaçla giriştikleri 'MHP'ye darbe' teşebbüslerine de alışık ve hazırlıklıyız. Milliyetçi Hareket; bunlara her teşebbüsünde haddini bildirmiş, her seferinde aziz Türk milletinin de desteğiyle bu kirli operasyonlardan güçlenerek çıkmıştır. Bu 'vatansız' firarinin yaptığı paylaşımın ABD'nin Türkiye Büyükelçiliği resmi Twitter hesabından beğenilmesi, ederi 1 dolar olan meczubun sözlerinden daha vahimdir ve ABD destekli yeni bir operasyonun da başladığının delilidir. Büyükelçilik, bu hamlesiyle Türkiye düşmanlarını cesaretlendirme, FETÖ'cü hainleri sahaya sürme gayesindedir. Bu alçakça girişim ABD'nin haddine olmadığı gibi, Orta Doğu'yu kan gölüne çeviren ABD bunun sonuçlarına katlanmak zorunda olacağını da iyi bilmelidir."
Gösterilen bu kararlı ve sert tepkiden sonra Büyükelçilik tarafından "Bugün büyükelçiliğimizin Twitter hesabından ilgisiz bir mesaj yanlışlıkla beğenilmiştir. Söz konusu hatadan ve yaratmış olabileceği kafa karışıklığından dolayı özür diliyoruz." denilmek suretiyle kabahatinden büyük olarak niteleyebileceğimiz sözüm ona bir özür açıklaması yapılmıştır.
Oysa bizim kafamız gayet net.
Kafası karışık olan onlar..
ABD’nin çıkarlarını onlardan çok savunan, üzülecekler diye ödleri kopan yerli malı mandacıların kafası karışık.
Beslemeleri bu kez darbeyi de beceremediler..
Bu asil millet yumruğu tepelerine indirdi.
Hal bu ki önceleri ne güzel darbeler yapıyorlardı.
Ortam bir güzel hazırlanıyor “our boys”lar da kurtarıcı gibi gelip darbeyi yapıyorlardı.
S 400’ler gözlerinin içine sokula sokula getirildi.
Parası ödenen F 35 leri vermeyiz dediler, Türkiye hemen alternatifini buldu.
İHA’larımız SİHA’larımız ve milli savunma sanayi ürünlerimizle besledikleri/büyüttükleri köpekleri inlerinde vuruyoruz.
Karayılanlar, Bayıklar korkudan kafalarını çıkaramaz oldular
TIR’lar dolusu silah verdikleri elleri kanlı katilleri de Fırat’ın doğusunda gömeceğiz.
Nitekim “biz o bölgede bulunmayacağız” açıklaması yaparak mevsim sonu indirimli satışları erken başlattılar.
Birileri yok diye kendini kandırmaya devam etse de hava ve deniz kuvvetlerimizin desteğiyle Türkiye Doğu Akdeniz’de enerji kaynaklarını aramaya ve sondaja devam ediyor.
Anlayacağınız Yeni Türkiye sizi takmıyor.
Kafanız bu nedenle karışık olabilir de kendilerine hayrı olmayan besleme hainlerin paylaşımlarından medet ummayın.
Büyükelçilik tarafından dilenen özrün ciddiyetten uzak ve nezaketsizlik barındırdığını ifade eden Büyükataman, "Dün bu hadsiz müdahale teşebbüsüne gösterdiğimiz tepkinin ardından mezkûr tweet'ten beğenisini kaldıran Büyükelçilik güya özür dilemiştir. 'Bugün büyükelçiliğimizin Twitter hesabından ilgisiz bir mesaj yanlışlıkla beğenilmiştir. Söz konusu hatadan ve oluşturmuş olabileceği kafa karışıklığından dolayı özür diliyoruz' şeklindeki özür metninin içeriğine bakıldığında ciddiyetten uzak, 3. dünya ülkelerinde bile görülemeyecek bir nezaketsizlik barındırdığı görülmektedir.
Prosedür gereği yayınlanan özür metninde birliğini hedef aldıkları büyük Türk milletinden ve Genel Başkanımız Sayın Devlet Bahçeli'den özür dilenmemiş olması ABD'nin bu rezil eylemin arkasında durduğunu göstermektedir.
Büyükelçiliğin tweet'ini beğendiği Ergun Babahan denen müptezelin 2012'de 'Türkiye'deki bütün darbelerin ABD destekli ya da onaylı olduğu' sözleri bir yana 1980 askeri darbesinden sonra 1970'li yıllarda CIA'nın Türkiye Şefi olan Paul Henze'nin ABD Başkanı Jimmy Carter'a 'Bizim çocuklar başardı' demesi ile ABD Büyükelçiliğinin hainlerin sözcüsüne verdiği bu destek arasında nasıl bir fark vardır?
Yine 1980 askeri darbesi esnasında ABD'nin Ankara Büyükelçisi olan James Spain'in daha sonraki yıllarda Cumhuriyet gazetesine verdiği mülakatta 'Türkiye'yi Türkeş'e teslim etmeme' itirafı ile bugünkü ABD Büyükelçisinin Milliyetçi Hareket Partisi Genel Başkanı Sayın Devlet Bahçeli'yi hedef alan tavrı arasında nasıl bir fark vardır?
ABD'nin gayrimeşru çocuklarına 15 Temmuz'da olduğu gibi tarihî bir ders vermek, aziz Türk milletinin geleceğinin teminatı olan Türk Milliyetçilerinin boynunun borcudur. Dışişleri Bakanlığımızın Milliyetçi Hareket mensuplarının ve milletimizin bu konudaki hassasiyetlerini göz ardı etmemesini, ABD Büyükelçiliği nezdinde acilen ve konu sulandırılmadan resmi bir özür talebinde bulunmasını ve resmi özür dilenene dek süreci takip etmesini en yüksek kararlılıkla bekliyoruz" açıklamasında bulundu.
Bu arada AK Parti Sözcüsü Ömer ÇELİK Twitter hesabından yaptığı paylaşımda;
"ABD Ankara Büyükelçiliği'nin sosyal medya hesabının, MHP Genel Başkanı Sayın Bahçeli'nin sağlığına ilişkin insani açıdan kabul edilemez, diplomatik teamüllere tamamen aykırı 'beğeni'sini şiddetle kınıyoruz.
Bu hadise, bir yandan Büyükelçiliğin Türkiye gerçekliğine hangi 'ilgisiz' ve 'yanlış' kişileri takip ederek yabancılaştığını, diğer yönüyle nasıl bir istihdam politikası izlediklerini göstermesi bakımından ibretliktir...
Konu, kuru bir özürle geçiştirilecek bir konu değildir. İnsani açıdan kabul edilemez olduğu gibi içişlerimize çirkin bir müdahale çabasıdır. Büyükelçilikte istihdam edilen bazı kişilerin iki ülke ilişkilerine zarar vermek için özel bir gayret içinde olduğunu göstermektedir. Kafa karışıklığının ötesinde bir durum vardır. ABD Dışişleri Bakanlığının ve ABD Büyükelçiliğinin konuyu ciddi şekilde soruşturmasını ve gereğini yapmasını bekliyoruz.
ABD Büyükelçiliği, Türkiye'yi terör örgütleriyle bağlantılı kişiler üzerinden değil, doğru analiz yapabilen kişiler üzerinden anlamaya çalışmalıdır. İnsani konularda hassas olunması ise izah gerektirmeyen bir durumdur.
Hiçbir büyükelçilik Türkiye'deki hiçbir siyasi parti ve siyasetçi hakkında bu şekilde yorum yapamaz. Diplomatik teamüllere saygı esastır. Terör örgütleriyle bağlantılı kişiler bir büyükelçiliğin referansı olamaz.
MHP Genel Başkanı Sayın Bahçeli'ye ve MHP camiasına bir kere daha geçmiş olsun dileklerimizi iletiyoruz. ABD Büyükelçiliğinden kuru bir özür ötesinde, bu çirkin eylemi gerçekleştirenlere dönük soruşturma ve gereğinin yapılmasını bekliyoruz." İfadelerini kullandı.
Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Hami Aksoy'dan edinilen bilgiye göre, ABD'nin Ankara Büyükelçisi David Satterfield şehir dışında olduğundan, Maslahatgüzar Jeffrey M. Hovenier Dışişleri Bakanlığına çağrılarak büyükelçiliğin, dünkü bir sosyal medya paylaşımını beğenisi hakkında açık ve net izahatta bulunulması istendi.
Bunun üzerine ABD'nin Ankara Büyükelçiliği bir açıklama daha yaparak;
"Dün Twitter hesabımızda gerçekleşen hatadan dolayı özür dileriz. Ergun Babahan ile bir ilişiğimiz olmadığı gibi, attığı tweet'in içeriğini de onaylamıyoruz ve kabul etmiyoruz. Söz konusu hatadan üzüntü duyduğumuzu bir kez daha ifade ediyoruz." ifadelerine yer verildi.
İşte böyle..
Her ne kadar inanmıyorsak ta “beğeninizi” yalamanız güzel oldu..
Üzüldüğünüzü filan da sanmıyoruz.
Özür dilemek zorunda kaldığınıza üzülmüşsünüzdür.
Bu iş özürle de kapanmaz..
Sizin kimlerle ilişiğiniz olduğunu biliyoruz.
İçerideki ve koynunuzdaki beslemeleri de mandacıları da..
Siz siz olun onlara fazla güvenmeyin.
Bakın Caferi Sadık’ın ne diyor;
Üç şeye güvenen aldanır.
Olmayacak sözleri tasdik etmek
Güvenilmeyecek insanlara bel bağlamak
Ve elde edilemeyecek şeylere göz dikmek.
Anladınız mı?..
Yasin BÖRÜ neyiniz olur?..
HDP Merkez Yürütme Kurulunun çağrısı üzerine 6-7 Ekim 2014’te, Ayn el Arap (Kobani) bahanesiyle terör örgütü PKK/YPG yandaşlarının 35 ilde gerçekleştirdiği ve 53 kişinin hayatını kaybettiği olayların üzerinden 5 yıl geçti.
Terör örgütü yandaşlarının saldırıları sonucu çok sayıda ev ve işyeri ile okul, Kur’an kursu, kültür merkezi, müze ve yurt binasında hasar oluştu, olaylar nedeniyle zarar gören esnafa devlet tarafından yaklaşık 50 milyon liralık ödenek sağlanırken, şiddet eylemlerinin devlete maliyeti 300 milyon liranın üzerinde oldu.
Doğu ve Güneydoğu Anadolu bölgelerinde sağlanan huzur ve güven ortamına büyük zarar veren şiddet eylemleri, can ve mal kayıplarının yanı sıra bölgenin ekonomisine, turizmine ve sosyal hayatına da büyük darbe vurdu.
Diyarbakır’da İhtiyaç sahiplerine Kurban Bayramı’nda et dağıtmak isteyen Yasin Börü ve üç arkadaşı, PKK’lı bir grubun silah, taş, sopa ve bıçaklı saldırısına uğramaları sonucu sığındıkları binanın üçüncü katında linç edildiler.
DEAŞ üyesi oldukları iddiasıyla binadan atılan gençlerin cesedine işkence yapıldı, ayrıca 16 yaşındaki Börü’nün üzerinden arabayla geçildi, Ahmet Dakak’ın başı taşla ezildi.
Cesetleri yakılan ve tanınmayacak hale gelen çocuklar, aileleri tarafından güçlükle teşhis edilebildi.
Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı’nca, ülke genelinde meydana gelen olaylar nedeniyle sokağa çıkma çağrısı yapan PKK/KCK terör örgütü ve sözde örgüt yöneticileri ile bazı siyasi parti yöneticileri ve partileri ile ilgili “devletin birliğini ve ülke bütünlüğünü bozmak”, “nitelikli kasten adam öldürme”, “kasten adam öldürmeye teşebbüs”, “yağma”, “kişiyi hürriyetinden yoksun kılma”, “mala zarar verme”, “kasten yaralama”, “hırsızlık”, “iş yeri ve konut dokunulmazlığını ihlal” suçlarından başlatılan soruşturma sonucunda suç tarihinde HDP Eş Genel başkanları olan Selahattin Demirtaş ve Figen Yüksekdağ’ın Ankara 1. Sulh Ceza Hakimliği’nin kararıyla tutuklanmalarına karar verildi.
Bu vahşeti yapanların, yaptıranların, destekleyenlerin, görmezden gelenlerin, haktan/hukuktan/insanlıktan/barıştan ve kardeşlikten bahsetmeye hakları yoktur.
Vahşice öldürülen, cesedine işkence yapılan, yakılan ve üzerinden araba ile geçilen sizin çocuğunuz ya da bir yakınınızın çocuğu olsa ne düşünürdünüz?..
Katilleri sokağa salanlara, onları azmettirenlere demokrasi kahramanı(!) muamelesi yapar mıydınız?..
Peki siyasal çıkar uğruna bunlarla işbirliği ve ittifak yapanlara saygı duyar mıydınız?
Vereceğiniz cevaplar Yasin BÖRÜ’nün sizin neyiniz olduğunun da açıklaması olacaktır.