Türkiye’nin dış ticaret açığının en önemli kalemlerinden birisi olan enerjideki bağımlılığın azaltılması amacıyla son beş altı yıldır tamamen milli imkanlarla sürdürülen doğalgaz ve petrol arama çalışmaları Karadeniz ve Doğu Akdeniz’de devam ederken sayın Cumhurbaşkanı, tüm dünyanın merakla beklediği müjdeyi açıkladı.
Karadeniz’de sondaj faaliyeti yürüten Fatih gemisinin Tuna-1 kuyusunda 320 milyar metreküplük doğal gaz rezervi bulunduğunu ve rezervin 2023 yılında milletin hizmetine sunulacağını kaydetti.
Yıllık 45-50 milyar metreküp arasındaki tüketimin tamamına yakınını dışarıdan alan Türkiye’nin bu alandaki açığı, giderek artıyor. Geçen yıl 45 milyar metreküp doğalgaz ithal eden Türkiye’nin bazı yıllar tüketimi 54 milyar metreküpe ulaştı.
Keşfedilen 320 milyar metreküp rezerv Türkiye hiç gaz ithalat etmeden 7 yıl yetecek büyüklükte. Rezervin parasal büyüklüğü ise Türkiye’nin gaz alım fiyatı üzerinden yapılan hesaplamaya göre 480 milyar lirayı (65 milyar dolar) buluyor. Ancak tek kuyuda bulunan bu rezervin altında iki ayrı katman olduğu ve Sakarya adı verilen sahada yakında başka kuyularda da sondaj yapılacak olması yeni rezervler için de umutları artırdı.
Türkiye Doğal Gaz Dağıtıcıları Birliği (GAZBİR) Başkanı Yaşar Arslan, “Keşfedilen doğal gaz kuyusundan yıllık 10 milyar metreküp üretim yapılması durumunda doğal gaz ithalat faturamız her yıl yaklaşık olarak 2.6 milyar dolar azalacaktır” dedi.
Bulunan Doğalgaz rezervi ile ilgili detayları anlatan Bakan Fatih Dönmez, arama-tarama sürecinde çalışan uzman personele baskı yapıldığını bu baskılara boyun eğmeyen iki Avrupa Birliği vatandaşı uzmanın Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlığına geçtiğini belirterek, bu çalışanlarımız, “Biz burada mutluyuz, huzurluyuz, kendi ülkemiz bize sahip çıkmıyor. Biz Türkiye Cumhuriyet vatandaşı olmak istiyoruz dediler. Müracaat ettiler ve şu anda o iki çalışanımız Türkiye Cumhuriyet vatandaşı olarak bizlerle birlikte çalışıyor." dedi.
Enerji Ekonomisi Derneği Yönetim Kurulu Başkanı Prof. Dr. Gürkan Kumbaroğlu, keşfedilen miktarın Ankara’nın Moskova’dan doğalgaz aldığı bir hattın 20 yılına bedel olduğunu ve keşfedilen 320 milyar metreküpten daha fazla miktarın bölgede olduğunu söyledi.
Daha önce aynı sahalarda yabancı şirketler tarafından yapılan aramalarda herhangi bir şey bulunamaz ve arama sonuçları 5-6 sayfalık basit raporlarla geçiştirilirken, milli imkanlarla ve kararlılıkla yapılan aramada zengin doğal rezervine ulaşılması şaşırtıcı değildir.
Aynı havzanın hemen yanı başındaki Romanya’nın bulduğu doğal gazı bizim bulamayışımız arayanların “yerli ve milli” olmamasından kaynaklanıyordu.
Zira hiçbir yabancı güç sizin için enerji kaynağı bulmaz.
Arar gibi yaparak neden bulamadıklarına sizi inandırmaya çalışırlar.
Elbette her arayan bulamaz ama bulanlar azimle, kararlılıkla sabırla ve inanarak arayanlardır.
Bu sevindirici sonuçta inancı, emeği, katkısı, desteği, kararlılığı olan herkes alkışı, saygıyı ve teşekkürü hak etmektedir. Allah hepsinden razı olsun.
Bütün dünya Türkiye’nin bu büyük başarısını konuşur başta Reuters, BBC, Euronews ve Yunan Ekathimerini olmak üzere Türkiye tarihinin en büyük keşfinden söz ederlerken, Gelecek Partisi’nin Profesör ünvanlı Genel Başkan Yardımcısı Selçuk Özdağ, müjdeye akıl almaz bir yaklaşımda bulunarak Sosyal medya hesabından "Bu iktidarın tarzı siyaseti: Başta kendi seçmeni olmak üzere milletimizi her daim bir beklenti içinde gelecekteki güzel günlerin hayali ile yaşatmaktır. İktidar için sorunları ötelemenin, şikayet ve itirazları bastırmanın en kestirme yolu bu." ifadelerini kullanarak böylesine büyük bir sevince ortak olamayacak kadar kin ve nefret siyaseti yaptıklarını ve bu toprakların insanı olmadığını göstermiş oldu.
İstifa eden Gelecek Partisi Ankara İl Başkanı Osman Hakan Kılıç’ın; "Ehliyet dediler ehliyetten uzaklaştılar, liyakat dediler liyakattan uzaklaştılar, ahlak dediler ahlaktan uzaklaştılar. Haklının netice alamadığı, güçlü olanın netice aldığı; milletin değer yargılarının hiçe sayıldığı Gelecek Partisi’nin Ankara İl Başkanlığı’ndan ve parti üyeliğinden istifa ediyorum.” sözleri asıl hayal satanın kendileri olduğunu göstermesi açısından ilginç ve ibretliktir.
Bu kafaların yaptığı siyasetle iktidar yüzü göremeyeceklerini söylemek için kahin olmak gerekmez.
İktidarı eleştirmek elbette muhalefetin görevidir ve gereklidir.
Ama ülkenin geleceğini olumlu yönde etkileyecek ve ekonomimize olumlu bir katkı sağlayacak bir doğalgaz rezervi bulunması dünya basınında bile gündem olurken, bu müjdeyi hayal satmak olarak nitelemek aşağılık kompleksinin güncel sürümünden başka bir şey değildir.
Bu zihniyete bakınca Joe BİDEN’ın Türkiye’de kimlere niçin güvendiğini tahmin etmek zor olmasa gerek.
Adam maldan anlıyor..
Bir başka Ekonomi Profesörü(!) Özgür DEMİRTAŞ “Dünyanın en büyük rezervlerine sahip Venezuela’da bir bidon petrol bir tane damak çikolata etmiyor” paylaşımıyla keşfedilen doğal rezervlerini aklı sıra küçümsemeye çalıştı.
Karl Marx’ın dediği gibi; “cehaletin ayrıcalıklı sınıfın ustaca kullandığı bir silah olduğunu” göstermiş oldu.
Sanayi Bakanı Sayın Mustafa VARANK bu çapsız ve cahil Prof’a; “Bu hesaba göre bir finans profesörü bir Beypazarı Soda etmiyor” diyerek hak ettiği cevabı verdi.
Ancak Beypazarı Soda yurt dışı pazarlarda da satılan değerli bir marka.
Yani ekonomik bir değeri var.
Kerameti kendisinden menkul bir cahilin bir Beypazarı soda etmesi zaten mümkün değil.
Vay bu zırcahillerin yetiştirdikleri öğrencilere..
İnanın dağdan herhangi bir çoban gelip bunların yerine dersine girse öğrencilerine daha faydalı olur.
Türkiye tarihindeki dev keşfin açıklandığı sırada sosyal medya hesabından açıklama yapan terör örgütünün siyasi uzantısının ekonomiden Sorumlu Eş Genel Başkan Yardımcısı Garo Paylan; "Doğal gaz, petrol totaliter rejimlerce yönetilen Venezuela, İran, Azerbaycan'a refah getirmedi. Demokratik Almanya, Hollanda ise doğal gazı olmadan refah içinde yaşıyor. Saray'ın israf rejimi iki yılda kasayı tüketti. Doğal gaz yalnızca ara gazı verir. Çöküşü durdurmaz!" diyerek rahatsızlığını ifade ederken, Eş Genel Başkan Pervin Buldan, “Siz her sıkıştığınız anda bir gaz çıkarıyorsanız işte o zaman bu halk size ne inanır ne de güvenir” sözleriyle aslında Kandil’de sıkışan gazı boşaltmaya çalıştı.
Belli ki doğal gaz bulunması kimyalarını bozmuş.
Yaptırmamak için her türlü sabotajlarla yıllarca direndikleri ama kafalarına vurula vurula yapılan barajlarla, yollarla, tünellerle, havaalanları ile hayalleri alt üst olanların doğal gaz bulunmasına elbette sevinecek halleri yoktu.
Ayrıca onlar AB’nin NATO’nun ve ABD’nin gazı ile çalıştıkları için doğal bulunması onları çok fazla ilgilendirmiyor.
Kandil’in genelev görünümlü pislik kokan mağaralarında doğalgaz kullanılmıyor ki sevinsinler.
Hem ısınmada, hem elektrik üretiminde ve hem de sanayide kullanılan ve en temiz enerji kaynağı olan doğal gazı kuru fasulyeden üretilen gazla karıştırarak doğal gazı olmayan ülkelerin refah içinde yaşadıklarını söylemeleri sadece cehaletle açıklanamaz.
Muhtemelen son birkaç yılda çok güvendikleri elebaşlarının dürüm yapılmasının da kuyruk acısı vardır.
Kendilerinin ve dışarıdaki abilerinin verdikleri ara gazının çok güvendikleri Kandil’deki çöküşü durdurmadığı baronların, haremağalarının, sübyancılarının birer ikişer tepelenmesinden de anlaşılıyor.
CHP Enerji ve Altyapı Projelerinden Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Ahmet Akın, "Ülkemizin sınırları içerisinde 320 milyar metreküp rezervi olan doğalgaz bulunmuş olması amasız fakatsız bizi sevindirmiştir" dedi. Türkiye'nin enerjide dışa bağımlılığının azaltılması gerektiğini vurgulayan Akın, "Karadeniz'de bulunan doğalgaz 320 milyar metreküp rezerv tam anlamıyla üretime geçildiğinde önemli bir katkı sağlayacaktır. Karadeniz veya Akdeniz'de yapılacak ekonomik bir keşif, enerjide de tam bağımsızlığı savunan bizleri mutlu eder",
Yine CHP’nin Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Mansur Yavaş; Türkiye’nin doğalgaz keşfinin önemli bir adım olduğunu belirterek, "Fatih Sondaj Gemimizin Karadeniz'de gerçekleştirdiği 320 milyar metreküp doğal gaz rezervi keşfinin milletimiz ve ülkemiz adına hayırlara vesile olmasını temenni ediyorum. Ülkemizin enerji alanında attığı bu önemli adım hepimiz için bir gurur kaynağıdır”
Diyerek milletin sevincine ortak olacak sağduyulu ve örnek bir yaklaşım sergilediler.
Ancak katıldığı bir TV programında “varsa o kaynak, Türkiye'ye kalkınma getirir mi sorusunun cevabı hayır olduğu için endişeliyim. Böylesi yatırımların faydası, ekonomik olarak halka yansımayacak. Enerji kaynağı bulunmuş olsa dahi, ortaya çıkacak olan bunun bir yatırıma dönüşmesi süre alacaktır. Yapılacak olan sözleşmeden faydalanacak olan, halk olmayacaktır." ifadelerini kullanan CHP Genel Sekreteri Selin SAYEK BÖKE uzanamadığı ciğere “mundar” dedi.
Esasen, geçmişte “PYD’nin bir terör örgütü olduğuna dair elimizde yeterli veri yok diyerek” eli kanlı örgüte arka çıkan “endişeli bir modern” den fazlası da beklenemezdi.
İktisatçı, genel sekreter, profesör olmaya gerek yok; asgari zeka seviyesindeki herkes böyle bir keşfin ekonomiye dolayısıyla topluma faydası olacağını bilir.
Alırken para verdiğiniz doğal gazı bulunca ekonomik faydasını olmayacağını söylemek cehaletten değilse hasetten ve ihanetten kaynaklanıyordur.
Ekonomiye olumlu katkı sağlayacak büyük sevinci yaşarken tetikçi Fitch, programda olmamasına rağmen Türkiye’nin kredi notunu BB olarak açıkladı, görünümü durağandan negative revize ederek “böylesi yatırımların faydası, ekonomik olarak halka yansımayacak” diyenlere harika bir pas attı.
Eh artık içerideki dostları Fitch’e bir güzellik düşünürler.
“Kimdir bu dış mihraklar?” diye soran sıfır virgül küsurluk siyasetçinin kulakları çınlasın..
Bu doğalgaz kaynağı hükümetin değil milletindir.
Bu sevinç paylaşılmayacak ta ne paylaşılacak?..
Mecliste paylaşılan Fetö tapeleri kadar önemi yok mu?.
Çoklu baro ve sosyal medya düzenlemeleri kadar görüş belirtmeyi hak etmiyor mu?..
Bazılarının manidar suskunluğu, bazılarının da “acımadı ki acımadı ki” kıvamındaki yok saymaları, bazılarının keşfi küçüksemede ve itibarsızlaştırmada azgınlığa varan uzmanlığı gözden kaçmıyor.
Her neyse tarih olup biteni kaydediyor.
Milliyetçi Hareket Partisi sosyal medya hesaplarında; "Müjdeler Olsun" başlığıyla keşfi kutladı. Mesajda, MHP lideri Bahçeli'nin 2018 yılındaki Samsun mitinginde "Çırpınırdı Karadeniz" türküsü dizelerini seslendirdiği konuşması yer aldı.
İYİ Parti Sözcüsü Yavuz Ağıralioğlu da keşfin önemli olduğunu belirtti, emeği geçenlere teşekkür etti. Ancak İYİ Parti Kurucu üyelerinden Genel Başkan Yardımcısı Ümit Dikbayır, "Türkiye tarihinin en büyük doğalgaz keşfi değil bu; 18 yıllık iktidarda, sık sık, lazım oldukça, seçim yaklaştıkça, özetle; Türkiye tarihinin "EN ÇOK KEŞFEDİLEN" doğalgaz yatağı bu.. 8'inci müjde bu.. Tek fark, adı Tuna1'di, Sakarya olmuş.. Yeter artık! Aziz Milletimizle alay etmeyin !" diyerek keşfe inanmadığını (paşa keyfi bilir) gösterdi.
İnandırmak için davul zurna çalacak halimiz yok.
Devekuşu da başını toprağa gömünce görmüyor ama bu, gerçeği ortadan kaldırmıyor.
İtalyan bilim insanı Galileo 385 yıl önce Dünya'nın Güneş'in etrafında döndüğünü söylemişti. Bu fikirleri kilise tarafından yanlış olarak kabul edildiği için ölümle yargılandı. 20 Eylül 1642 yılında ölünceye kadar ev hapsinde kaldı ama o yine de dünyanın güneş etrafında döndüğü tezinden vazgeçmedi.
Galileo öldü ama onu o gün yargılayan kilise de bugün dünyanın güneş etrafında döndüğünü kabul ediyor.
Yani güneş balçıkla sıvanmaz.
Her toplumda gerçeği kabullenmeyerek aforizmalarla üzerini örten insanlar vardır, küçük dünyalarında böyle mutlu olan sıradan insanlara sözümüz yok.
Varsın kabullenmesinler.
Ancak; işlerine gelmeyen ya da başkalarının işine gelen gerçekleri aforizmalarla gizleyip halkı aldatabileceklerini zannedenler siyasetçi kimliği taşıyor iseler bu halkı aptal yerine koymaktır.
Halkın kendisini aptal yerine koyanlara nasıl ders verdiği yakın geçmişimizdeki çok sayıdaki örnekten anlaşılabilir.
Sevince ortak olan Büyük Birlik Partisi Genel Başkanı Mustafa Destici "İnanıyorum ki bu arama çalışmalarının arkası gelecek. Türkiye, yeni kaynaklar bulacaktır" mesajını paylaştı.
Ama çatıdan çatıya hoplayıp zıplayıp mutabakat arayan, maksimum fayda sıfır risk, armut piş ağzıma düş beklentisindeki güllerin efendisinden, geç keşfedilmiş bilgelerden, şen sazın bülbüllerinden, İMF damatlarından ve “siyasi hiç”lerden şifa niyetine tek bir cümle yok.
Niye yok?..
Çünkü onların derdi millete hizmet filan değil.
Onların kazanmak gibi bir dertleri yok.
Biat ettikleri üst akıl ne verirse ona razılar.
Verilenler bir zamanlar oturdukları süslü koltuklar olursa değmeyin keyiflerine..
Tam bu sefer oluyor derlerken toplum hayrına olan her gelişme tekerlerine çomak sokuyor.
Önce açamazlar “hadi açında görelim” diye efelendikleri Ayasofya Camii ibadete açıldı, arkasından doğalgaz bulundu, Doğu Akdeniz karış karış taranıyor inşallah oradan da müjdeli haberler bekliyoruz.
Libya ile Deniz Yetki Alanları Anlaşması imzalandı..
Mavi vatanda gemilerimiz, uçaklarımız 7/24 görev başında..
Fransa’nın ufaklık Macron’u tokat üstüne tokat yiyor.
Bu kadar zulüm(!) fazla olmaya başladı..
Adamlar ha şimdi ha şimdi diye ümitle beklerken her gün yeni bir gelişme dengelerini bozdu.
Ya üst akıl “yetti artık ben sizden vazgeçiyorum” derse ne olacak?..
Hayaller parlamenter sistem, gerçekler damdaki kemancı..
Böyle büyük bir sevinci bile paylaşmaktan aciz olanların milletten oy istemeleri ise tam bir yüzsüzlük örneğidir.
Kendisi muhtaç-ı himmet bir dede, nerde kaldı himmet ede..
Tasada ve sevinçte bir olmayan/olamayan ve kaybettirmek için siyaset yapan ezikler, yüzsüzler, mandacılar ve halkı aptal yerine koyan “siyasi hiç” ler, gidecekleri yerin siyasi çöplük olduğunu yapılacak ilk seçimde yaşayarak göreceklerdir.
Kızarması için yüz olması gerekir..
*Uluslararası Hukuk Profesörü Yunan Aleksis İraklidis bir haber sitesinde yaptığı açıklamalarda; "Yunanistan'da herkes hem Ege hem Doğu Akdeniz konularında Yunanların haklı olduğunu ve Türkiye'nin saldırgan ve haksız olduğunu sanmakta ama gerçek tamamen farklı" ifadelerini kullandı.
15 yıl boyunca diplomatlık yaptığını dile getiren İraklidis, "Biz Ege'nin Yunan gölü olduğunu sanıyoruz. Ama öyle değil Ege'de tarafların hukuki tezleri 6 konuda aslında eşit. Size bir örnek vereyim, hava sahası konusunda Yunanistan tamamen haksız. Kara sularımız madem 6 mil o zaman hava sahamızın da buna eşit olması lazım. Bu uluslararası hukuka göre böyledir. Uçuş bilgi bölgesi konusunda da öyle. Savaş uçaklarının uçuş izni almalarına gerek yok" dedi.
Kendi ülkesinin taraf olduğu bir konuda bir Yunan Profesör korkmadan doğruyu söylerken, ülkesine iftira atan ve yalan söylemekten utanmayan içerideki eziklerin/büzüklerin yüzü kızarır mı .?..
El cevap; kızarmaz.
Çünkü kızarması için yüz olması gerekir.