Özgecan ASLAN’ın vahşi bir cinayete kurban gitmesi, onu tanıyan tanımayan vicdan sahibi herkesi çok üzmüştü.
Çünkü Özgecan masumdu, mazlumdu ve namusunu korumak için canını vermişti.
Sınır taşımayan vahşet nedeniyle dava çok hızlı bir şekilde görülerek, katil ağır hapis cezasına çarptırıldı ve cezaevine gönderildi.
Bu dava esnasında toplumun her kesiminin duyarlığı, mahkeme heyetinin titizliği ve ailesinin alkışlanacak vakur duruşları sayesinde, Özgecan geri gelmese de katili alabileceği en ağır cezaya çaptırılarak vicdanlara su serpilmişti.
Aradan bir yıla yakın bir süre geçmemişti ki Özgecan’ın katili cezasını çekmekte olduğu hapishanede bir başka mahkum tarafından vuruldu, ambulansa alınmasına izin verilmedi ve kan kaybından öldü.
Öldükten sonra kimse namus düşmanı bu katilin kendi memleketinin toprağına gömülmesini istemedi.
Cenaze günlerce gömülecek bir mezar bulunması için dolaştı ve sonunda kimsenin bilinmediği bir yere gizlice gömüldü.
Hatta bazı köylerde cenazenin kendi mezarlıklarına gömüldüğü şüphesi üzerine yeni defin yapılan mezarlar açılarak iddianın doğru olup olmadığı araştırıldı
Bazı köylerde/beldelerde habersiz defin yapılmaması için mezarlıklarda nöbetler tutuldu.
Yani sonuçta namus düşmanı bir katili halk ta toprak da kabul etmedi.
Bildiğim kadarıyla cenaze namazı da kılınmadı.
Zaten aklı başında hiç bir din adamı böyle bir katilin namazını kıldırmaz.
Şu anda mezarı bile bilinmeyen katil, ilahi adaletin huzurunda da hesap veriyordur.
Bu katilin devlet koruması altında hapiste iken öldürülmesi kimileri tarafından sevinçle karşılanırken, kimileri de hukuk devletinde cezayı devletin vereceğini, kişilerin ceza vermelerinin demokratik devlet uygulamalarıyla bağdaşmadığını söylediler.
Özgecan’ın amcasının “katilin öldürülerek erken kurtulduğu ve yeterince acı çekmediğini” söylemesi ateşin düştüğü yeri yaktığı gerçeğinin bir yansıması olsa da ateş düşmeyen yerleri de yakmış olmalı ki büyük bir çoğunluk katilin öldürülmesini ilahi adaletin bir sonucu olarak değerlendirdi.,
Elbette hukukun üstünlüğüne itirazımız yok.
Ve elbette cezasını çekmekte olan bir katilin hapishanede öldürülmesi hukuk devleti uygulamaları açısından tartışılabilir ama bu tartışmalar hayatın her alanında yapılıyor ve her konuda “hukukun üstünlüğüne” saygı duyuluyorsa anlamlıdır.
Bu ülkenin bir bölgesinde, sokaklara hendekler kazılıp, yollara barikatlar kurulurken, özyönetim adı altında anayasanın ırzına geçilirken, bu ülkenin askerine, polisine, siviline alçakça saldırılırken, ambulanslar, itfaiye araçları, hastaneler, camiler, okullar bombalanırken bütün bunları görmezden gelerek devleti katil ilan eden sözde sanatçı, akademisyen ve gazetecilerin yaptıklarının Özgecan’ın katilinden bir farkları var mıdır?..
Hukuk devletinin Meclisinde bölücü kanlı örgütün marşının söylenmesi, bebek katilinin öven sloganlar atılması normal midir?..
Hukuk devletinde pervasızca suç işleyip “bizi yargılayamazsınız lan” diyerek komisyonda ve milletin gözü önünde tekme tokat milletvekili dövmek mümkün müdür?..
Hukuk devletinde halkı sokağa çağırıp cinayete teşvik etmek/azmettirmek, masum insanların yerlerde sürüklenerek öldürülmelerini zafer sevinciyle karşılamak var mıdır?.
Hukuk devletinde “biz katillere sırtımızı yaslıyoruz” diyenlere milletin verdiği vergilerden maaş ödemek var mıdır?.
Hukuk devletinde “polis ve asker can güvenlikleri için sokağa çıkmasın. Sokak artık gerillanın denetimindedir” tweetleri atanların milletvekili danışmanı olması var mıdır?..
Hukuk devletinde milletvekilinin aracında polis, asker katili kaçırması var mıdır?
Hukuk devletinde milletvekilinin arabasında katillere silah sevkiyatı yapması var mıdır?..
Hukuk devletinde masum insanları katleden canlı bombalara övgü ve ailelerine taziye ziyareti yapmak var mıdır?..
Hukuk devletinde -kucaklarından inmedikleri sahiplerine güvenerek- iki de bir devleti milleti tehdit etmek var mıdır?..
Hukuk devletinde, devlet sırlarını ifşa etmek, kasıtlı ve yalan haber yapmak, önüne geleni düzmece gerekçelerle dinlemek, devletine iftira atmak ve sümüklüböceklerden keramet beklemek var mıdır?..
Hukuk devletinde darbe ve darbecilerden medet ummak var mıdır?..
Bu liste uzar gider.
Hukuk devletinde olmaması gerekten her davranışı pervasızca sergileyenlerin, Özgecan ASLAN’ın katilinin hapiste öldürülmesini hukuk devleti uygulamalarıyla bağdaştırmamaları tam bir pişkinlik örneğidir.
Hukuka aykırı her davranışı tam bir ihanet anlayışı içinde yapanlarla hukuk içinde mücadele edilmek zorunda kalınması da ne yazık ki demokrasinin zayıf karnıdır.
Sıradan bir vatandaş işlediğinde şimdiye kadar çoktaaan hesabı sorulacak suçları işleyenlerin milletvekili olmaları onları kurtarmamalıdır.
İşte bu yüzden onlara dokunmak artık zorunludur.
Bu ülkenin birlik ve bütünlüğünü savunmak için hayatının baharında toprağa verdiğimiz şehitlerimiz adına zorunludur.
O şehitlerimizin geride kalan dul ve yetimleri adına zorunludur.
Evleri barkları yıkılan, malları mülkleri talan edilen, masum ve mazlum vatandaşlarımız adına zorunludur.
Sokak serserisi edasıyla bu millete ve bu devlete posta koyan alçaklara hadlerini bildirmek için zorunludur.
Hiçbir demokrasi onu yok etmek için her türlü ahlaksızlığı meşru gören bir anlayışı kabul etmez.
Bizim meclisteki eşkıyanın yaptıkları da bardağı değil fıçıyı taşımıştır.
Ar damarları çatlamış bu ölü sevicilere bu güne kadar gereğinden fazla tolerans gösterilmiştir.
Hepsinin ellerinde; öldürülmesinden duydukları sevinci tweetlerle paylaştıkları askerimizin, polisimizin, korucumuzun ve sivil vatandaşlarımızın kanları vardır.
Edebiyatın, felsefenin, sosyolojinin yeri ve zamanı değildir.
Zaman; hainlere dokunma zamanıdır.
Kim ki bu hainlere gizli ve açık destek vermeye devam ederse sırtlarını yasladıklarının işledikleri cinayetlere ortak demektir.
Bu millet çok şeyi affetmiştir ama ihaneti asla.
O yüzden de millet, cinayet şebekesinin kravatlı temsilcilerini artık yargı huzurunda görmek istiyor.
Her siyasi grup birbirinin birçok davranışını, uygulamasını eleştirebilir. Ama vatana ihanetin söz konusu olduğu yerde, herkes el birliği ile hainlerin yakasına yapışmalıdır. Hiçbir meşru siyaset anlayışı bölücülüğe ve bölücülere destek vermez.
Bunun ama’sı fakat’ı yani’si yoktur.
Çünkü bu hainlerin yok etmek istedikleri, devlettir, millettir, bayraktır, ezandır geleceğimizdir, özgürlüğümüzdür.
Bunca ihanete, bunca cinayete ve bunca alçaklığa rağmen kandilin kravatlı temsilcilerini yargıya teslim etmeyen bunun vebalini ödeyemez.
Bu kadar masumun, mazlumun, dulun, yetimin ahının yerde kalacağını mı zannediyorsunuz?..
İlahi adalet er geç tecelli eder..
Ama hainlere dokunmazsanız
Ahanda buraya yazıyorum.
Tıpkı Özgecan’ın katili gibi sizi mezar bile kabul etmez.