Birkaç yıldır ya yurt içinde ya yurt dışında bayramı bayram gibi yaşamamızı önleyen gelişmelerle karşılaşıyoruz.
Bu sene kurban bayramı öncesinde Myanmar’ın Arakan eyaletinde (Rohingya) başlayan Müslümanlara yönelik katliam bunu önlemekle yükümlü uluslararası örgütlerin üç maymunu oynamasıyla tam bir soykırıma dönüştü.
Bir kısmının görüntüleri görsel medyada da yer alan 2600den fazla evin yakıldığı Arakan’da Müslümanların yaşadığı 60 köyün haritadan silindiği ifade ediliyor.
Küresel sorunların çözümü konusunda hiç bir etkisi gücü ve ağırlığı olmayan Birleşmiş Milletler tarafından açıklanan rakamlara göre;
25 Ağustos’tan bu yana Myanmar ordusunun en ağır zulmü uyguladığı Arakan’lı Müslümanlardan 87 bini komşu Bengladeş’e geçti.
Sınırı geçmek için çok zor şartlarda 20 bin kişi bekliyor.
Öldürülen Müslümanların sayısını 400 olarak açıklayan Birleşmiş Milletler muhtemelen “sayı az olunca bir şey yapmamıza gerek kalmaz” diye düşünmüş olabilirler.
Çünkü gerçek rakamın 4000’lere yaklaştığı bağımsız medya organlarında belirtiliyor.
Sayının az veya çok olması soykırım gerçeğini ortadan kaldırmaz.
Ancak burada utanç verici olan bu katliamın 2015 yılında Nobel Barış Ödülü verilen liderleri Aung San Suu Çii ’nin emri ile yapılıyor olması.
İşkence ve katliam Müslümanlara yapılınca kimsenin sesi çıkmıyor.
Arakanlı Müslüman kadınlara tecavüz etmek normal karşılanıyor.
Nobel’li soytarı bu iddiaların doğru olmadığını söylediği için medeni dünya da yok gibi davranıyor..
Belki de bu katile Nobel Barış Ödülü bunun için verildi.
İroni’yi bakar mısınız..
Nobel Barış ödülü verilen kişi katilin kraliçesi çıkıyor.
Ama kimse bu ödülü geri almaktan söz etmiyor.
Çünkü ölen Müslüman.
Türkiye’de azgın terör örgütlerine karşı verilen mücadeleyi baltalamak için ikide bir insan hakları nutukları çekenler.
İçerideki beslemelerine “devlet cinayet işliyor” ilanları verdirtenler.
Darbecilere, vatan hainlerine kucak açanlar..
Onları maaşlara bağlayanlar..
Almanya, Hollanda, Fransa İngiltere, İtalya, Belçika, sözde medeni Avrupa..
Neredesiniz?.
Nerede insan hakları?.
Nerede din ve inanç özgürlüğü?..
Nerede insani değerler?..
Nobel Ödüllü katil; BM’ye bağlı yardım kuruluşları ile 16 uluslararası kuruluşun sivillere yönelik saldırıların sürdüğü bölgede faaliyette bulunmasına izin vermiyor. Ancak buna karşı BM denilen zavallı örgüt hiçbir yaptırım uygulayamıyor.
Ülkemizde darbeye kalkışan alçakları korumak için bildiri yayımlayan BM; açık katliam ve soykırımı önlemem için hiçbir şey yapmadığı gibi sivillere yardım etmek isteyen kuruluşlara dahi izin vermeyen Aung San Sui Çİ hakkında tek bir kelime edemiyor.
Utanmazlık, acizlik, rezillik paçadan akıyor.
Mülteciler Yüksek Komiserliği ne işe yarar?..
Unicef ne işe yarar?..
Oxfam, Save The Children gibi ilkelerini yitirmemiştek tük Uluslararası Yardım Kuruluşları Arakan’daki güvenlik bulunmaması nedeniyle faaliyetlerini durdurmak zorunda kaldılar.
Yani zorba devlet kimseyi iplemiyor..
Beş devletin gayrimeşru çocuğu olan BM’nin hali içler acısı..
Myanmar’daki BM İnsani İşler Koordinasyon Ofisi Sözcüsü Pierre Peron “İnsani yardım kuruluşları, Arakan’ın kuzeyinde devam eden şiddet olaylarından etkilenen binlerce insanın akıbeti hakkında derin endişe duyuyor” dedi.
Peron, saldırıların sürdüğü bölgelerde sivillerin güvenliğinin tesis edilmesinin ve gıda, su, barınak, sağlık hizmetleri gibi insani yardımlara güvenilir şekilde erişimin sağlanmasının aciliyet arz ettiğini vurgulayarak, “İnsani yardım, çaresiz insanlara iyi niyet çerçevesinde ulaştırılıyordu, çünkü buradaki insanlar bu yardımlara muhtaç. Arakan’da çaresiz durumdaki tüm sivillerin iyiliği için insani yardımın devam ettirilmesine yönelik bir an önce önlem alınmalı” dedi.
Kim alacak önlemi?
BM..
Kendine hayrı olmayan BM görevini yapmayınca katliam son hızla sürüyor.
İngiltere Merkezli Telegraph Gazetesinde yer alan bir habere göre; Myanmar Ordusu, Müslüman azınlık mensuplarını diri diri yakarken çocukların da başını kesiyor.
Fortify Rights adlı kuruluşun raporuna göre; Myanmar askerleri Müslüman erkekleri bambudan yapılma barakaya toplayarak diri diri yakıyorlar.
Türkiye, Çeçenistan ve Malezya dışında kimsenin sesi soluğu çıkmıyor.
Fahişeliğin meslek olması için çaba gösteren Uluslararası Af Örgütü öküzün trene baktığı gibi bakıyor mesela..
Onlar için fahişeliğin meslek olması Arakan’da Müslümanların katledilmesinden daha önemli demek ki..
Suudi Prens, Ürdün Kralı Türkiye’ye tatile geliyorlar milyon dolarları saçıyorlar.
Gösteriş, israf diz boyu..
Öbür tarafta Müslümanlar inim inim inliyor.
Bir tarafta saçılan milyonlar diğer tarafta bir lokma ekmek bulamayan, diri diri yakılan kafaları kopartılan Müslümanlar.
Nerede bu Müslüman devletler?..
ABD’ye yalakalık yapmak için Katar’a abluka uygulayan, Trump’un kızının vakfına yüzbinlerce doları bağışlayan sözde Müslüman devletler neredeler?
Her salataya limon olan BAE nerde mesela?.
Türkiye’de darbe yapmaları için Fetö’cü çeteye milyon dolarları aktaran, Filistin’i Mısır’ın uşağı yapmak için su gibi para harcayan sözde Müslüman Dahlan soytarısı nerede?..
Sözde Müslüman, becerdiği tek iş masum insanların kellesini kesmek olan DAEŞ, Müslüman kardeşleri kan ağlarken nerede?..
Nerede dindarlığı genç kızları kaçırıp harem kurmak olan Boko Haramlar?..
Nerede islam adına savaştığını söyleyen El Kaide?..
Nerede kıravat takmamakla İslamı yaşadıklarını savunan İran?
Nerede mezhepçilik söz konusu olunca meydanı kimselere bırakmayan İran’ın cüppeli, sarıklı anlı şanlı fetvacı imamları?..
Sisi’ye darbe fetvası veren El Ezher alimleri (!) neredeler?..
Havaalanlarında, çarşılarda, meydanlarda masum insanları katlederek İslam düşmanlığını körüklemekten başka iş yapmayan sözde cihatçı Müslüman bozuntuları, kardeşleri canlı canlı yakılırken neredeler?..
Lafa geldiği zaman mangalda kül bırakmayan takke, cüppe, sarık için fetva üstüne fetva veren sözde islam alimleri (!) Müslüman çocukların boğazı kesilirken neredeler?..
İslam devleti demekle islam devleti olunmuyor..
Müslümanım demekle Müslüman olunmuyor.
Bizler bayram yaparken onlar kan ağladılar.
Halen de kurtulmuş değiller..
Müslüman olduklarının iddia eden devletler mazlum Müslümanların katledilmesine seyirci kalıyorsalar ne yazık ki Birleşmiş Milletler’e İngiltere’ye, Amerika’ya Fransa’ ya, Rusya’ya söylenecek laf kalmıyor.
Şimdilerde herkesin gözü kulağı Kuzey Kore ABD dalaşmasında.
Masum insanlar acımasızca katledilirken seyredenler nükleer bir savaştan korkuyorlar.
Halbuki her Firavun’un bir Nemrud’u vardır.
Bence masumların katledilmesine seyirci kalarak göz yummak ya da onların acısını hissetmemek nükleer bir savaştan daha beter sonuçlar doğurur..
Ve bunun bedeli çok ağır olur.
Çünkü mazlumun duası yerde kalmaz..
Zalimler de zulme göz yumanlar Allah’ın azabından kurtulamaz.