Hatırlanacağı üzere 11 Mayıs 2013 te Hatay’ın Reyhanlı ilçesinde meydana gelen patlama sonucunda 53 vatandaşımızı kaybederken onlarca vatandaşımız da bu alçak saldırıdan yaralı olarak kurtulmuştu.
İşte Devletimiz; bu saldırıdan tam bin 951 gün sonra saldırıda şehit düşen vatandaşların kanını yerde bırakmadı.
Sudan’da, Malezya’da, Kosova’da, Moldova’da ve diğer pek çok ülkede 100’den fazla FETÖ’cüyü inlerinde paketleyerek Türkiye’ye getiren Milli İstihbarat Teşkilat (MİT) sınırdan yaklaşık 80 kilometre ötedeki Suriye’nin Lazkiye kentinde film gibi bir operasyon ile Reyhanlı saldırısının faili terörist Yusuf Nazik’i Türkiye’ye getirdi.
Hiçbir yabancı örgütten istihbari ya da lojistik destek alınmaksızın her aşaması bizzat MİT unsurlarınca yürütülen nokta operasyonu ile paketlenen Nazik, aranan teröristler listesinde “mavi” kategorideydi.
Reyhanlı’nın organizatörü Yusuf Nazik’in, ön sorgusunda, Suriye istihbarat birimlerinden aldığı talimatla Türkiye’de eylem arayışına girerek alternatif eylem yerlerine yönelik keşif çalışması yaptığını, patlayıcıların Suriye’den Türkiye’ye intikalini sağladığını, iki transit tipi araç temin ederek patlayıcıların araçlara yerleştirilmesini organize ettiğini itiraf ettiği öğrenildi.
Emri Suriye istihbaratından aldığını belirten Nazik, “Türkiye devletinden kaçamadım, pişmanım. Beni Suriye’den yakalayıp getirdiler. Suriye’deki arkadaşlarıma sesleniyorum, yol yakınken dönün, Türk devleti bize sahip çıkar, kendi devletimiz bize sahip çıkar. Suriye devletine de sesleniyorum, Türkiye devleti çok büyüktür bunun hesabını elbet sizden soracak.” ifadelerini kullandı.
Yine hatırlanacağı üzere o tarihte başta FETÖ unsurları ile ve işbirlikçileri ile devlet ve millet düşmanları koro halinde bu saldırıda MİT’in ihmali olduğunu söyleyerek gerçeği perdelemeye çalışmışlardı.
MİT Müsteşarı Hakan FİDAN hakkında söylenmedik söz bırakılmamıştı.
İhanet ve işgal harekatının MİT Müsteşarının tutuklanmasıyla başlatılmasının tesadüf olmadığı şimdi daha iyi anlaşılıyor.
Hâlbuki MİT; Reyhanlı saldırısından üç gün önce;
-Bombalı saldırıda kullanılan aracın plakasını,
-Saldırganların isimlerini ve telefon numaralarını tespit edip o dönemde Reyhanlı C. Savcısı olana olan Özcan ŞİŞMAN’a vermişti.
(MİT TIR’ları davası kapsamında halen tutuklu bulunan) Özcan Şişman, Temmuz 2015 tarihinde o dönem Cumhuriyet Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni olan (ve halen Almanya’nın şefkatli kolları arasında koruma altında tutulan) Can Dündar’a gönderdiği mektupta, “Soruşturma sürerken Reyhanlı saldırısından üç gün önce, 8 Mayıs Çarşamba günü MİT’ten bir yetkili geldi. Tedirgin ve panik halinde operasyon yapılmasında ısrar etti. Somut bir gelişme olmadığını söyleyince işimize karışmamaları uyarısında bulundum” diyerek bu gerçeği yani ihaneti bizzat itiraf ediyor.
53 kardeşimizin öldürülmesinden ı Özcan ŞİŞMAN da birinci dereceden sorumludur ve bu ihanetinin de ayrıca hesabı sorulmalıdır.
Geçtiğimiz yıllarda; asker, polis üniforması, savcı hakim cübbesi giyen vatan hainlerinin bu göz yummaları ile yüzlerce masum kardeşimiz katledildi, binlercesi yaralandı çok büyük maddi kayıplar yaşandı.
Terörle mücadele adı altında dağlar taşlar bombalandı.
Bir yandan terörle mücadele ediliyor görüntüsü verilirken diğer yandan; taşıt tanıma sistemleri, mobese kamereları kapatılarak destek verdikleri katillerin istedikleri gibi cinayet işlemeleri sağlandı.
Sonra da yerli yabancı ihanet korosu hep bir ağızdan “devlet cinayet işliyor” nakaratına sarıldılar.
Bazı ahlaksızlar daha da ileri giderek “devlet seri katil” dediler.
Vatandaşı umutsuzluğa sürüklemek, devlete olan güveni sarsmak ve devleti itibarsızlaştırmak için çok çaba sarf ettiler.
Bütün bunlar cemaat kılıfı altında ve ABD’nin kirli emellerine hizmet için yapıldı.
Bu hainlerin İslam gibi bir dertlerinin olmadığı, aksine İslam’ı amaçlarına ulaşmak için bir araç kullandıkları şimdi daha net görülüyor.
Hepimizin gözü önünde yaşanan bu gerçeklere rağmen darbeye darbe, haine hain diyemeyen, aksine devletin meşru ve haklı mücadelesine darbe diyerek bu hainlere örtülü destek verenler elbette milletimizden hak ettikleri dersi alacaklardır.
Bu arada son günlerde artan dozda Esed ile görüşülsün diyenlerin 53 kardeşimizin katili ile ne görüşüleceğini de söylemeleri gerek.
Devlet seri katil ile ne görüşecek.
Kendi devletine seri katil diyen hainlerin gerçek seri katil olan Esed’e söz söyleyememeleri utanç verici.
Ülkeyi yönetme iddiasında olanların bir seri katilden medet umması; gerçeklerden ne kadar kopuk olduklarının da hazin bir göstergesidir.
Görüşmek yerine adamlarının kafasına çuval geçirmek daha etkili sonuçlar doğurur.
Devletimiz de bunu yapıyor.
Hem de “kızım sana söylüyorum gelinim sen anla” diyor.
Artık; yargımız da ordumuz da polisimiz de MİT’te görevlerini canla başla yapıyorlar.
Pisliklerinden arındırılan bu sağlam yapılar geleceğimizin de güvencesi.
Ortadoğu Araştırmaları Merkezi (ORSAM) Suriye Çalışmaları Koordinatörü Oytun Orhan, MİT’in dış operasyonlar konusunda son dönemde başarılı eylemler gerçekleştirdiğini ve bu noktada MİT’in artan bir kapasitesi olduğunu söylüyor.
Cilvegözü Sınır Kapısı’na yönelik 2013’de yapılan ve 18 kişinin hayatını kaybettiği bombalı saldırının faillerinin de daha önce Lazkiye’ye yapılan operasyonla yakalandığını hatırlatan Orhan, “O operasyonda bölgedeki muhaliflerden destek alınmıştı. Şimdi Türkiye tek başına destek almadan operasyonu gerçekleştirdi, “Esad rejiminin de en güçlü olduğu, kalesi olarak tanımlanan bir yerden bu ismin getiriliyor olması, Türkiye’nin bu bölgeleri dahil hedeflediğini gösteriyor. Bu aynı zamanda Türkiye’nin İdlib üzerinden rekabette olduğu Suriye rejimi ve Rus güçlerine ciddi bir mesaj verecektir” diyor.
SETA Dış Politika Araştırmacısı Can Acun ise Lazkiye gibi iyi korunan bir bölgeden Nazik’in getirilmesine dikkat çekerek “Son dönemde yurt içi ve yurt dışında terör örgütü yöneticilerinin MİT’in yaptığı istihbaratlar sonucunda yerlerinin tespit edilip tasfiye edilmesi, MİT’in istihbarat toplama ve sonrasında operasyon yapma kabiliyetini gösteriyor” diyerek MİT’in artan operasyonel gücüne vurgu yapıyor.
Bu devlete ihanet eden yurt dışına kaçan her hain paketlenerek adalete teslim edileceği günü beklesin.
Nasıl ki Esed’in kalbinden 53 kardeşimizin katili Yusuf NAZİK -titizlik ve sabırla yürütülen bir operasyon sonucunda -tereyağından kıl çeker gibi çok nazik bir şekilde paketlenmiş ise muhtemelen yeni paketler de yoldadır.
Belki rezervasyonları bile yapılmıştır.
Darısı; Pensilvanya’dan gelecek büyük pakete inşallah..