Seçim oldu bitti. Bazıları önceden verilen derin narkozun etkisiyle henüz kendilerine gelemedi ama gerçeği kabul edip ilginç itiraflarda bulunanlar da var.
Özür dilemek yaptıkları yanlışı ve ilkesizliği ortadan kaldırmaz ama yine de bir ilk olarak kayda geçti.
Açık bir şekilde seçim öncesi "taktik ve strateji" gereği beyaz yalan söylediğini itiraf eden gazeteci Hüsnü Mahalli, "umarım okurumun güveni sarsılmamıştır" dedi ve "yanılttığım ve umutlarını boşa çıkarttığım insanlardan özür diliyorum" dedi.
Gazeteci İsmail Saymaz da seçim süreci boyunca yaptığı yorumlarda yanıldığını ve gerçekleşeceğini iddia ettiği hiçbir şeyin gerçekleşmediğini söyledi. Seçim süreci boyunca yazdığı yazılarla halkı yanılttığını ve yanlış bilgi verdiğini kabullenen Saymaz, tıpkı Mahalli gibi "özür dilerim" dedi.
SONAR Araştırma Şirketi Başkanı Hakan Bayrakçı, katıldığı televizyon programında Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın seçimlerde alacağı asıl oy oranını aylar öncesinde bildiğini fakat CHP ve seçmeninin baskısı nedeniyle açıklayamadığını belirterek "Anketlerde Recep Tayyip
Erdoğan'ın kazanacağını ilan etsem beni çarmıha gererlerdi" dedi.
O zaman yapma bu işi.
Seni çarmıha gerenler diğerlerini niye germiyorlar?..
Demek ki onlara seni çarmıha germe hakkı verecek işler yapmışsın.
Bir araştırma şirketinin profesyonel çalışma sonucu elde ettiği veriyi yayımlamaktan korkması ya da bu veri işlerine gelmeyenlerin onu çarmıha gerecek kadar gözlerini kin ve nefret bürümesini kelimelerle açıklamak mümkün değil.
Bu; tıbbın ve özellikle de psikiyatrinin konusu.
Ama şu söylenebilir.
Kaybetme ihtimaline bile tahammül edemeyeler nasıl kazanacaklar?..
“Uçan mühür” yalanına itibar edecek kadar hipnotize olanlara koyun dersek koyunlara ayıp olmaz mı?.
Hz. Ali’nin (r.a) dediği gibi Gerçeği, insanların ölçüleri ile değil; insanları, gerçeğin ölçüsü ile tanımayanlara “koyun” demek bile iltifattır..
XXX
Eski bir bakan seçim öncesinde çıktığı ekranda; “MHP barajı aşsın eşek gibi anırırım”. “Erdoğan % 50 yi aşsın kafama sıkmazsam şerefsizim” demişti.
Bir parti barajı geçer ya da geçmez.
Geçmesini isteyen de olabilir istemeyen de...
Herkes düşüncesinde serbest..
Ama geçemeyeceği düşüncesiyle “anırmak” neyin nesi?
Cumhuriyet hükümetinde bakanlık yapmış birisine “anırmak” yakışıyor mu?.
Beyefendi özür dilemiş..
O kadar kolay değil..
Bu densizlik, kuru bir özürle geçiştirilemez.
Bakalım millet özrünü kabul edecek mi?..
Ayrıca “şerefi kafaya sıkmakla” ölçmek ne iş?..
Sayın bakan Bağdat’ta hurma yerken, sonunu da düşünecekti.
Konfiçyüs ne güzel söylemiş.
“Ani kararlar alıp onları yerine getirmeyenler, sıradan olan ve sözünde durmayanlar; ahmaklar ve yalancılardır.”
XXX
Basında yer alan haberlere göre; ZDF Televizyonunda yayınlanan Markus Lanz'ın programında Dünya Kupası'nda alınan hezimet yorumlayanlar arasında bulunan Alman Yeşiller Partisi eş başkanı Cem ÖZDEMİR;
"Almanya'nın elenmesinin sebebi Erdoğan'dır. Mesut ve İlkay ile fotoğraf çekildi ve bu durum milli takım oyuncularının moralini bozdu, bu yüzden iyi oynayamadılar” demiş.
Özellikle basının bu konuyu devamlı olarak haberleştirmesini eleştiren Özdemir, yaşanan olayın futbolun önüne geçtiği ve bu yüzden de takımın bütününün moralini, performansını etkilediğini belirtmiş.
Dam üstünde saksağan vur beline kazmayı.
Bu açıklamalara nerenizle gülersiniz bilmem.
Mevlana; “Söylenecek her söze verilecek bir cevabım vardır, lakin bir söze bakarım söz mü bir de söyleyene bakarım adam mı?..” demiş .
Ne sözü söz… ne de söyleyen adam.
Tavuğun kıçından çıkan bu herifin ağzından çıkandan daha değerli.
XXX
Türk kökenli Futbolcular Mesut ÖZİL ve İlkay GÜNDOĞAN’ın yaşadığı ırkçı saldırıların bir benzerini yaşayan İsveç vatandaşı Türk asıllı Jimmy DURMAZ’a en büyük destek kimden geldi biliyor musunuz?.
İsveç Spor Bakanı Annika Strandhall dayanışma amacıyla parlamentoda 29 yaşındaki DURMAZ’ın formasını giyerek kendisine destek verdiğini gösterdi ve bu fotoğrafı İnstagram Facebook ve Twitter hesapları üzerinden paylaştı.
Bakan paylaşımında; “öfke ve üzüntü tamamıyla anlaşılabilir duygular. Ancak bunun tek bir oyuncuya yönelik ırkçı ve nefret dolu hakaretlere dönüşmesine müsaade etmek kabul edilebilir bir durum değil” ifadelerini kullandı.
İsveç Futbol Federasyonu da Durmaz’ı hedef alan ırkçı saldırılarla ilgili olarak şikâyette bulunarak bu tür tehditleri hoş karşılamayacaklarını belirtti.
Türk asıllı Cem ÖZDEMİR’in Türk ve Türkiye düşmanlığı yanında İsveçli Bakan Annika STRANDHALL’ın gösterdiği asaleti görünce aklıma o güzel atasözümüz geldi.
“Asil azmaz bal kokmaz kokarsa yağ kokar aslı ayrandır”.
Sonuç; Cem ÖZDEMİR gibi Türk olacağına Annika STRANDHALL gibi İsveçli olsun..