Dikkatinizi çekti mi?..
Yunanistan; Teröristlere, darbecilere sahip çıkmaları yetmezmiş gibi son zamanlarda etine buduna bakmadan sanki bir yerlerden sufle almışçasına tahriklerde bulunuyor.
Dangalak olduğuna kuşku bulunmayan Yunanistan Savunma Bakanı Panos Kammenos adalara ve Türkiye sınır bölgesine 7 bin asker gönderdiklerini belirterek, "Cesaretleri varsa bir karış toprağımıza göz diksinler. Yunanlar birlik olup onları ezecektir" diyor.
Kammanos, Türkiye'de tutuklu bulunan iki Yunan askeri için de "Onları gidip alırız, özgürlüklerine kavuştururuz, vatana geri getireceğiz" ifadelerini kullanıyor.
Kammenos, Ermenistan Erivan’da «ArmHiTec 2018» fuarını ziyaretinde Ermeni mevkidaşı Vigen Sargsyan ile görüşürken Türkiye’ye barışı istediğimizi anlatmak için elimizden geleni yapmaya devam edeceğiz. Ancak tarihte, büyük Osmanlı İmapartorluğu’nun 1821’de Yunanistan’da yenildiğini de hatırlatmaları gerektiğini söylüyor.
Büyüklerimiz ne güzel söylemiş
“Tatsız çorbaya tuz, akılsız kafaya söz kâr etmez.”
“Vakitsiz öten horozun başını keserler”
Bu arada Atina'daki Türk Büyükelçiliği boyalı saldırının hedefi oldu.
Rubikonas grup üyesi 8-10 kişilik grup büyükelçilik binasına içinde kırmızı boya olan şişeler fırlattı. Saldırıda binanın dış duvarı hasar gördü, bekleme salonunun da camları kırıldı.
Sonra bir savaş uçakları ege semalarında düştü pilotları öldü.
Türk Savaş uçaklarının tacizi sonucunda düştüğü iddia edildi ama Genel Başkanlığı olayın meydana geldiği saatlerde o bölgede Türk Savaş uçakları bulunmadığını açıkladı.
Yani hiç yere bir pilotları öldü bir uçakları pert oldu.
Bizim İHA’ların ve SİHA’ların Zeytindalı’ndaki muhteşem performanslarından sonra adamların kimyaları bozuldu.
En son Bir grup Yunan vatandaşının, Didim’in karşısındaki Hurşit Adaları yakınlarındaki Kerdo (Mikri Anthropofa-Küçük Yamyam) kayalığına geçen Cuma günü çıkarak Yunanistan bayrağı diktiğini tespit eden Sahil Güvenlik, Ankara’ya durumu bildirdi. Atina ile farklı düzeylerde yapılan temaslarda ‘bu provokatif duruma derhal son verilmesi ve kayalıktaki bayrağın indirilmesi’ istendi.
Ancak bayrağın hafta sonunda da kayalık üzerinde olduğu tespit edildi. Bunun üzerine Deniz Kuvvetleri Komutanlığı’na bağlı SAT komandoları önceki gece zodyak botla kayalığa gidip bayrağı indirdi.
Her türlü tedbiri alan SAT komandoları Yunanistan bayrağını yanlarına alarak Türkiye’ye geri döndü.
Sayın Başbakan; “Yunanistan’a tavsiyemiz iyi komşuluk ilişkileri içerisinde gerginliği arttıracak provokasyonlardan uzak durması, komşuluk hukukuna uygun olarak hareket etmesidir. Ülkemizin egemenlik haklarından kimsenin taviz vereceğimizi düşünmemesini özellikle bekliyoruz. Şartlar ne olursa olsun bu yönde yapılacak oldu bittilere gereken karşılığı vermeye kararlıyız” uyarısında bulundu.
Bu gereken karşılık dedelerinin çok iyi bildiği “Osmanlı tokadı” olup, nasıl atıldığı Cerablus, El Bab ve Afrin operasyonlarında ayrıntılı bir şekilde gösterilmiş olup, yiyenin yerinden kalkamadığı görüntülerle sabittir.
Allahtan ki Yunanistan’da da sağduyulu insanlar var.
Hepsi Panos Kammenos gibi dangalak değil.
Nitekim İktidar partisi Radikal Sol Koalisyon (SYRİZA) milletvekili Focus radyosuna konuşan Niko Ksidakis de 3 Yunanın Kerdo kayalığına Yunan bayrağı dikmelerini eleştirerek;
“ülkenin uzun vadeli çıkarlarına bakalım. Oraya bayrak diken gençler, o bayrağı koruyacak durumda değiller. Bayrağı deniz kuvvetleri ve sahil güvenlik koruyacak. Dış politika, sivil bir vatandaşın işi değildir. Her genç, eline bir fincan kahve alıp sınır bölgelerinde dolaşıp selfie mi çekecek? Her aklına esen kalkıp bir bayrak dikecek, sonra da Yunan devleti ve ordusu yapılan saçmalıklarla uğraşacak” dedi.
Saçmalıklarla uğraşacak vaktimiz olmadığı gibi sabrımızın da sonu yok.
Bazıları herhalde; Zeytindalı’nın devamı ve yurt içi terör operasyonları nedeniyle güvenlik güçlerimizin kendileriyle ilgilenemeyeceklerini zannediyorlar.
Meraklısı dörtbin TIR ve ikibin uçak dolusu silah aldıkları halde Türk Ordusu karşısında dörtbin küsur leş/gübre bırakan PYD’ye bakıp akıbetini görebilir.
XXX
Yıllardır konvansiyonel silahlarla yapılan katliama seslerini çıkartmayan ABD, İngiltere ve Fransa Esed kimyasal silah kullandığı gerekçesiyle Suriye’ye operasyon yaptı.
Esed kimyasal silahı ilk kez kullanmıyor ki?..
Baktı ki kimyasal silah kırmızı çizgimizdir diyenler bir şey yapmıyor, oda bildiğinin okumaya devam etti.
Adam öldürmekte sınır ve çizgi tanımıyor.
Ne kırmızı ne mavi.
Önce şunu söyleyelim kendi insanını acımasızca öldüren Esed her türlü cezayı hak etmektedir.
Ancak nasıl bir cezadır ki gönderilen yüz küsur füzeden yetmiş küsuru hava savunma sistemleri tarafından önlenmiş, boşaltılmış binalarla kimyasal silah üretildiği iddia edilen derme çatma tesisler vurulmuştur.
Onca tantanaya rağmen müdahale etkili bir sonuç doğurmadığı gibi Esed’i halkını katletmekten vazgeçirmeye yetmemiştir.
Nitekim etkili bir sonuç doğurmayan füze saldırılarından hemen sonra, enkaza döndürdüğü Doğu Guta yetmiyormuş gibi radikal gruplar ve DAEŞ’le mücadele adı altında yeni katliamlara başlamıştır.
ABD, İngiltere ve Fransa’nın amacı; hem kimyasal hem konvansiyonel silahlar kullanan Esed’in yıllardır göz yumulan katliamlarına son vermek değildir.
Sanıldığı gibi masum insanların hayatlarını kurtarmak hiç değildir.
Çünkü Suriye’de ölenlerin sayısı artık milyonlarla ifade ediliyor.
Ve bu katliam ABD’nin de İngiltere’nin de Fransa’nın da zerre kadar umurunda değildir.
Esed’in PYD’nin DAEŞ’in ve bileşenleri diğer terör yapılanmalarının gerçekleştirdiği ABD ve batının göz yumduğu katliam, tecavüz ve soykırımın haddi hesabı yok.
Bu yalın gerçeği Fransa Başbakanı Edouard Philippe, Fransa'nın askeri operasyon düzenleyerek Suriye'ye veya Beşşar Esed'e savaş açmadığını, ülkesinin düşmanının Suriye değil DEAŞ olduğunu Suriye rejimini düşürmek gibi bir niyetin olmadığını söylemek suretiyle dile getirmiştir.
Esed kötü polisi bunlar iyi polisi oynamaktadırlar.
Cinayet cinayettir.
Cinayetin hangi silahla işlendiğinin önemi yoktur.
Mesele Suriye’de masumların öldürülmesini engellemek değildir..
Mesele Suriye’nin bölüşümünde denklem dışı kalmamak, petrolden pay almak ve terbiye etmek istedikleri ülkeler için (ki başta Türkiye geliyor) kullanışlı terör aparatını elde hazır tutmak bir de satılmasını istedikleri silahların reklamını yapmaktır.
Ötesi lafü güzaftır.