Yeryüzünde yaşayan insanlar her zaman birbirleriyle yardımlaşma ve dayanışma içinde olmak, birbirleriyle iyi geçim kurma ve karşılıklı hak ve hukuka saygı duymak durumundadırlar. Toplumun huzuru ve mutluluğu için bireylerin kendi aralarında sevgi ve saygıya dayalı hayat tablosu oluşturmaları kendileri açısından önem arz etmektedir. Karşılıklı güven duygusunun olmadığı yerde haset ve karamsarlık vardır. Nefret ve kindarlık hastalığı oluşur. Bunun için diyalog ve hoş görüyü oluşturacak ortamı yakalamak için Yüce Allah’ın ve Peygamber efendimizin beyanlarını anlayarak yaşamaya devam etmeliyiz.
Yüce Allah, Kur’an-ı Kerim de şöyle buyurmaktadır: “Allah’a kulluk edin. O’na hiçbir şeyle ortak koşmayın. Ana ve babaya, akrabalara, yetimlere, miskinlere, akraba olan komşuya, yakın komşuya, yakın arkadaşa, yolcuya ve eliniz altında bulunanlara, iyilik edin. Gerçekten Allah, kendini beğenip öğünenleri elbette sevmez. “Nisa suresi 36 Cenab-ı Allah genelde insanlara yardım etmeyi emrediyor. Bunların içersinde başta anne baba olmak üzere yardıma muhtaç olanlar olduğu gibi komşu ve dostlarımız da vardır. Komşu ve dostlarımızın Hak ve hukukuna riayet etmek insani ve İslami bir görevdir.
Peygamberimiz bir hadislerinde şöyle buyurdular: “Sizden Allah’a ve ahiret güne iman eden misafirine ikram etsin. Sizden Allah’a ve ahiret gününe iman eden komşusuna eziyet etmesin. Sizden Allah’a ve ahiret gününe iman eden konuştuğu zaman ya hayır konuşsun veya sükût etsin”. Müslim, iman,74. İnsanlara ikram etmek sünnettir. Bunun miktarı önemli değildir. Önemli olan dost ve komşularımızı memnun kılacak bir şeyler ikram edebilelim. İkram ve hediyeleşmeler toplumdaki bireyler arasında sevgi ve saygıyı oluşturur. Güven duygusunu pekiştirir.
Mübarek Ramazan ayında ikram ve hediyeleşmelerin daha çok yapıldığını müşahede ediyoruz. Böyle olması da gerekmektedir. Verilen iftarlar da ikram kapsamında değerlendirilebilir. Zira Peygamberimizi (sav) efendimiz; “Sizden kim oruç tutan bir Müslüman’a iftar ettirirse, bu güzel davranışına mukabil geçmiş günahları bağışlanabilir” buyurdular. Bütün iyilikler, kötülükleri yok eder.
Bizler içinde bulunduğumuz ayda elimizden geldiği kadar komşu ve dostlarımızla ilişkilerimizi, istenilen düzeye getirmeliyiz. Bu ayı vesile kılarak bazen bizler onları iftara davet ederek, bazen biz onların davetine katılarak aramızdaki birlik ve beraberlik bağlarını kuvvetlendirebiliriz. Komşu ve dostlarımızın dert ve kederlerine ortak olarak onları memnun kılabiliriz. Onlar hakkında daima hayır düşünerek geleceklerinin sağlıklı olmasını arzulamalıyız.
Komşularımızla karşılaştığımız zaman onlara selam vermeyi, hal hatır sormayı ihmal etmemeliyiz. Kendimiz için sevdiklerimizi onlar için de sevmeliyiz. Dargınlık ve küskünlük hallerinin üç günden fazla sürmemesine dikkat etmeliyiz. Karşılıklı yardımlaşma ve dayanışmaya önem vermeliyiz. Onların mutlu olmasının bizleri de mutlu edeceğini düşünmeliyiz. Komşu ve dostlarımızla birlikte huzur ve mutlu olmak, yaşadığımız kentin de havasını müspet yönde değişmesine vesile olacaktır. Bunun sağlanması için ikram ve hediyeleşmeye önem vermeliyiz. Bilmeliyiz ki, ikram ve hediyeler, dostluklarımızı samimi hale getirir.