HAKKI DURAN23 Nisan 1920'de TBMM'nin açılmasından sonra işgal güçleri, Anadolu'da saldırılarını arttırdı. Özellikle Batı Cephesi'nde hareketlilik başladı. Batı'nın silahlandırıp üzerimize gönderdiği Yunan ordusunun ilerleyişi devam ediyordu. 1921’de Polatlı’ya kadar ulaşmışlardı.Top sesleri Ankara’dan duyulmakta idi.Sakarya’da (23 Ağustos-13 Eylül 1921) tarihleri arasında kanlı çarpışmalar sonrası Yunan ordusunun ilerleyişi durduruldu. Bir yıllık bir hazırlık süresinin ardından hedef, işgalci güçleri kesin bir yenilgiye uğratarak yurdumuzdan atmaktı. 26 Ağustos 1922’de Başkumandan Mustafa Kemal Paşa, Genel Kurmay Başkanı Fevzi Paşa, Batı Cephesi Kumandanı İsmet Paşa ve diğer kumandanlarla birlikte Afyon sınırları içindeki Kocatepe’de Büyük Taarruz’u başlattı.
Türk birlikleri, verilen görevleri başarıyla gerçekleştirerek düşman kuvvetlerine ağır kayıplar verdirdiler. 27, 28 ve 29 Ağustos’ta Türk ilerleyişi devam etti. 29 Ağustos gecesi durum değerlendirmesi yapan kumandanlar, hemen harekete geçilip taarruzun Yunan kuvvetlerinin toparlanmasına fırsat vermeden neticeye ulaşması fikrinde birleştiler.
Başkumandan Mustafa Kemal Paşa, 30 Ağustos sabahında Kütahya'da Zafertepe Çalköy'de birliklere taarruz emrini verdi.
O'nun bizzat yönettiği Dumlupınar'daki meydan muharebesinde Türk Ordusu, Yunan güçlerinin büyük çoğunluğunu imha etti.
Türk Ordusu'nun Kurtuluş Savaşı'ndaki en önemli zaferi 30 Ağustos’ta kazanılmıştır. Kumandanlar yeni bir değerlendirme yaparak İzmir’e yürüme kararı aldılar.
Başkumandan Mustafa Kemal’in "Ordular, İlk Hedefiniz Akdeniz'dir, İleri!" emrinin bütün birliklere iletilmesi sonrası, Türk Ordusu 9 Eylül’de İzmir’e girerek işgalcilerin hayallerine son vermiştir.1 Nisan 1926 tarihinde TBMM’nin kabul ettiği bir yasa ile 30 Ağustos gününün Zafer Bayramı olarak kutlanması resmileşmiştir. Çankırı basınında yer alan haberler çerçevesinde Cumhuriyetin onuncu yılında ilimizde yapılan Zafer Bayramı kutlamalarından bir kesit sunmak istiyorum.ÇANKIRI’DA 1933 YILI 30 AĞUSTOS KUTLAMALARI
Cumhuriyet döneminin ilk yıllarında resmî bayram kutlamaları yeni rejimin halka mal edilmesi çabalarının işaretlerini taşır. 1933 Yılı kutlamaları diğer bayramlara göre daha canlı olmuştur. Konuyla ilgili haberde bunun sebepleri arasında, bayramın Çarşamba gününe rastlamasının etkisine dikkat çekilmiştir. Çankırı merkezin pazarı halen Çarşamba günleri kurulmaya devam etmektedir. Diğer faktörlerin de mutlaka etkileri olmuştur. Şimdi konuyla ilgili haberlere geçelim.
30 AĞUSTOS ZAFERİ KUTLAMA MERASİMİ
“Türk celâdetinin tarihler yaratıcı günlerinden bir gün olan 30 Ağustos Zafer Bayramı, bu sene Çankırı’da emsalsiz surette tes’it edildi(kutlandı).
Askeri İdman Yurdu ile Tayyare Cemiyeti arasında yapılan programda, 30 Ağustos sabahı Askeri İdman yurdunda kumandanlıkca kabul resmi icra kılınarak bunu müteakip hükûmet, belediye, Halk Fırkası ve Tayyare cemiyetleri tebrik edildi.
Tayyare cemiyeti meydanında Muhterem Vali ve Mebuslarımız, Mevki Kumandanı ve bilumum Memurin, Zabitler, Belediye, Ticaret Odası Azaları, Halk Fırkası, Mektepliler, Avcı ve Spor Kulüpleri, İtfaiye Teşkilatı, Pazar (Çarşamba) olması dolayısıyla köylü, kasabalı büyük bir halk kütlesi huzurunda şehir bandosu tarafından çalınan İstiklâl Marşı ile merasime başlandı.
Ordu namına mülazım(teğmen) Kamil, tayyare cemiyeti namına da Reşat Bey nutuk söylediler. Nutuklardan sonra resmi geçit yapıldı ve büyük tezahüratla karşılandı. Bu sırada kaleden atılan toplar, zafer bayramını kutluyordu.
ALTINORDU- ÇANKIRI FUTBOL MAÇI
Merasimden sonra saat beşte Ankara’dan gelen Altınordu takımı ile Çankırı spor kulübü oyuncuları arasında spor alanında bir maç yapıldı. ( Bu maçı Altınordu 5-0 kazanmıştır. )
AKŞAM VE GECE EĞLENCLERİ
Gece her taraf elektrikle ışıklandırılarak saat dokuza (21) ‘e kadar milli oyunlar oynandı, fişekler ve eltopları atıldı. Muhtelif eğlencelerden sonra askerî idman yurdunda hazırlanan eğlencelere geçildi.
Vali, mebusumuz, belediye reisi, Halk Fırkası reisi, hanım ve beylerden yüzlerce davetlinin huzurunda muhtelif eğlenceler yapıldı.
KEMAL SAHİR VE ARKADAŞLARI
Daha sonra şehrimizde bulunan Kemal Sahir(1) ve arkadaşları temsil heyeti tarafından milli oyunlar ve orta oyunları icra edildi. Gece yarısını geçerken toplantı dağıldı. Geçen senelere nisbetle fevkalâde iyi bir kutlama oldu.”
NAİL FİKRET’İN YAZISI
Aynı gün Çankırı’da Duygu Gazetesi’nde N. Fikret[2]imzasıyla yayınlanan “ 30 AĞUSTOS” başlıklı bir yazıda, özetle şöyle denilmektedir:
“Mütareke ve onun meş’um neticesi olan (SEVR) muahedesiyle Türk vatanı parçalanmış, Türk Milleti esarete sürüklenmişti. Türklere Anadolu’da yalnız bir iki vilayet bırakıyorlardı. …..memleketin ana merkezlerini yer yer işgal etmişler, bu da kafi gelmiyormuş gibi, Yunan ordusunu vatanın harîmine saldırtmışlardı…İşte bu zalimane, caniyane muameleler Türk Milletini yeni bir mücadeleye sevketmiştir…Gazi gibi asil bir Türk, bu millî hareketin başbuğluğunu deruhte etmiştir.
İstiklâlsiz yaşamaktansa ölmek evlâdır.” düsturunu şiar edinen hakiki Türkler, Türk anaları ve Türk yavruları bu mücadelenin millî olduğuna, bu mücadele sayesinde memleket, vatan, ırz ve namus..hülasa her şeyin kurtulacağına iman etmişlerdir. Bu imanın neticesi olarak kanlarını seve seve akıtmışlardır. İşte bu mefkûrevî mücadele sayesinde Türk Milleti boynuna geçirilen esaret zincirini kırmış; son sistem top, tüfenk ve teçhizat ile mücehhez işgalci Yunan ordusunu tepelemiş, 30 Ağustos Dumlupınar Zaferini elde etmiştir.
30 Ağustos Türk Milletinin makus talihini çevirmiş, asırlara sığmayan ve havsalalar almayan büyük inkılaplar bu sayede yapılmıştır. Bu günü Türk Milletine kazandıran Ulu Gazi’yi ve onun mücahit arkadaşlarını Tanrı kem gözlerden saklasın. Büyük ve millî dava için kanlarını akıtan şehitlerimiz, davalarının tahakkuk ettiğini görerek ebedî uykularında huzur içinde yatsınlar.
Ey Türk genci… Bu zaferi her sene kutlamak senin hakkındır. Çünkü bu zafer senin varlığın, senin kanın pahasına elde edilmiştir. Bu zafer sayesinde idealin tahakkuk etmiştir.” ..Okuyucularımızın 30 Ağustos Zafer bayramını kutlar, Başkumandan Mustafa Kemal Atatürk’e, bütün şehit ve gâzîlerimize Tanrı’dan rahmet dileriz.
________________________________________________________________
[1] Kemal Sahir idaresinde Anadolu turnesine çıkmış bir tiyatro gurubudur. Çankırı’da on gün kadar kalarak bir çok oyun sergilemişler ve ilgi görmüşlerdir.
[2] N.Fikret (Onay), Ahmet Talat Onay’ın erkek kardeşi olup, değişik yerlerde savcılık ve hakimlik görevlerinde bulunmuştur. Duygu’da bazı yazıları yayınlanmıştır. (Hakkı Duran)
Türk birlikleri, verilen görevleri başarıyla gerçekleştirerek düşman kuvvetlerine ağır kayıplar verdirdiler. 27, 28 ve 29 Ağustos’ta Türk ilerleyişi devam etti. 29 Ağustos gecesi durum değerlendirmesi yapan kumandanlar, hemen harekete geçilip taarruzun Yunan kuvvetlerinin toparlanmasına fırsat vermeden neticeye ulaşması fikrinde birleştiler.
Başkumandan Mustafa Kemal Paşa, 30 Ağustos sabahında Kütahya'da Zafertepe Çalköy'de birliklere taarruz emrini verdi.
O'nun bizzat yönettiği Dumlupınar'daki meydan muharebesinde Türk Ordusu, Yunan güçlerinin büyük çoğunluğunu imha etti.
Türk Ordusu'nun Kurtuluş Savaşı'ndaki en önemli zaferi 30 Ağustos’ta kazanılmıştır. Kumandanlar yeni bir değerlendirme yaparak İzmir’e yürüme kararı aldılar.
Başkumandan Mustafa Kemal’in "Ordular, İlk Hedefiniz Akdeniz'dir, İleri!" emrinin bütün birliklere iletilmesi sonrası, Türk Ordusu 9 Eylül’de İzmir’e girerek işgalcilerin hayallerine son vermiştir.1 Nisan 1926 tarihinde TBMM’nin kabul ettiği bir yasa ile 30 Ağustos gününün Zafer Bayramı olarak kutlanması resmileşmiştir. Çankırı basınında yer alan haberler çerçevesinde Cumhuriyetin onuncu yılında ilimizde yapılan Zafer Bayramı kutlamalarından bir kesit sunmak istiyorum.ÇANKIRI’DA 1933 YILI 30 AĞUSTOS KUTLAMALARI
Cumhuriyet döneminin ilk yıllarında resmî bayram kutlamaları yeni rejimin halka mal edilmesi çabalarının işaretlerini taşır. 1933 Yılı kutlamaları diğer bayramlara göre daha canlı olmuştur. Konuyla ilgili haberde bunun sebepleri arasında, bayramın Çarşamba gününe rastlamasının etkisine dikkat çekilmiştir. Çankırı merkezin pazarı halen Çarşamba günleri kurulmaya devam etmektedir. Diğer faktörlerin de mutlaka etkileri olmuştur. Şimdi konuyla ilgili haberlere geçelim.
30 AĞUSTOS ZAFERİ KUTLAMA MERASİMİ
“Türk celâdetinin tarihler yaratıcı günlerinden bir gün olan 30 Ağustos Zafer Bayramı, bu sene Çankırı’da emsalsiz surette tes’it edildi(kutlandı).
Askeri İdman Yurdu ile Tayyare Cemiyeti arasında yapılan programda, 30 Ağustos sabahı Askeri İdman yurdunda kumandanlıkca kabul resmi icra kılınarak bunu müteakip hükûmet, belediye, Halk Fırkası ve Tayyare cemiyetleri tebrik edildi.
Tayyare cemiyeti meydanında Muhterem Vali ve Mebuslarımız, Mevki Kumandanı ve bilumum Memurin, Zabitler, Belediye, Ticaret Odası Azaları, Halk Fırkası, Mektepliler, Avcı ve Spor Kulüpleri, İtfaiye Teşkilatı, Pazar (Çarşamba) olması dolayısıyla köylü, kasabalı büyük bir halk kütlesi huzurunda şehir bandosu tarafından çalınan İstiklâl Marşı ile merasime başlandı.
Ordu namına mülazım(teğmen) Kamil, tayyare cemiyeti namına da Reşat Bey nutuk söylediler. Nutuklardan sonra resmi geçit yapıldı ve büyük tezahüratla karşılandı. Bu sırada kaleden atılan toplar, zafer bayramını kutluyordu.
ALTINORDU- ÇANKIRI FUTBOL MAÇI
Merasimden sonra saat beşte Ankara’dan gelen Altınordu takımı ile Çankırı spor kulübü oyuncuları arasında spor alanında bir maç yapıldı. ( Bu maçı Altınordu 5-0 kazanmıştır. )
AKŞAM VE GECE EĞLENCLERİ
Gece her taraf elektrikle ışıklandırılarak saat dokuza (21) ‘e kadar milli oyunlar oynandı, fişekler ve eltopları atıldı. Muhtelif eğlencelerden sonra askerî idman yurdunda hazırlanan eğlencelere geçildi.
Vali, mebusumuz, belediye reisi, Halk Fırkası reisi, hanım ve beylerden yüzlerce davetlinin huzurunda muhtelif eğlenceler yapıldı.
KEMAL SAHİR VE ARKADAŞLARI
Daha sonra şehrimizde bulunan Kemal Sahir(1) ve arkadaşları temsil heyeti tarafından milli oyunlar ve orta oyunları icra edildi. Gece yarısını geçerken toplantı dağıldı. Geçen senelere nisbetle fevkalâde iyi bir kutlama oldu.”
NAİL FİKRET’İN YAZISI
Aynı gün Çankırı’da Duygu Gazetesi’nde N. Fikret[2]imzasıyla yayınlanan “ 30 AĞUSTOS” başlıklı bir yazıda, özetle şöyle denilmektedir:
“Mütareke ve onun meş’um neticesi olan (SEVR) muahedesiyle Türk vatanı parçalanmış, Türk Milleti esarete sürüklenmişti. Türklere Anadolu’da yalnız bir iki vilayet bırakıyorlardı. …..memleketin ana merkezlerini yer yer işgal etmişler, bu da kafi gelmiyormuş gibi, Yunan ordusunu vatanın harîmine saldırtmışlardı…İşte bu zalimane, caniyane muameleler Türk Milletini yeni bir mücadeleye sevketmiştir…Gazi gibi asil bir Türk, bu millî hareketin başbuğluğunu deruhte etmiştir.
İstiklâlsiz yaşamaktansa ölmek evlâdır.” düsturunu şiar edinen hakiki Türkler, Türk anaları ve Türk yavruları bu mücadelenin millî olduğuna, bu mücadele sayesinde memleket, vatan, ırz ve namus..hülasa her şeyin kurtulacağına iman etmişlerdir. Bu imanın neticesi olarak kanlarını seve seve akıtmışlardır. İşte bu mefkûrevî mücadele sayesinde Türk Milleti boynuna geçirilen esaret zincirini kırmış; son sistem top, tüfenk ve teçhizat ile mücehhez işgalci Yunan ordusunu tepelemiş, 30 Ağustos Dumlupınar Zaferini elde etmiştir.
30 Ağustos Türk Milletinin makus talihini çevirmiş, asırlara sığmayan ve havsalalar almayan büyük inkılaplar bu sayede yapılmıştır. Bu günü Türk Milletine kazandıran Ulu Gazi’yi ve onun mücahit arkadaşlarını Tanrı kem gözlerden saklasın. Büyük ve millî dava için kanlarını akıtan şehitlerimiz, davalarının tahakkuk ettiğini görerek ebedî uykularında huzur içinde yatsınlar.
Ey Türk genci… Bu zaferi her sene kutlamak senin hakkındır. Çünkü bu zafer senin varlığın, senin kanın pahasına elde edilmiştir. Bu zafer sayesinde idealin tahakkuk etmiştir.” ..Okuyucularımızın 30 Ağustos Zafer bayramını kutlar, Başkumandan Mustafa Kemal Atatürk’e, bütün şehit ve gâzîlerimize Tanrı’dan rahmet dileriz.
________________________________________________________________
[1] Kemal Sahir idaresinde Anadolu turnesine çıkmış bir tiyatro gurubudur. Çankırı’da on gün kadar kalarak bir çok oyun sergilemişler ve ilgi görmüşlerdir.
[2] N.Fikret (Onay), Ahmet Talat Onay’ın erkek kardeşi olup, değişik yerlerde savcılık ve hakimlik görevlerinde bulunmuştur. Duygu’da bazı yazıları yayınlanmıştır. (Hakkı Duran)