İletişimin, iki kaynak arasındaki bilgi alışverişi olduğunu belirterek konuşmasına başlayan Kadan “İletişim sözlü ve sözsüz olarak gerçekleştirilmekte. Sözsüz iletişim içine beden dili, jest ve mimikler girerken, sözlü iletişim anlattıklarımız ve ifadelerimiz yer almakla birlikte çocuklarımız sözlerimiz yanında bizim davranışlarımıza da bakmakta, gerçekten anlattıklarımızın gerçek olup olmadığını sezmeye çalışmakta. Bu nedenle çocuklarımızı dinlemeliyiz. Dinleme, karşı taraf aracılığıyla verilen sözlerin beyinde anlamlandırılması. Bu aşamada çocuklarımızı dinlerken tüm vücudumuzla dinlemeli, onlarla göz teması kurmalıyız. Dinleme, edilgin ve etkin dinleme olarak ikiye ayrılmakta. Edilgin dinlemede, kafamızı sallama, ‘hıı, evet, çok ilginç’ gibi sözcükler yer alırken, etkin dinlemede çocuğun söylediklerini empatik bir anlayışla çocuğa geri yansıtmak söz konusu olmakta” dedi.
Çocuklarla iletişimde birtakım iletişim engellerinin çok sık kullanıldığını söyleyen Kadan, “Emir verme, akıl verme, etiketleme örnek olarak verilebilir. Ancak bu tür iletişim engelleri, iletişimi kestiği gibi çocuğun ebeveynine karşı düşmanca duygular içinde bulunmasına da neden olabilmektedir. Bu nedenle çocuklarla iletişim kurarken, iletişim engellerinden uzak durulması gerekmektedir. Aynı zamanda ben dilini etkin olarak kullanmak gerekmekte. Ben dili, karşı tarafı yargılamaz ve kendi hissettiklerimizi açıklamaya yardımcı olur. Tüm bunların yanında çocukların gelişim özelliklerine de dikkat etmek gerekmektedir” ifadelerini kullandı.
Bebeklik döneminde bebeklerin en temel ihtiyacı onu koşulsuz sevmek ve onunla iletişim kurmak olduğunu anlatan Kadan “Teknolojiden olabildiğince uzak durması, teknolojik aktiviteler yerine bebekle ve çocukla gelişimini destekleyecek aktiviteler yapılması gerekmekte. Çocuk yürümeye başlamasıyla her şeyi merak etmekte, öğrenmeye çalışmakta. Bu nedenle, çocuklara uyarıcı bir çevre yaratılması, kaliteli bir iletişim kurulması gerekmekte. Çocuğun ilkokula başlamasıyla her ne kadar akademik başarılar ön planda olsa da çocuğun hala bir çocuk olduğu unutulmamalıdır. Ergenlik döneminde ise çocukların hala ebeveynlere ihtiyaçları vardır. Çocukla kurulacak iyi bir iletişim ve ona rehber olacak ebeveynler sayesinde bu zor dönem atlatılabilecektir. Çocukla iletişimde çocukların gelişimsel özelliklerinin yanında anne-baba tutumları da oldukça önemlidir” sözleri ile konuşmasını tamamladı.
Perşembe günleri tüm gün boyunca, farklı konularda devam edecek programlara, Çankırı İl Halk Kütüphanesi ile iletişime geçerek tüm ebeveynler katılabilir.