TÜRKAV Çankırı İl Başkanı İsa Bölükbaşı, Atalarımızın Anadolu’ya girmesinden kısa bir süre sonra bu bölge Çankırı Fatihi Emir Karatekin tarafından Müslüman Türk yurdu haline getirildiğini ve o günden günümüze kadar da bu bölgeye hiçbir zaman düşman ayağının basmadığını söyledi.“Gayri Müslimlerin de azınlıkta yaşadığı ve Müslüman Türk halkıyla hiçbir sorun yaşamadan hayatlarını idame ettirdikleri bu bölgelerde geçmişte hiçbir zaman iç isyan olmamış devletine bağlı bir bölge oldu” diyen Bölükbaşı, bu hasletlerinden dolayı Kurtuluş savaşı sırasın da bu bölgenin İnebolu’ya gelen silahların Anadolu’ya güvenli bir şekilde nakledilmesi için geçiş yolu olarak kullanıldığını, bu yola “İstiklal Yolu” denildiğini ifade etti. Çam söyleşisinde “Tarihi bakımından İlimizden böylesi bir yol geçiyor ve bunu çok kimse bilmiyor ve biz bu yolunu önemini anlatarak dikkatleri bu yol üzerine çekmeye başladık ve hızımızı kesmeden devam ediyoruz. İstiklal Savaşının görünmeyen, az bilinen, cephe gerisinin, perde arkasını bu tür konferanslarla anlatmaya çalışıyoruz” dedi.Birinci Dünya Savaşının sonunda Osmanlı İmparatorluğu büyük bir hezimete uğradığını, Anadolu’nun işgali Emperyalist devletlerin 1000 yıllık bir düşünün son aşaması olduğunu vurgulayan Çam “Osmanlının son toprağı, Türk’ün son sığınağı, Küçük Asya’yı işgale başlamışlardı. Buna karşın Türkler, düşmanlarının biçtikleri kefene razı olmadı ve bu kefeni yırtmak için önce çete savaşları ile bölgesel direnişlere başladı. Sonra Mustafa Kemal Paşa’nın önderliğinde organize oldu. Milli Mücadele dönemini açtı. 1912’den beri savaşan Türk Milleti, daha dört yıl sürecek olan yeni bir savaşı, ‘Ya İstiklal Ya Ölüm’ diyerek göze aldı. Bu dirençleri ile ‘mazlum milletlere’ örnek oldu” diye konuştu.İstiklal Yolu hakkında bilgiler veren Çam şunları dile getirdi:“İstiklal Yolu Güzergâhı, İnebolu-Ankara 344 km olan bu yol, İnebolu’dan başlıyor, Küre, Kastamonu, Ilgaz, Çankırı’ Kalecik, Ravlı köyünü geçerek (şimdiki Akyurt) Ankara’da Çankırı Kapısı’nda sona eriyor. Yol güzergâhı çok dalgalıydı. Kuzey Anadolu’nu geçit vermeyen yüksek üç tane yüksek sıra dağı vardı (Küre Dağı 1100 m, Ilgaz dağı 1875m ve Köroğlu Dağları 1425 m). Tüney’i geçince çamur deryası Dömbelek ovası vardı. O dönemin tek ulaşım aracı kağnı idi. Kağnı bir çift öküzün çektiği, iki tekerlekli ve 100-150 kg taşıma kapasiteli basit araba. Sürücüsü öküzlerin önünde veya yanında yürür. Sevkiyat sadece tekerlekli araçlarla yapılmıyordu. Osmanlının kullandığı mekkâre (deve, katır, at, eşek) hayvan taşımacılığı ile de yapılıyordu.Bir Kağnı yükü İnebolu’dan Ankara’ya kadar bir kağnı ile değil 4 kağnı ile taşınıyordu. Devir teslim noktaları yol güzergâhı ve askeri noktaların olduğu yerlerde yapılıyordu.Devir teslim noktasından Kağnılar boş dönmüyordu, Ankara’dan yaralı asker, diğer noktalardan menzil konak noktaları için gıda maddeleri taşıyordu.Yürüyen sadece kağnı kolları değildi; at arabası, katır ve deve kolları dizileri de vardı. Bu dizilere köprüler yapmak veya onarmak için kereste taşıyan kağnı kolları da katılmıştı.Bütün kollarla ve gönüllü vatansever taşıyan arabalarla beraber nerdeyse İstiklal Yolunun her km.sinde bir nakliye kolu dizisi ve toplamda 344 km parkurda dünyanın en uzun karınca ordusu yürüyordu. Eğer bugünkü teknoloji o zaman olsaydı, uzaydan bakıldığı zaman karınca ordusu görülürdü. Böylece İstiklal Yolunda oluşan karınca ordusu, cephede destanlar yazan orduya, benzer destanlar yazarak cephane yetiştiriyordu. Özünde ‘Ya istiklal ya ölüm’ Türk Milleti artık ailecek savaşmaya başlamıştı. İşgalci Düşmanlara direnen ordu sayısı ikiye çıkmıştı.Malta’da sürgündeyken takas yoluyla serbest kalan ve İnebolu’dan Ankara’ya geçen Rauf Orbay, İstiklal Yolu’nda gördüğü kadınları şöyle anlatıyor; ‘İnebolu’dan Çankırı’ya kadar cephe gerisindeki hizmetlerin yüzde 90’ı kadınlar tarafından, erkekleri mahcup edecek gayret ve fedakârlıkla yapılıyordu. Bu fedakâr kadınların arkasında emzikte çocukları olan mübarek analar da vardı. Yavruları kucaklarında, kağnıları önlerinde cepheye silah taşıyorlardı. İnanıyorum ki, Allah bu millete yakında kurtuluş, huzur ve mutluluk nasip edecektir. Çünkü bu millet bunları fazlasıyla hak etmiştir.’”“Milli Mücadelenin ana ikmal merkezi Ankara olduğundan, Ankara’ya giden bütün cephe gerisi yolları ya Çankırı içinden ya da Çankırı’ya teğet geçmiştir” diyen Çam “Sakarya Savaşı başlayınca Milli Müdafaa Vekâleti’nce 25 Ağustos 1921 tarihinde Çankırı merkezinde bin yataklı bir askeri hastane kurulmasına, karar verildi. Çankırılılar da kendi imkânları ile beş altı gün içinde koskoca bir hastane kurmayı başardılar ve çevreye de örnek oldular” şeklinde konuştu.Çam, hedeflerinin Atalarımız gibi hep birlikte İstiklal Yolu’nun, Çanakkale gibi Tarih turizminin yapıldığı ziyaret yolu olmasını sağlamak olduğunu belirtti.Daha sonra soru cevap şeklinde gecenin geç saatlerine kadar devam eden söyleşiden sonra Bölükbaşı katılımlarından dolayı İstiklal Yolu Eğitim Kültür Turizm Ve Gençlik Derneği Başkanı Çam’a teşekkür ederek günün anısına “Teşekkür Belgesi” takdim etti.
GÜNDEM
23 Mart 2016 - 18:10
Çam TÜRKAV'da İstiklal Yolu'nu anlattı "En uzun karınca ordusu"
Türkiye Kamu Çalışanları Vakfı (TÜRKAV) Çankırı İl Başkanlığı bu hafta İstiklal Yolu Eğitim Kültür Turizm ve Gençlik Derneği Başkanı Öğr. Gör. İsmail Çam’ı, İstiklal Yolunu konuşmak üzere konuk etti.
GÜNDEM
23 Mart 2016 - 18:10