TRT Radyo 1’de canlı yayımlanan “ Anadolu’dan Sesler, Yüzler, Renkler” programına telefon ile bağlanan Ercoşkun, “Dünya’da Tuzun Önemi ve Özellikleri, Tuz ve Gıdalarımız, Tuzla Tedavi (Tuz Terapisi), Tuz Üretimi Yapılan Kaynaklar, Tuzda Saflık ve Kalite, Çankırı Kaya Tuzunun Özellikleri, Tuz Üretim Teknolojileri, Kaya Tuzundan Tuz Üretimi” başlıklarında bilgiler paylaştı. Ercoşkun, tuzun tarihçesini anlatarak başladığı konuşmasında kullanım alanları hakkında şunları söyledi: “Tuz en eski gıda muhafaza yöntemlerinden biri. Tuzlayarak gıdaları muhafaza ediyorduk. Gelişen teknoloji ile birlikte gıdaların tuzlanarak muhafazasından çok, tuzu gıdalarda tadından dolayı kullanıyoruz. Diğer taraftan iyi bir tat… Erik ve salataya tuzu eklediğimiz zaman tad alıyoruz. Tuz, bütün dünyada yemek masalarının değişmez üyesi. Diğer taraftan aşırı tuz tüketiminin mide, bağırsak, böbrek, kalp ve damar hastalıkları, kemik erimesi, göz tansiyonu hastalıkları nedeniyle Dünya Sağlık Örgütü ve Sağlık Bakanlığı tuz tüketimini azaltmaya çalışıyor. Bütün bu riskler toplumda bilinçlenmeye neden oluyor. İnsanlar artık içerisinde katkı maddeleri olan tuzlar yerine içerisinde mineral olduğu iddia edilen, aslında yok, tuzlara yöneliyor. Doğal tuzlara yönelik akım oluşturuyor” dedi. Çankırı tuz madeni hakkında tanıtıcı bilgiler veren Ercoşkun , ” Çankırı tuz madeni yaklaşık 5 bin yıldır kullanılıyor. 28 km uzunluğunda, yer seviyesinin 150 metre altında, 400 metre kalınlığında tuz katmanından söz ediyoruz. Tuz katmanı yaklaşık 350 milyon yıl önce Anadolu’da yoktu. Bir deniz vardı. Bu deniz kuzeyden Avrupa ve Asya’nın basıncı ile önce doğu Karadeniz Dağları sonra Toros Dağları ile Anadolu’da iç deniz oluştu. Bu iç denizin en önemli noktalarından biri Çankırı idi. Bu iç deniz kuruyarak Çankırı’dan başlayıp Nahçivanı kadar devam eden tuz madenleri silsilesinin oluşmasına neden oldu.” şeklinde oluşum hakkında bilgi verdi. Ercoşkun: Türkiye tuz zengini bir ülke olduğunu, 40 fazla ticari kaynaktan tuz üretildiğini, bunların en büyük kapasiteleri ve en fazla olanı Çankırı’da olduğunu aktardı. Ercoşkun, tuz üzerine çalışmalarına değindiği radyo programını şöyle sürdürdü: “Biz de toplumsal sorumluluk olarak üzerimize düşen, bulunduğumuz ilin değeri olan tuzu incelemeye başladık. Bir çok söylentiler var… Acaba bunlar doğru mu, gerçek mi? Sadece Çankırı’da tuz yok, Peru’da, Japonya’da, Himayalar’da Havai’den olmak üzere Dünyanın 40 değişik yerinden tuz örnekleri topladık. Bütün bu tuz örneklerinin içerisindeki ağır metal, mineral, mikro plastik ve radyo aktif analizlerini gerçekleştirdik. Bunların içerisinde deniz tuzları, göl tuzları, kaya tuzları ve akarsu tuzları olmak üzere 4 temel tuz çeşidinin hepsinden numuneler aldık. Aynı şekilde Türkiye’den de 40 fazla yerden tuz temin ettik. Yaptığımız analizlerde gördük ki; Çankırı tuzu Dünya üzerinde en temiz tuzlardan biri. Mineral kaynağı olarak tuz belirtiliyor ama aslında tuzun kalite özelliği temizleyici saflığıdır.” dedi.
Tuzun sağlıkla ilgili bağlantısına da değinen Ercoşkun, “Dünya Sağlık Örgütü günde 5 gramdan fazla tuz tüketmememizi öneriyor. Bu bakımdan değerlendirdiğimiz zaman 5 gramlık bir tuzun tamamı mineral olsa bizim mineral ihtiyacımızı karşılamada çok da yeterli değil. Zaten tuzların içinde mineral olduğu iddia edilen bileşenlerin büyük kısmı insanlar için toksit maddeler. Bu bakımdan değerlendirdiğimizde Çankırı tuzu Dünyanın en temiz tuzlarından biri” dedi.