Evlerimize ve gönül hanelerimize misafir olan rahmet, mağfiret, kurtuluş ayı Ramazan-ı Şerifin, son on gününe girdiğimiz bu günlerde, bir taraftan dillerimizden elveda ey şehri Ramazan cümleleri dökülürken diğer taraftan Kadir gecesine kavuşabilmenin buruk mutluluğunu yaşıyoruz. Geçmiş yıllara göre mahzun bir Ramazan ayındayız. Bununla birlikte namaz ve oruç ibadetlerimizle birlikte hatimlerimizi okuyor, teravih namazlarımızı evlerimizde eda ediyor, TV’den veya sosyal medya kanallarından dini sohbetler dinleyerek inşallah evlerimizi birer mescide dönüştürmeye gayret ediyoruz.
Ramazanın son on günü neden mühim? Hz. Peygamber (s.a.s.) Efendimiz Ramazanın son on gününü nasıl geçirirdi? Ramazan ayının son on gecesini farklı ve değerli kılan, Kur’an-ı Kerim’in bu zaman diliminde inmeye başlamasıdır. Kur’an’ın inmeye başlamasıyla Resulüllah (s.a.s.) Efendimizin risalet/peygamberlik görevi de başlamış oldu. Rabbimiz Kadir gecesinin önemini şöyle bildirmektedir: “Şüphesiz, biz onu (Kur’an’ı) Kadir gecesinde indirdik. 2. Kadir gecesinin ne olduğunu sen ne bileceksin! 3.Kadir bin aydan daha hayırlıdır. 4. Melekler ve Ruh (Cebrail) o gecede, Rablerinin izniyle her türlü iş için iner de iner. 5. O gece, tan yerinin ağarmasına kadar bir esenliktir.” (Kadir, 97/1-5) Hz. Peygamber (s.a.s.) diğer zamanlara göre hususen Ramazan ayını, Ramazan ayı içerisinde de son on geceyi daha çok ibadet, taat, Kur’an, zikirle geçirirdi. Hz. Aişe’nin (r. anha) haber verdiğine göre Resulüllah (s.a.s.) “Ramazanın son on günü girince ibadet hususunda gayretini daha da artırır, gecesini de ihya eder, ailesini de uyandırırdı.” (Buhari, Leyletu’l- Kadr, 5) Peygamber Efendimiz (s.a.s.) Ramazanın son on gecesinde kendisi ibadette yoğunlaştığı gibi ailesini de teşvik etmiş, onlarında bu zaman dilimini ihya etmelerini istemişti. “Resulüllah (s.a.s.), Ramazanın son on günü itikâfa gireceği yere çekilir ve “Kadir gecesini son on günde araştırın” buyururdu.” (Buhari, Fadlu Leyleti’l- Kadr, 3) Hadiste geçen “araştırın” ibaresi anlamlıdır. Resulüllah (s.a.s.) bir geceyi bekleyin buyurmamış, bilakis son on geceye, tekli gecelere işaret etmişti.
Hadislerden anlaşılıyor ki; Hz. Peygamber (s.a.s.) Ramazan’ın son on gecesini daha özel bir ibadetle geçiriyor ki bu ibadetin ismi itikâftır. Peygamber Efendimizin (s.a.s.) sünneti olan itikaf ne demektir? Sözlükte “hapsetmek, alıkoymak; bir yere yerleşmek, oraya bağlanıp kalmak” anlamlarındaki akf kökünden türeyen itikâf, bu manaların yanında kişinin kendisini sıradan davranışlardan uzak tutmasını, fıkıh terimi olarak da ibadet amacıyla ve belirli bir şekilde camide kalmasını ifade eder. İtikâfa giren kimseye mutekif veya âkif denir. (Mehmet Şener, İ’tikaf, DİA, , XXIII, 457) İtikâf, niyet ederek beş vakit namaz kılınan bir camide, belirli kurallara uyarak, ibadet maksatlı kalmaktır. Kadının itikafı, evinde mescid olarak ayırdığı odada olur. İtikâf, Ramazanın son on gününde kifaye olarak sünneti müekkededir. İtikâfa giren, camide yer, içer, uyur. Abdest, tuvalet gibi doğal ya da zaruri ihtiyaç sebebiyle camiden dışarı çıkar. Cenaze namazı için ise dışarı çıkamaz. Nafile olan itikâfın en azı bir gündür. Ebû Yusuf en az süreyi, bir günün yarıdan fazlası olarak belirlerken İmam Muhammed itikâf için bir saati de yeterli bulur (Merğînânî, el-Hidaye, I, 132). İtikâf, kişinin Rabbi ile baş başa kalması, kendini bir müddet dünya meşgalesinden arındırmasıdır. Hz. Peygamber (s.a.s.) “İtikâfa giren günahlarda uzak kalır ve kendisine tüm iyilikleri işleyen gibi sevap yazılır.” (İbn Mace, Sıyam, 67) buyurmuştu. İtikâfa giren kimsenin gücü yettiği kadar namaz kılması, Kur’an okuması, istiğfar etmesi, dua ve niyazda bulunması, kelime-i tevhid ve tekbir getirmesi, Allah’ın varlığı, birliği, kudreti hakkında düşünceye dalması, gereksiz şeyler konuşmaması, başta Hz. Peygamber’in hayatına dair kitaplar olmak üzere dinî-ilmî eserler okuyarak vaktini değerlendirmesi müstehaptır. (Şener, 457)
Hz. Aişe’nin (r.anha) bildirdiğine göre: “Resul-i Ekrem Ramazanın son on gününde itikâfa girerdi. O bu âdetine vefatına kadar devam etmiştir. Sonra onun ardından hanımları itikâfa girmiştir.” (Buhârî, İtikâf, 1; Müslim, İtikâf, 5) Peygamber Efendimiz (s.a.s) Kadir gecesine isabet etmek, ihya etmek maksadı ile Ramazanın son on gecesinde itikafa girerdi. Covid 19 salgını sürecinde bu yıl camilerde itikafa giremesek de evlerimizde itikaf gibi hayat sürebiliriz. Hanımlar ise bu sünneti ihya edebilir. Rabbimiz Ramazan ayının son on gününü değerlendirebilmeyi, sağlık, sıhhat içerisinde bayrama kavuşabilmeyi ve bu sıkıntılarda kurtulmayı nasip eylesin.