Korona salgın hastalığı son bir aydır günlük hayatı altüst etti, etmeye devam ediyor, ne zaman biteceği de papatya falına döndü.
Korona salgınının önce 65 yaş ve üzerini sonra 20 yaş altını eve hapsedenlerden biri olarak sahada olmamakla birlikte, gelişmeleri internette sörf yaparak, Türkiye’yi parmaklar ucunda geniş yelpazede takip etmek de mümkün.
Bu konularda pek deneyimi olmadığı için tecrübesizliğinin kurbanı olan Çankırı, krizi iyi yönetemeyerek sınıfta kaldı diyebiliriz. Evet ama yetmez!..
Şehrin dinamikleri: Ankara’nın burnunun dibinde olmasına rağmen yok sayılan Çankırı’yı korona virüsünün de göremeyeceğini düşündünüz, yanıldınız!.. Düşman ayağı basmayan Çankırı’ya korona düşmanının da ayak basamayacağını zannettiniz , yanıldınız!..
Kabul edelim ki; merkezi yönetimi, yerel yönetimi, sivil toplum kuruluşları, siyasi partileri, Doğruyol gazetesi olarak biz hazırlıksız yakalandığımız krizi yönetmekte üzerimize düşeni yeterli ölçüde yapamadık. İlde seferberlik ilan edilecek ortam oluştuğu halde işin ciddiyetini kavrayamadığımızdan ağır kaldık, halk için kavga etmeyi göze alamadık, kendi göbeğimizi kendimiz kesmeyi beceremedik. Hep bir yerlerden “OLUR” bekledik.
Sahipsiz kaldık, sahipsiz bıraktık…
Çok şey beklenen sivil toplum kuruluşları kendilerini izole etti. Üst kuruluşlarından ve Bilim Kurulu kararlarını kopyala yapıştırdan öte geçemediler. Üzerine damla koymadılar.
Kim ne derse desin “KÜÇÜK YERİN UFKU DA KÜÇÜK OLURMUŞ!”