Gaziantep’te Pitbull cinsi köpeklerin saldırısına uğrayan 4 yaşındaki Asiye etrafta bulunanlar tarafından köpeklerin dişleri arasından zorlukla kurtarılarak ağır yaralı bir şekilde hastaneye kaldırıldı.
Ameliyatını gerçekleştiren Estetik, Plastik ve Rekonstrüktif Cerrahi Operatör Doktor Abdulkadir Calavul; sağ kulak bölgesi, sağ yanak bölgesi, solda ense bölgesinde kemiği kopmuş şekildeydi. Yine saç derisini tamamen koparmış şekildeydi. Kopan dokuların hepsini yerine diktik ameliyatın oldukça zorlu geçti ve 6 saat sürdü'' diyerek Asiye’nin yaralarının ne kadar ağır olduğunu ifade etti.
İlk müdahalesi Gaziantep’te yapılan Asiye, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın talimatıyla tedavisi en iyi bir şekilde yapılmak üzere Akdeniz Üniversitesine sevk edildi.
Akdeniz Üniversitesi Hastanesinde 26/12 tarihinde yapılan ikinci ameliyatla ilgili açıklama yapan Başhekim Prof. Dr. Yıldıray Çete; Asiye’nin yüz ve saçlı bölgesindeki doku kayıpları için ilk seans ameliyatın gerçekleştirildiğini, doku nakillerinin mikro cerrahi yöntemle yapıldığını, ilk birkaç gün içinde doku ile ilgili riskler olmakla beraber an itibariyle yaşam bulgularının stabil olduğunu ve yoğun bakımdaki tedavisine devam edileceğini söyledi.
Ameliyatı yapan Prof. Dr. Ömer Özkan; operasyonun güzel geçtiğini, üç boyutlu kayıplar bulunduğunu, Asiye’nin sağlığına kavuşmasının bir yılı bulabileceğini belirtti.
Yaşanan olaydan dolayı son derece üzgün olan baba Hüseyin Ateş, tek çocukları olduğunu ve sağlık sorunları nedeniyle bir daha çocuklarının olamayacağını söyledi.
Vicdan ve merhamet taşıyan herkesin derinden üzüldüğü, Cumhurbaşkanı ve Sağlık Bakanının bizzat ilgilendiği bir olayla ilgili olarak, yasak olduğu halde Pitbull besleyen ama sahip olamayıp sokağa salan ve masum bir çocuğun yüzünün parçalanmasına neden olan sorumluların da üzülmeleri beklenirdi değil mi?..
Ama öyle olmadı, köpeklerine verdikleri değerin onda birini yüzü gözü parçalanmış masum bir çocuğa veremeyenler, şikâyetçi olmaması için tehdit ettikleri baba Hüseyin Ateş’i ikna edemeyince işten attılar ve oturdukları evden de çıkmasını istediler.
Uzman Kangal Köpeği Yetiştiricisi ve Eğitmeni Hüseyin Yıldız’ın açıklamalarına göre; “Pitbulllar aslında diğer türlere göre daha saldırgan değildirler. Doğuştan katil karaktere sahip değildirler. Bunların çene basınçları çok güçlü olduğu için bazı hasta karakterliler bunları şiddete azmettiriyorlar. Bu hayvan bu şekilde bu tedirginliğini toplumda yaşadığı sürece canavara dönüşen bir model olarak önümüze çıkıyor.
Bu türlerin şiddet eğilimi varsa ve bir caminin elinde yetişmişse kaçma şaşınız çok düşük. Yakın mesafede ise sizin ondan kurtulmanız çok zayıf. Çocuk, yaşlı veya düşkünün kurtulma şansı ise sıfırdır.” (27/12/2021 Yeni Akit)
Yani sorun Pitbullar da değil onların sahiplerinde.
Sahipleri hasta karakterli ise Pitbullar da birer katile dönüşüyor.
5199 sayılı Hayvanları Koruma Kanunun 14. maddesinin l bendinde; “Pitbull Terrier, Japanese Tosa gibi tehlike arz eden hayvanları üretmek; sahiplendirilmesini, ülkemize girişini, satışını ve reklamını yapmak, takas etmek, sergilemek ve hediye etmek yasaktır.” hükmü yer almakta olup, 2007 yılında yasak kapsamına bu ırkların melezleri de ilave edilmiştir.
Bu hükme uymayanlara Kanunun 28. maddesi gereğince hayvan başına 6.306 TL. idari para cezası verilip hayvanlara el konulacağı hükme bağlanmasına rağmen bu hayvanların beslenmeye ve insanlara zarar vermeye devam etmesi yaptırımların caydırıcı olmadığını göstermektedir.
Mesele son derece açık.
Bu hayvanları üretmek; sahiplendirilmesini, ülkemize girişini, satışını ve reklamını yapmak, takas etmek, sergilemek ve hediye etmek ya sak tır.
Nokta..
Mademki yasağa uymuyorlar ve mademki kendi karakterleri problemli ise Pitbull bir katile dönüşüyor o halde öyle altıbin filan değil yasağa uymayanlara 56 bin, 156 bin lira gibi ağır ve can yakan cezalar vereceksiniz ki yasağı delmeye ve milletin çocuklarını perişan etmeye cesaret edemeyecekler.
O da yetmez, kasten yaralamadan yargılayacaksınız.
O da yetmez, mağdurların tüm tedavi masraflarını kuruşuna kadar alacaksınız.
O da yetmez belli bir süre barınaklardaki hayvanlara hizmet ettireceksiniz.
Asiye’nin yaralanmasıyla ortaya çıkan bir başka acı gerçek var ki gerçekten “insanlık ölmüş” dedirtecek cinsten.
Köpeklerin sahibi olan site yöneticisi hiç utanmadan baba Hüseyin Ateş’i işten çıkartıyor.
Sebep; şikâyetçi olması.
Bu nasıl bir vicdan be birader.
Evladı ölüm kalım mücadelesi veren bir babanın ekmeğiyle oynamak nasıl bir insanlıktır?..
Ya da insanlık mıdır?..
Manzaraya bakınca sahiplerinin Pitbullar’dan daha vicdansız oldukları anlaşılıyor.
Hadi Pitbullar hayvan, peki ya sahipleri?..
İnsanlık bu kadar mı yerlerde sürünüyor?..
Yüzü paramparça edilen ve belki de bir daha asla eski haline gelmeyecek bir yavruya acımadıkları gibi böylesine zor bir dönemde babasını işten ve evden çıkartmaya kalkmak hayvan sevgisiyle açıklanabilir mi?..
İnsanı sevmeyen hayvanı sevebilir mi?..
Bakın dün İstanbul Sultangazi’de bir Pitbull’un saldırdığı 2 kişi yaralandı.
Denizli’de İran uyruklu Armin Darban Jafeti sahibi de İranlı olan bir Pitbul’un saldırısına uğrayarak yaralandı.
İstanbul’da sarhoş sahibi tarafından serbest bırakılarak basketbol oynayan çocuklara saldıran Pitbull 3 çocuğun yaralanmasına neden oldu.
Bunlar bildiklerimiz ya bilmediklerimiz?...
Ocak ayından itibaren köpeklere çip taktırılması zorunlu olduğundan beslenmeleri yasak olan Pitbullar sokağa salınacağından benzer saldırıların artması kuvvetle muhtemel.
O zaman devlet hiç gözlerinin yaşlarına bakmadan yasağa uymayanlara ve milletin canını tehlikeye atanlara en ağır cezaları vererek yaptıklarını yanlarına bırakmamalıdır.
Sayın Cumhurbaşkanının bu vicdansızlığa müdahil olarak Asiye’nin tedavisinin yapılması için özel ilgisi ve babasının daha iyi bir işe yerleştirileceği müjdesi yüreklere su serpti.
Ancak bundan sonra benzer mağduriyetler yaşanmaması acilen önlem alınması gerekmektedir.
Çünkü bu hayvan sevgisi filan değil düpedüz vahşettir, vahşi bir zevktir.
Hayvanların bu vahşi zevke malzeme yapılmasına izin verilmemelidir.
****
Pitbulların verdikleri zararlardan söz ediyoruz ama bu ülkede vahşette Pitbullara rahmet okutan azgın saldırganlar var.
Görsel/yazılı, fondaş ve sosyal medyada bu saldırganları görebilirsiniz.
Sadece kötülük için varlar.
Kendileri gibi düşünmeyen ve kendileri gibi yaşamayanlara iftira atıyor, hakaret ediyor, aşağılıyor ve 7/24 yalan söylüyorlar.
Teröre ve teröristlere destek veriyor, devlet kurumlarını itibarsızlaştırmaya çalışıyor, Türkiye düşmanlarından daha fazla Türkiye aleyhine faaliyette bulunuyorlar.
Pitbullar bunların yanında masumiyet abidesi gibi duruyorlar?..
Hiçbir ekonomik gerekçesi olmamasına rağmen dolar yükseltilirken; “daha bu ne ki 30, 40, 50 bile olur, bir daha kimse doları düşüremez, hükümet gidici” diyerek millete gaz veren, evini arabasını sattırıp, kredi çektirip dolara yatırılmasını sağlayanlar Asiye’yi parçalayan Pitbullardan daha mı masumlar ?.
Dolar düşerken bile “alım için bu bir fırsattır” diyerek tetikçilik yapanlar, ormanları yaktığını söyleyen PKK’ya ses çıkartamayan ama imara açacaklar diyerek hükümete saldıranlar, işçi çıkartmayacağız diyerek şeref ve namus sözü verip binlerce işçiyi kapı önüne koyanlar, dolar yükselince depodaki mallara bile vahşi zamlar yapıp dolar düşünce indirim yapmak için ayak sürüyenler, halkın cebine göz dikenler, stokçuluk yapanlar, ülke kaybederse kaybetsin yeter ki ben kazanayım diyenler Asiye’yi parçalayan Pitbullardan daha mı masumlar?.....
Sonuçta Pitbull, sahibinin karakteri sorunlu ise saldırganlaşabilen bir hayvan.
Yani hayvan..
Peki ya saldırmak için bahane arayan Pitbullardan daha saldırgan insanlara(!) ne diyeceğiz?..
O da yalan bu da yalan, gel biraz da sen oyalan..
Zafer Partisi Genel Başkanı ve İstanbul Milletvekili Ümit Özdağ, Twitter hesabından yaptığı açıklamada, "Bu sabah TBMM’de basın toplantısı için odama geldim. Bilgisayarım değiştirilmiş. 600 vekilin bilgisayarı değiştirilmiş. İnsanlar aç iken bu çok ayıp bir harcama. Halka 'porsiyon küçült' derken bu yapılmaz" diyerek popülizm yapmaya kalkınca TBMM Genel Sekreterliği, Özdağ'ın paylaşımına ilişkin yaptığı açıklamada; "Sayın milletvekillerimizin bilgisayarları, re'sen değil, sadece ve sadece talepleri halinde değiştirilmektedir. Nitekim Sayın Ümit Özdağ'ın bilgisayarı da kendisinin 20 Aralık 2021 tarihli dilekçesi ile talep etmesi üzerine değiştirilmiştir. Paylaşımda bahsi geçtiği şekilde bütün milletvekillerimizin bilgisayarlarının değiştirilmesi söz konusu değildir" denildi.
Hatırlanacağı üzere Ümit Özdağ, Habertürk'te katıldığı bir programda "Benim bir koruma polisim var. Tempo çok yüksek bir kişinin koruma gerçekleştirmesi mümkün değil. İçişleri Bakanlığı'na başvurduk ve hala bize bir cevap gelmedi. Bana milletvekili olduğum halde uyduruk bir gerekçe göstererek silah ruhsatı vermeyi reddettiler." İddiasında bulunması üzerine İçişleri Bakan Yardımcısı ve Bakanlık Sözcüsü İsmail Çataklı yaptığı açıklamada;
"Ümit Özdağ dün akşam katıldığı bir programda silah ruhsatı başvurusunda bulunduğunu ancak verilmediğini söylemiştir. En iyi ihtimalle unutkanlık yaşıyor olabilir biz hatırlatalım: Kendisi adına 2000 ve 2001 yıllarında düzenlemiş olan 2 ayrı silah ruhsatı bulunmaktadır.
Yusufeli Asliye Ceza Mahkemesinin 2012/57 Esas ve 2013/5 sayılı Kararı ile resmi belgenin düzenlenmesinde yalan beyanda bulunmak suçundan dolayı adli para cezasına çarptırılmış, cezası 15.01.2013 tarihinde kesinleşmiş olmasına rağmen bu 2 silah ruhsatı süresiz düzenlendiği için iptal edilmemiştir ve halen geçerlidir.
Ayrıca; 2019 yılında 6136 sayılı Kanunda memnu hakların iadesi alanlara silah ruhsatı verilmesi imkânı tanıyan düzenleme sonrası başvurusu üzerine 30.12.2020 ve 27.07.2021 tarihlerinde 2 ayrı silaha daha ruhsat düzenlenmiştir.
Sonuç: Ümit Özdağ adına düzenlenmiş 4 ayrı silah ruhsatı bulunmaktadır. Bunun yanı sıra yakın polis korumasıyla korunmaktadır. Kendisine tavsiyemiz: Acilen doktoruna başvurmasıdır. Basın mensupları ve takipçilerine önerimiz ise bu kişiyi ciddiye almamalarıdır" demişti.
Peki şaşırdık mı?
Elbette hayır.
Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanı Fahrettin Altun’un sivil toplum kuruluşları, düşünce kuruluşları, medya, kamu ve akademi dünyasından seçkin isimlerin katılımıyla İstanbul'da eş zamanlı gerçekleşen "Ulusal Stratejik İletişim Politikası" ve "Dezenformasyonla Mücadele" çalıştaylarının ortak açılış toplantısında yaptığı konuşmada açıkladığı üzere; “Oxford Üniversitesi Reuters Enstitüsünün 2018 yılında yaptığı bir araştırma var ki her yıl tekrar ediyor ve ilk olarak 2018 yılında yaptığı bu tespiti her seferinde de tekrarlamış oluyor. 2018'de yaptığı araştırmada, Türkiye yalan habere muhatap olma noktasında dünyadaki birinci ülke olarak tespit edilmiştir. Bu rapora göre 100 haberden 50'si yalan. Türkiye'yi muhatap alan, Türkiye'de üretilen haberlerin yarısı yalan. Buna mukabil İngiltere'de 100 haberden 15'i yalan, Fransa'da 12'si yalan, Almanya'da 9'u yalan.
Muhtemelen Sayın Özdağ’ın kötü bir niyeti yoktur sadece 50 yalana katkıda bulunmak istemiştir.