Türkiye; belki de tarihinin en kritik seçimine gidiyor.
Washington Post; 14 Mayıs seçimleri ile ilgili değerlendirmesini "2023'te dünyanın en önemli seçimi Türkiye’de olacak" başlığıyla yayınladı. Seçimin Washington, Moskova, Avrupa, Orta Doğu ve Asya’da jeopolitik ve ekonomik hesapları şekillendireceği belirtilen yazı; “Türkler oylarını kullanana kadar batılı liderler gergin durumda kalacak” cümlesiyle bitti.
15 Temmuz’dan sonra Devlet içindeki beslemelerinin önemli bir kısmını kaybeden küresel çete bu seçimi tünelden önceki son çıkış olarak gördüğü için bütün gücüyle desteklediği adayın kazanması için çaba gösteriyor.
Kandil/Fetö elebaşlarının hiçbir seçimde olmadığı kadar sürece müdahil olmaları, aba altından sopa göstererek, tehdit ve şantaj diliyle destek açıklamaları, Selahattin Demirtaş’ın hapishanedeki seçim ofisinden talimat üstüne talimat vermesi ve tehditler savurması, yüz yıllık cumhuriyeti yıkacaklarını açık açık söylemeleri, küresel çetenin gazete/dergi görünümlü algı aparatları ve sosyal medya kanalizasyon hattından saçılan yalanlar, iftiralar, hakaretler, tehditler, üç günde yirmibeş yıllık küfürlerle yapılan linçler, idam sehpalı göndermeler, dini, milli ve ahlaki değerlerin ayaklar altına alınarak çiğnenmesine göz yumacak kadar büyük bir kin ve nefretin tuvalet terliğine bile oy vermeye razı olan bir sosyolojiyi esir alması, ülkemizin istiklali ve istikbali açısından bu seçimin neden bu kadar önemli olduğunun işaretlerinden sadece bir kaçıdır.
Burada gözden kaçırılmaması gereken temel husus, siyasi uzantısının yaptığı pazarlıklardan istedikleri sonucu aldıkları anlaşılan PKK’nın, ilk defa kendi partisi dışındaki bir adaya bu kadar net destek açıklaması yapmasıdır.
Terörist elebaşları Cemil Bayık, Bese Hozat, Duran Kalkan, Murat Karayılan ve Mustafa Karasu'nun ardından kırmızı bültenle aranan Remzi Kartal da verdiği röportajda Kılıçdaroğlu'na destek çağrısı yaparak "Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde Kılıçdaroğlu'na oy vermeleri tarihsel fırsatta istediğimiz gelişmeyi yaratmak, yeni bir miladi yaratmak için önemli fırsattır" dedi.
Sadece PKK/Fetö değil, THKP-C Acilciler örgütünün elebaşı ve 2013'te Reyhanlı'da 52 kişinin ölümüne yol açan terör saldırısının firari sanığı terörist Mihraç Ural'da Kılıçdaroğlu'na destek açıklaması yaptı.
Desteklenen adayın ve müttefiklerinin Kırmızı bültenle aranan elleri kanlı teröristlerin pervasız destek açıklamalardan hiçbir rahatsızlık duymamaları, ABD’ye yıllardır Güneydoğumuzda kurmak için fırsat kolladığı Garson Devleti kurması için söz verildiğini göstermektedir.
Bundan cesaret alan elleri kanlı katiller de amaçlarına ulaşacak olmanın heyecanıyla desteklerini açıklıyorlar. Bu derin/ölümcül sessizliğin başka bir izahı yoktur.
Hatırlanacağı üzere Joe Biden; Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın seçimleri kaybetmesi için muhalefetin 'desteklenmesi' ve 'cesaretlendirilmesi' gerektiğini dile getirerek “(Demokratik) sürece katılmak isteyen Kürt nüfusunu parlamentoya entegre etmek için bir süredir işe yarayan bir yöntemimiz var. Yanlış olduğunu düşündüğümüz şeyler ile ilgili konuşmalıyız. Erdoğan bedel ödemek zorunda. Ona bazı silahları satıp satmayacağımızı konuşmamız lazım." Diyerek daha ABD Başkanı seçilmeden önce niyetlerini açıkça ortaya koymuştu.
Şu anda yapılanlar çıkarlarına hizmet edeceklerinden emin oldukları muhalefetin desteklenmesi ve cesaretlendirilmesinden ibaret olup ABD’nin Ankara Büyükelçisi Jeff Flake’in seçim sürecinde göstere göstere CHP Genel Merkezine gitmesi de kararlılıklarını göstermektedir.
ABD’nin açık destek verdiği bir adaya FETÖ/PKK/THKP-C terör örgütlerinin de bu kadar açıktan destek vermeleri, kuklacının ABD olduğunu göstermektedir.
Kuklacı ABD olduğu için oturtulduğu masadan kalkmaya çalışan Akşener 13 dakikada ikna(!) edilerek tekrar masaya oturtulmuş ve 3 günde yediği 25 yıllık küfrü sineye çekmiştir.
Masanın kendi logolarıyla seçime giremeyecek kadar tabansız ve cesaretsiz diğer ufaklıkları için söylenecek söz yok. Onlar kin ve nefret üzerine kurulu bir siyaset izlediklerinden bir iki bakanlık ve cumhurbaşkanı yardımcılığı karşılığında her teklife açıklar.
Nasıl olsa kendilerine tıpış tıpış oy verecek CHP’li dostları var.
CHP/HDP arasında bir anlaşmanın varlığı Sırrı Sakık tarafından Kemal Kılıçdaroğlu’na yönelik, “Türkiye toplumuna çıkıp açık ve net olarak önümüzdeki dönemde ne yapacağını kamuoyu ile paylaşmalıdır. Yani kapalı kapılar arkasında söylenenlerin kamuoyuna deklare edilmesi gereklidir” sözleriyle doğrulanmış oldu.
Saklandıkları inlerden kafalarını çıkartamayan KCK/PKK-YPG yönetim kadrosu sürekli, “operasyonların durdurulması” hakkında açıklamalarda bulunurken, Kılıçdaroğlu’nun 2023 Seçim Bildirgesi’nde “Suriye ve Irak’a yönelik gerçekleştirilen askeri operasyonlara son vereceğiz. Türkiye’nin Suriye ve Irak’tan geri çekilmesini sağlayacağız” vaadi, geçtiğimiz yıl TBMM’de yapılan oylamada HDP ile birlikte tezkereye “Hayır” demesi ve 28 Ağustos 2022 tarihinde Habertürk TV’de, “Bundan sonra bütün tezkerelere hayır mı diyeceksiniz?” şeklindeki soruya verdiği “... Bundan sonraki tüm tezkerelere ‘Hayır’ diyeceğiz” cevabı, aralarında terör örgütünün amaçlarına hizmet edecek karanlık bir ilişki bulunduğunun somut göstergeleridir.
Bu kirli ilişki/işbirliğinde en ilkeli davranan taraf HDP’dir.
Dün savunduklarını bugün de savunuyorlar ve Kandil’e/PKK’ya asla ihanet etmiyorlar.
Masanın ufaklıkları(!) gibi ucuz koltuk/ bakanlık pazarlıkları yapmıyorlar.
100 yıllık Cumhuriyeti yıkmak, bebek katilini ve diğer tutuklu teröristleri salıvermek, anadilde eğitim, Anayasa’dan Türklüğü kaldırmak gibi her biri ayrı bir ihanet olan vaatlerini Mecliste mermi saçarak kahramanlık taslayanların gözlerinin içine baka baka ve parmak sallayarak söylüyorlar. Ve en önemlisi asla tükürdüklerini yalamıyorlar.
Onlardaki bu kararlılık, masadakilerdeki bu acizlik ve teslimiyet ABD’ni her zamankinden daha fazla umutlandırıyor.
CIA danışmanı Henri Barkey’in; “Kılıçdaroğlu verdiği sözlerin yarısını yapsa, ilişkilerimizin düzeleceğini tahmin ediyorum” sözleri sadece HDP ile değil ABD ile de bir anlaşma yapıldığını göstermektedir.
Verilen sözlerin yarısı bile ABD ile ilişkileri düzelteceğine göre tamamı kim bilir neleri düzeltir?..
İşte bu nedenle seçim çok önemlidir ve ABD/AB/FETÖ/PKK’nın açık destek verdiği adayla, Milletin adayı arasında geçecektir.
Evdeki hesabın çarşıya uyup uymayacağını 14 Mayıs’ta göreceğiz.
“Sağdan oy almak için takiyye yapmayalım” (Canan Kaftancıoğlu)
CHP Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı adayı Kemal Kılıçdaroğlu Trabzon’da yaptığı konuşmada artık sayısını unuttuğumuz gaflarına bir yenisi ekleyerek “Sevgili peygamberimiz Cennet kadının ayakları altındadır demiştir” dedi.
Oysa böyle bir hadis yoktur. Sevgili Peygamberimiz (sav) “Cennet annelerin ayakları altındadır.” Buyurmuştur.
“Çorum ciddi ihracat yapan bir ülkedir”, “Konya Hollanda’dan büyük bir ülke”, “Trakya'nın en güzel ilçelerinden illerini ilçelerini barındıran bir Trakya'da en güzel ilçelerinden, illerinden birisi Trakya ve ilçeleri”, “Mersin, Güneydoğu'nun incisi haline geldi”, “Türkiye'de namussuz siyaset eksik, bunu yapacağız, Fındığın yüzde 42'si tek başına Şanlıurfa'da üretiliyor (Kendisine KKTC halkına bir kısmı açılan Kapalı Maraş hakkındaki değerlendirmesi sorulduğunda) “hangi Maraş?”, “Ben 300 milyar dolar temiz para getireceğim bu ülkeye. Uyuşturucu baronlarının parası”, Katar’a ikibuçuk ayda ikibuçuk milyon koyun uçakla gönderildi, Sakarya Meydan muharebesi Sakarya’da yapılmıştır, Necip Fazıl galiba şair gibi Nobellik gaflarına alışkınız ama bastıklarının seccade olduğunu bilmeyecek kadar “o dünyaya” uzak olanlar Ayetten, hadisten bahsederken çok dikkati olmalıdırlar. Çünkü söylenmeyeni söylenmiş gibi ifade etmek, çok tehlikelidir. Sevgili Peygamberimiz (sav) kendisinin söylemediği sözleri kendisine isnat edenler için şu uyarıyı yapmıştır.
“Her kim, söylemediğim şeyleri bana isnâd ederse Cehennem’deki yerine hazırlansın!” (Buhârî, İlim, 38)
Saadet Partisi İstanbul İl Başkanlığı'nın iftar programında konuşan Kemal Kılıçdaroğlu, "Rahmetli Erbakan'ın çok sık kullandığı bir söz var. Hak gelecek batıl zail olacak." Diyerek İsra Suresi 81. Ayet mealini Erbakan’ın çok sık kullandığı bir söz olarak ifade etti.
İsra Suresi 81. Ayet mealinde; “De ki: "Hak geldi, batıl ortadan kalkmaya mahkûmdur." Buyurulmaktadır.
Meseleyi Canan Kaftancıoğlu çok güzel özetlemiş; “Sağdan oy almak için takiyye yapmayalım!”
****
Kılıçdaroğlu’nun katıldığı bir programda, "Samsat'ta 2017 yılında deprem oldu. Bin küsür bina yıkıldı. Şuana kadar kaçı yapıldı? Yedi yıldır konteynerde, yaşayanlar var. Yedi yıldır çadırda yaşayanlar var" iddiasıyla devleti suçlaması üzerine Samsat Belediye Başkanı Halil İbrahim Fırat; "2017 ve 2018 yıllarında Samsat ilçemizde iki yıkıcı deprem meydana geldi. İlçenin neredeyse tamamı yıkıldı. Devletimiz evlerini yaptırmak isteyen vatandaşlarımızın hepsinin evini yaptı. Sadece evler değil, sağlık ocağı, okullar yapıldı. CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu 3 yıl geriden geldiği için, 3 yıl önceki verileri açıkladı. Yanlış bir açıklama yaptı. Altılı masadaki tüm genel başkanlar gelsinler deprem bölgesinde, vatandaşların sıkıntılarını paylaşsınlar. Maalesef yanlış bilgileri vererek kamuoyunu yanıltıyorlar. Burada evler yapıldı. 6 Şubat'taki yıkıcı depremde, 100 bina yakın depremzedeyi misafir ettik. Şuanda 40 bine yakın depremzede misafirimizdir" açıklaması yaparak yalanı anında çürüttü.
Sosyal medya yalanlarına gösterilen ilgi günlerdir Samsat’ta yapılan deprem evlerinin hiçbir zarar görmediğine dair medya haber ve görüntülerine gösterilseydi böylece ucuz yalanlara tevessül edilmezdi.
Hadi kendisinin araştırmaya vakti yok diyelim, peki ona bu yalanları söyleten danışmanlar ne iş yapıyorlar?
Milletin böyle ucuz yalanlara inanacak kadar aptal olduğunu mu zannediyorlar?
Haftanın fıkrası
“Zarar veriyor. Muharrem Beyin böyle bir adımı neden attığını anlamıyorum. Bu mantıklı değil. AK Parti’ye destek veriyorsan çık söyle. Bu AK Parti’nin işine yarayan bir adım. Aklım almıyor. Böyle bir mantık doğru değil. Buna rağmen milletin sağduyusunun hâkim olacağını, birinci turda bu işin biteceğini ümit ediyorum” (Temel Karamollaoğlu)