Türkiye; özellikle ABD/AB’nin her türlü manipülasyonu yaptıkları seçimleri %90’na varan müthiş bir katılımla ve büyük bir olgunlukla gerçekleştirerek demokrasi havarilerine unutamayacakları tarihi bir ders daha verdi.
Seçim öncesinde attıkları manşetler ve hazırladıkları kapaklarla açık açık Kılıçdaroğlu’na destek veren sözde özgür batı medyası bu tarihi dersten nasibini aldı.
Türkiye kazandı küresel çete ve onun yerli aparatları bir kez daha kaybettiler.
“Türkiye diktatörlüğün eşiğinde başlığıyla Türk bayrağının hilale yansıtıldığı Erdoğan siluetinin yansıtıldığı bir görseli kapak yapan The Economist; seçim sonuçlarının ardından Twitter’da sabitlediği kapağı kaldırarak “Erdoğan’ın Kılıçdaroğlu’na resmen gol attığını, Kılıçdaroğlu ve Partisi CHP’nin, milletvekili seçimlerinde de kötü bir performans sergilediğini” yazdı.
Aziz Türk Milletinin iradesini kimseye satmayacağını, hariçten gazel okuyanlara da kapaklarını manşetlerini böylece yedireceğini bir kez daha gördük.
Bir önceki yazımızda; “Medyasıyla, finansıyla, siyasetçileriyle, aktivist adı altındaki ajanlarıyla küresel çete; artık yönetip çıkarlarına uşaklık yaptıramadığı Türkiye’yi, kendi adamlarının yönetmesi ve böylece eski mutlu günlere dönülmesi umuduyla yanıp tutuşuyorlar ama kendilerini bir sokak iti kadar ciddiye almayan ve her seçim öncesinde kin kustukları kapakları fiyonk yapıp münasip yerlerine tıkayan bu aziz milletin sağduyusunu hesaba katmıyorlar” Bu ülkede tuvalet terliğine bile oy verebilecek toksik bir sosyoloji var ama mandacılığa, asla razı olmayan ve olmayacak bir sosyoloji de var” diyerek 14 Mayıs seçim sonuçları hakkında ipucu vermiştik.
Aynen dediğimiz gibi oldu.
Türk Milleti her zaman olduğu gibi sağduyulu davrandı ve kendisini aptal yerine koyarak iradesini hafife alanlara öyle bir tokat attı ki “yardım anam” sesleri ABD’den, Avrupa’dan, Kandil’den, Pennsylvania’dan duyuldu.
Aylardır düzmece anketlerle yüzde altmışlı yetmişli oranlardan bahsedenler, hayali koltukları paylaşarak iktidar hayalleri kuranlar rüyadan uyandılar.
Özellikle MHP’ne anket operasyonu çekerek ısrarla barajın altında gösteren anketçilerin araştırmacı filan değil parayı verenin düdüğünü çaldıkları algı operatörleri oldukları anlaşıldı.
15 Mayıs’ta İmralı’nın kapısı kıracaklarını, zindanları boşatacaklarını söyleyen terör örgütü uzantıları kaybettiler.
Cumhurbaşkanlığı seçiminde sonuç ikinci tura kaldı ama aradaki büyük fark galibin kim olduğunu gösterirken, milletvekilliği seçiminde cumhur ittifakı mecliste çoğunluğu sağlayarak büyük bir başarı kazandı.
Böylece “parlamenter sistem” masalları millet elinin tersiyle itilerek “alın turşusunu kurun” denildi.
Başbakan olacağım diye hava basan Akşener seçimin en büyük kaybedenlerinden birisi olarak koltuksuz kaldı.
Gelen büyük eleştirilere rağmen ısrarla aday yaptığı İdris Naim Şahin Ordu’da kazanamadı.
Ankara ve İstanbul’un beceriksiz, başarısız ve kibirli belediye başkanları gözlerimizin içine baka baka “Sayın Kılıçdaroğlu seçimi kazanmıştır” diyerek utanmadan yalan söylediler ve sonuçta AA’nın verileriyle Yüksek Seçim Kurulu’nun verilerinin aynı olduğunun anlaşılmasıyla ne kadar güvenilmez ve ciddiyetsiz olduklarını göstermiş oldular.
Rakamlar aksini göstermesine rağmen bu kadar rahat yalan söyleyenler nasıl şehr-i emin olacaklar?
Bu kadar ciddiyetsiz, sorumsuz ve pervasız yalan söyleyebilen, halkın iradesine saygısız kişilerin belediye başkanı olmaları Ankara ve İstanbul için gerçekten büyük bir talihsizlik.
Fatih Erbakan’ın Yeniden Refah Partisi logosuyla girdiği seçimlerde 5 milletvekilliği kazanarak Milli Görüşün tek adresinin kendisi olduğunu, Saadet Partisinin milli görüşle uzaktan yakından bir bağının kalmadığını ve artık CHP’ne koltuk değneği olduğunu gösterdi.
Sinan Ogan “milliyetçiliğin sesi” olarak girdiği seçimlerde büyük bir başarı kazandı.
Bu seçimlerin belki de en ilginç olayı, altılı masanın toplam oyları yüzde biri bile bulmayan dört ufaklığının seçime girdikleri CHP listelerinden 37 milletvekilliği çıkartmalarıdır.
CHP’nin bir önceki seçimde aldığı oyla bu seçimde aldığı oyun aynı olması hiçbir katkı vermeyen 4 partiye bir kuru heves uğruna bol keseden milletvekili dağıttığını göstermektedir.
Dünyanın hiçbir ülkesinde böyle hesapsız kitapsız bir “ne vereyim güzel abime” koalisyonu yoktur ve bu açıdan bakıldığında seçimin belki de en zahmetsiz kazananlarının masanın ufaklıkları olduğu anlaşılıyor.
Bu hesapsızlığı yapanın bir zamanlar “Hesap Uzmanı” olması garip(mi?) bir tesadüftür (!)
Meclise milletvekili sokan ufaklıkların genel başkanlarının cumhurbaşkanlığı yardımcılığı ve alacakları bakanlık hayallerinin suya düşmesi de kaderin cilvesi olsa gerek.
Yeşil Sol Parti olarak seçimlere giren HDP, 2018’e göre 3 puanlık bir kayıp yaşarken bu kayıpların TİP’e ve kısmen CHP’ye gittiği görülüyor. HDP’nin bu oylarına rağmen CHP’nin artık müzminleşmiş % 25 bandında çakılıp kalması bunca iç ve dış desteğe rağmen neden iktidar olamadığını gösteriyor.
Patates soğan edebiyatı, esnaf/mağduriyet tiyatroları, askeri, polisi, öğretmeni, memuru, işçiyi tehdit ederek, gece yarısı videolar çekerek, sosyal medyada esip yağıp gürleyerek, sabah akşam yalan söyleyerek iftira atarak, hakaret ederek, milli değerlere saldırılarak seçim kazanılamayacağı bu seçimler vesilesiyle bir kez daha görülmüştür.
Cumhurbaşkanı adayı Muharrem İnce’yi adaylıktan çekilme zorlamak için kaset operasyonunu yapanların Fetö olduğunu bütün millet bilmesine rağmen bu aşağılık komplonun adresi olarak Rusya’nın gösterilmesi devlet adamlığı ciddiyetiyle bağdaştırılamayacak kadar büyük bir sorumsuzluktur.
Seçim öncesinde özgüven patlaması yaparak açıklama üstüne açıklama yapan yedili masa bileşenlerinin sonuçların açıklanmasının ardından “omerta suskunluğuna bürünmeleri yaşadıkları derin hayal kırıklığını yansıtıyor.
Mevcut tablo Cumhurbaşkanlığı seçiminin ikinci turunun ardından siyasal hayatta çok köklü değişimlerin yaşanacağını gösteriyor.
Şimdilik söylenebilecek şey şudur.
İçeriden ve dışarıdan yapılan onca saldırı, yalan, iftira, kumpasa rağmen Recep Tayyip Erdoğan ve Cumhur İttifakı yani yerli ve milli olanlar kazanmış; ABD/AB ve işbirlikçileri, Kandil, Pennsylvania, aydın/akademisyen/sanatçı/gazeteci görünümlü ikiyüzlüler yani kuklacı ve kuklalar kaybetmişlerdir.
Bu gerçeğe inanmayanlar seçim sonuçlarını; “Erdoğan Kaybetti” manşeti ile duyuran Cumhuriyet’i okumaya devam ederek rahatlayabilirler.