Yer ve göklerin ve bunların arasında var olan her şeyin sahibi yüce Allah, kendisine teslim olan Müslüman kullarına her hususta yardım edeceğini vaat etmiştir. Ancak istenilen yardımın gelmesi ve sürekli olması için yaratanın isteklerinin yerine getirilmesi gerekmektedir. Bu istekleri, Kur’an ve sünnetten öğrenme imkânımız her zaman vardır. Bu hususta Cenab-ı Hak Kur’an-ı Kerimde şöyle buyurmuşlardır.”Ey iman edenler, Allah’ın dinine göre yaşarsanız. Allah size yardım eder. Ayaklarınızı yerde sabit kılar “Muhammed /7. Allah’ın göndermiş olduğu evrensel din İslam, yaşanıp yaşatıldığında yaratanın yardımının geleceği aşikârdır. İslam tarihinde bunların birçok canlı örnekleri vardır.
Bedir muharebesinde, Uhud savaşında, Huneyn savaşında melek orduları Müslüman ordularına yardım etmişlerdir. Özellikle bedir savaşında melek ordusu, Müslümanların saflarında yer alarak müşriklere karşı savaşmışlardır. Uhud savaşında ise Müslümanlarla müşrikler arasında tampon görevi yapmışlardır. Yani müşriklere karşı Müslüman ordusunu korumuşlardır. Bu sayede müşriklere karşı zaferler kazanılmıştır. Geçmişte olduğu gibi günümüzde de Allah’ın yardımını yakinen görebiliyoruz. Ülkemize zarar vermeye çalışan dâhili ve harici düşmanların kurdukları tuzaklar tutmamaktadır. Mazlum ve mağdurların hamisi olan devletimiz, Allah’ın yardımıyla, kurulan tuzaklara rağmen emin adımlarla ilerlemeye devam etmektedir. Batılı devletlerin korumaya çalıştığı PKK ve diğer terör örgütlerinin zararlarını bertaraf etmek için yapılan temizlik harekâtında üstün başarı göstermiştir. Dünya devletlerinin hayretle izlediği Barış pınarı harekâtında ordumuz, üstün başarı sergilemiştir. Bu harekâtlar Türk ordusunun güç ve teknik becerisini gözler önüne sergilemiştir. Bilinmesi lazım gelir ki, Allah’ın yardımının olduğu yerde başarıya ulaşmak mutlaktır. Bu gerçek, Azerbaycan- Karabağ’da görülmüştür. Dünya şoktadır.
Yüce Allah’ın Medine’de peygamberimizin ordusuna verdiği bu tür destekler her zaman olması mümkündür. Yeterki Allah’a olan sevgi ve saygımız devam etsin. Ondan gelecek olan yardımı ümitle bekleyebilelim. Bizler hayatımızın her safhasında Mevla’mızdan yardım talep ediyoruz. Günde beş vakit kıldığımız namazların her rekâtında fatiha süresini okuyarak ”Ya Rabbi ancak sana kulluk eder ve ancak senden yardım isteriz. Bizi dosdoğru yola iletiver” diyerek yaratanımızdan her konuda yardım talep ediyoruz. İnsan olarak her bakımdan ve her zaman Allah’a muhtacız. Güç ve kuvvet ondan, başarıya ulaşmak ondan, darlıktan, musibetten kurtulup refaha kavuşmak, sihhat ve afiyette olmak için her türlü yardım Allah’tandır. Bizler her zorluğun arkasından bir kolaylığın geleceğini inanıyoruz. Bu ümitle yaşantımızı devam ettiriyoruz. Allah’ın rahmet ve mağfiretinden ümit var olmak mümine has bir özelliktir.
Peygamberimiz bir hadislerinde “ Müslüman, müslümanın kardeşidir. Ona zulmetmez. Onu (düşmanına ) teslim etmez. Kim ( mümin ) kardeşinin bir ihtiyacını giderirse, Allah da onun bir ihtiyacını giderir. Kim, Müslüman’ı bir sıkıntıdan kurtarırsa, bu sebeble Allah da onu kıyamet günü sıkıntılarının birinden kurtarır. Kim bir müslümanın ayıbını örterse, Allah da kıyamet günü onun bir kusurunu örter” buyurmuştur. Buhari, Mezalim,3. Genelde müspet eylem ve davranışlarda bulunan Müslüman’a Allah yardım etmektedir. Toplumdaki muhtaç olanların ihtiyacını gidermeye çalışmak insanların dirliği ve bütünlüğü için çalışmalar yapmak bizleri Allah’ın sevgisine ve rızasına muhatap kılar. Böyle olunca da hayatımız da olumlu değişikler oluşur. Huzur ve refaha kavuşur, hayattan manen tat almaya başlarız. Bunun örneklerinin her zaman görülmesi mümkündür. Mazlum ve mağdurlarının yüzlerinin güldüğü, muhtaç olanların ihtiyaçlarına cevap verildiği zaman huzur ve mutluluk kendiliğinden gelir.
Bakınız yüce yaratıcı Kur’an’ın da ne buyuruyor.”Allah’ın azabından ve gazabından gereği şekilde kendisini koruyan kimse için Mevla bir çıkış yolu açar ve onu beklemediği bir yerden rızıklandırır. Kim Allah’a tevekkül ederse, O kendisine yeter. Şüphesiz Allah, emrini yerine getirendir. Allah, her şeye bir ölçü koymuştur.” Talak/ 2-3. Yaratanımıza karşı gönülden samimi olarak bağlandığımız zaman arzu ve isteklerimiz karşılık bulacaktır. Bu bağlamda Allah’ın yardımının daim olması için bizlere düşen, görevlerimizi planlı bir şekilde icra etmektir. Bu hususta ihmalkârlığa meydan verilmemesi lazım gelir. Neticenin bizler için hayırlı olması adına, Allah’a olan saygı ve sevgimizin daim olmasını sağlamak gerekir. Bunun için Kur’an ve sünnette buluşmamız, her iki kaynaktan beslenmemiz gerekmektedir.