Çankırı Karatekin Üniversitesi (ÇAKÜ) tarafından organize edilen, Çankırı Belediyesi, Türk Ocakları Çankırı Şubesi ve ÇAKÜ Öğrenci Konseyi’nin desteklediği “Türk Kültüründe Helva” konulu panel 100. Yıl Kültür Merkezi’nde gerçekleştirildi.Panele ÇAKÜ Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Nuri Öner, Türk Ocakları Çankırı Şubesi Başkanı Ali Harmancı, Belediye Kültür ve Sosyal İşler Müdürü Ethem Yenigürbüz, akademik personel, öğrenciler ile vatandaşlar katıldı.HELVA SADECE TATLI DEĞİLSaygı duruşu ve İstiklal Marşımızın seslendirilmesiyle başlayan panelin açılışında konuşan Marmara Üniversitesi Fen-Edebiyat Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Sebahat Deniz, helvanın Türk kültüründe ne kadar yer ettiğini anlamak için proje başlattıklarını belirterek, "Bu proje Türkiye'yi kapsayan bir projeydi. Edebiyat bölümünden genç akademisyen grubuyla yollara düştük. Türkiye'nin 7 bölgesinden iller seçerek ulaşabildiğimiz kişileri tespit ettik ve çalışmalara başladık. Bir taraftan yazılı eserleri incelemeye başladık. Bol bol helva yedik çeşitli şehirlerde helva yapımını öğrendik hem de Türk kültüründeki helvanın yerinin nasıl olduğunu tespit ettik. Helvanın sadece bir tatlı olarak günlük hayatımızda yer aldığını düşünürken hiç öyle olmadığını gördük. İnsanoğlunun dünyaya gelişinden ölümüne kadar hatta sonrasında da bu helvanın kültürümüzde çok önemli yeri olduğunu tespit ettik. Bu çalışma Türkiye çapında etki uyandırdı. Çok basit bir şey gibi görünen unsurun kültürümüzde ne kadar önemli bir yere sahip olduğunu projeyi başlattıktan sonra anladık. Onun için kültürümüzün ne kadar geniş olduğunu, daha pek çok şeyle bu tür çalışmaların yapılması gerektiğini, toplumu ayakta tutan özelliklerin bunlar olduğunu müşahede etmiş bulunuyoruz” diye konuştu.Doç. Dr. Ahmet Özcan’ın başkanlığında yapılan birinci ve ikinci oturumda Dr. Bihter Gürışık Köksal, “Türk Dili Yadigârlarında Şeker, Tatlı, Helva”, Dr. Zehra Hamarat, Dr. Evrim Ulusan Öztürkmen “Helva Çeşitleri ve Ritüellerde Helvanın İşlevleri”, Dr. Serap Aslan Çobutoğlu, “Gelenekten Güncele Çankırı’da Helva”, Prof. Dr. Sebahat Deniz “Şairin Helva Yaptığı Koruk”, Doç. Dr. Ümran Ay “Klasik Türk Şiirinde Helvaya Dair Ayrıntılar”, Arş. Gör. Zeynep Öz “Klasik Türk Şiirinde Helvayla İlgili Benzetmeler” konularında sunum yaptı.DAMAK TADI“Gelenekten Güncele Çankırı’da Helva” konusunda sunum yapan Dr. Serap Aslan Çobutoğlu Çankırı’da geçmişten günümüze yapılmaya devam edilen gelenekselleşmiş 15 helva çeşitinin tespit edildiğini, bunların; un, öküz, panayır, çekme, tahin, terelva, dondurma, kar, kurabiye basma, höşmerim, haside, saray, yaz, irmik, köpük, helvası olduğunu ifade ederek, “Bu helva türlerinin tamamı; yapılışında kullanılan malzemeleri, yapılış yeri, zamanı, amacı, sunumu ve etrafında oluşturduğu uygulamalar bakımında farklılıklar göstermekte” dedi.
adetleriyle birlikte Çankırı kültüründe hatırlanmaya ve yaşatılmaya devam ettiğini vurgulayan Çoputoğlu,
“Helva ile ilgili anlatı ve uygulamalar, adet ve gelenekler, toplumsal kimliğin devamlılığında
etkin olan toplumsal hafızada canlılığını korumakta. Görünen odur ki; yeni anlatı ve
ilaveleriyle, yüklenen yeni anlam ve değerlerle de varlığını uzun yıllar koruyacak.” sözleri ile hayatımızdaki yerini vurguladı. Çoputoğlu helvanın diğer özelliklerini şöyle sıraladı: “Çankırı'da tedavici edici vasfı ile şifa kaynağı, sosyalleşmeye imkân tanıyan vasfı ile eğlence kaynağı, dini-mistik anlamları ile sevap ve hayır kaynağı, ekonomik koşullar dolayısıyla geçim kaynağı (tok tutar, uzun süre dayanır), sosyal dayanışma vasfı ile helalleşme ve vefa kaynağı olarak düşünülmüştür. Bu bakımdan etrafında gelişen uygulama ve anlatılar helvanın Çankırı yemek kültürülde ‘ritüel yiyecek kimliği ne kavuştuğunu gösterir nitelikte” sözleri ile konuşmasına noktayı koydu.Panelin oturum arasında helva üreticisi Faruk Helvacıoğlu tarafından davetlilere farklı helva ikramında bulunuldu.Panel, Prof. Dr. Sebahat Deniz’in değerlendirme konuşması ,fuaye salonunda açılan “helva” konulu fotoğraf sergisi ile sona erdi.
“Zamana ve teknolojiye yenilmeyen ritüelleri ve taşıdığı manevi değerle simgeleşen
helvanın Çankırı kültür tarihinde önemli bir yer tuttuğu, günümüzde gelenek olarak canlılığını koruduğu görülmekte ” diyen Çobutoğlu şöyle devam etti: “Özellikle Selçuklular zamanında Taşmescit'teki hastaların tedavisinde kullanılan un helvası, yüklendiği yeni anlam ve değerlerle Çankırı kültüründe varlığını koruyan helvaların başında gelmekte. Bununla birlikte soğuk kış gecelerinin vazgeçilmezi çekme helva, gurbete gidenlerin unutamadığı tat öküz helvası, .panayırların vazgeçilmezi panayır (taş helva) helvası, tarladaki emekçilerin içini soğutan kar helvası, ayıpları/kusurları örten kabahat helvası, misafirleri ağırlayan kurabiye basma helva, malzemesinin azlığı dolayısıyla içine en çok sevgi katılan köpük helva vd. Çankırı'da damakları tatlandırmaya devam etmekte.” Dedi. Çankırı'da helva ustadan çırağa, babadan oğula, kayınvalideden geline aktarılan bir miras, yapımında emek olan helva çeşitlerinin günümüze ulaşan gelenek, örf veadetleriyle birlikte Çankırı kültüründe hatırlanmaya ve yaşatılmaya devam ettiğini vurgulayan Çoputoğlu,
“Helva ile ilgili anlatı ve uygulamalar, adet ve gelenekler, toplumsal kimliğin devamlılığında
etkin olan toplumsal hafızada canlılığını korumakta. Görünen odur ki; yeni anlatı ve
ilaveleriyle, yüklenen yeni anlam ve değerlerle de varlığını uzun yıllar koruyacak.” sözleri ile hayatımızdaki yerini vurguladı. Çoputoğlu helvanın diğer özelliklerini şöyle sıraladı: “Çankırı'da tedavici edici vasfı ile şifa kaynağı, sosyalleşmeye imkân tanıyan vasfı ile eğlence kaynağı, dini-mistik anlamları ile sevap ve hayır kaynağı, ekonomik koşullar dolayısıyla geçim kaynağı (tok tutar, uzun süre dayanır), sosyal dayanışma vasfı ile helalleşme ve vefa kaynağı olarak düşünülmüştür. Bu bakımdan etrafında gelişen uygulama ve anlatılar helvanın Çankırı yemek kültürülde ‘ritüel yiyecek kimliği ne kavuştuğunu gösterir nitelikte” sözleri ile konuşmasına noktayı koydu.Panelin oturum arasında helva üreticisi Faruk Helvacıoğlu tarafından davetlilere farklı helva ikramında bulunuldu.Panel, Prof. Dr. Sebahat Deniz’in değerlendirme konuşması ,fuaye salonunda açılan “helva” konulu fotoğraf sergisi ile sona erdi.