Kurban Bayramı öncesinde çeşitli kesimlerce yapılan olumsuz açıklamaların fiyatların yükselmesine neden olduğunun altını çizen Susam, “Bu durum hem yetiştiricilerimizi hem de kurban kesecek vatandaşlarımızı tedirgin etmekte. Damızlık Koyun Keçi Yetiştiricileri Birliği olarak her ne olursa olsun küçükbaş hayvan ve ürünlerinin ithal edilmesini
yetiştiricilerimiz adına istemiyor, tasvip de etmiyoruz” dedi.
GEÇEN YIL 15 BİN HAYVAN KESİLDİ
Susam, geçen yıl Kurban Bayramı’nda Türkiye genelinde toplam 2 milyon 500 bin civarında, Çankırı genelinde ise 15 bin küçükbaş hayvan kesildiğini veya kesilmek üzere il dışına gönderildiğini belirterek, “Bu yıl ülkemiz ve ilimiz genelinde kurban olarak kesilebilecek yeterli sayıda küçükbaş hayvanımız mevcut. Onun için, bu yıl da kurbanlık hayvan temini konusunda herhangi bir sıkıntı yaşanmayacağını düşünüyoruz. Daha da önemlisi küçükbaş hayvancılığımız daha çok meraya ve otlatmaya dayalı yapıldığı ve doğal olarak beslendikleri için sağlıklı ve kaliteli et tüketimi yönüyle ve daha da önemlisi kolay temin edilebilen vasfı ve geleneksel damak tadımıza uygun olması bakımından da tercih edilmeli. Küçükbaş hayvancılığı sadece kurban bayramlarında değil her zaman için ülkemiz hayvancılığının bir sigortası gibi görüyoruz. İlimizde Birlik üyelerimizin yetiştirdiği koyun ve keçi ırklarımızla ilimizdeki insanların kırmızı et ihtiyacını ve kurbanlık ihtiyacını her yıl olduğu gibi bu yıl da sorunsuz bir şekilde karşılanacağını belirtmek istiyorum. Vatandaşlarımız hiç endişe duymadan gönül rahatlığı ile kurban bayramında küçükbaş hayvan kesimine yönelebilir” şeklinde konuştu.
Küçükbaş hayvanlarda kurban fiyatlarının 800 ile bin 500 lira arasında değiştiğini belirten Susam, konuşmasını vatandaşların bayramını kutlayarak tamamladı.
YAZ MEVSİMİ AVANTAJ
Üreticilerin kurbanlık hayvan fiyatlarının yüksek, vatandaşların ise düşük olmasını istediğinin altını çizerek konuşmasına başlayan Çendek, “Tüketici ne kadar aşağıdan alabilirsem, üretici ne kadar yukardan satarsam iyi diye düşünüyor. Fiyatlar ne zaman düşer diye insanlarda tereddüt oluyor” ifadelerini kullandı.
Çendek, Kurban Bayramının yaz mevsimine gelmesinin kurbanlık fiyatlarının normal seviyede kalmasında etkili olduğunu vurgulayarak, “Kurban bayramı kış mevsimine denk gelmiş olsaydı kurban fiyatları daha yüksek olacaktı. Yaz dönemlerinde hayvanlar son iki ayda içeri alınır. Kış dönemi olsaydı kurbanlıkların ahırlarda bakımı daha uzun süre olacak, 5-6 ay içerde olacaktı. O bakımdan girdiler fazla olacağından fiyatlar da daha yüksek olacaktı. Her yıl bayram 10 gün geri geldiğinden kurban yaz dönemine geliyor. Bu sene fiyatlar geçen yıla göre çok farklı değil, hemen hemen aynı. Bir torba yem 70 lira, saman balyası 10 lira bunları vatandaşın 6 ay verdiğini düşünün. Şu an kurban Çankırı genelinde yaylım hayvanları besi değil küspe değil gerçekten alınması gereken kurban varsa bu Çankırı’dan olmalı” diye konuştu.
GÖÇÜ DURDURMADA TEK ÇARE HAYVANCILIK
“Çankırı’da tarıma elverişli arazi az. Bu nedenle hayvancılığın otlatılıp da hayvan pazarına düşmesi Çankırı için çok büyük bir avantaj” diyen Çendek, ‘Ot olmayan yerde et olmaz’ sözünü hatırlatarak şunları dile getirdi:
“Çankırı olarak hayvancılık konusunda avantajlı İliz. İlçelerimizde yaylalar bol. Nüfusumuzun çoğunun geliri hayvancılıktan olduğu için hayvancılığa Çankırı’da çok önem verilmesi gerekir. Hal böyle olunca da Çankırı’da ekonomi boyutunda ve göçü durdurma noktasında yapılması gereken hayvancılığa çok önem vermek olmalı. Çankırı’daki mülki amirlerimiz hayvancılığın gelişmesi için il genelinde birlik beraberlik içinde değerlendirme projeler yapabilir. Gıda Tarım Hayvancılık İl Müdürlüğümüz bunu zaman zaman yapsa da, bana göre yeterli değil. ‘Çankırı’daki göçü engelleme adına daha fazla ne yapılabiliriz?’ diye düşünüyoruz. 2009 yılında projem vardı. Her ilçede süt arabası tank olsun, o tankta sütler toplansın istedim. Köylerde gençler çok kalmadı. Çok mücadele etmemize rağmen projemizi gerçekleştiremedik.” Dedi.
2008’ den bu yana Çankırı’da hayvancılığı kalkındırma noktasında görev ve sorumluluğunu bilen kişi olarak çalışmalardan bahseden Çendek, “2008 yılında süt toplama işi yoktu. Eldivan, Yapraklı, Ilgaz ve Korgun bölgelerinde süt toplamaya başladık. Çankırı’da devletimizin vermiş olduğu hibeler noktasında büyükbaş hayvancılığı ilk yayan, ilk bilgilendiren kişi benim. Devletten nasıl teşvik alınır, nasıl hazırlanır noktasında bilgi veren kişi benim. Sonuç itibariyle biz sahada insanların kapısında olan insanlarız. Bu memlekette hemen hemen en aktif çalışan, köylünün kapısından sütünü alan veteriner hekimi gönderen bir STK’yım.” ifadelerini kullanarak , şöyle devam etti:
“Çiftçilerimiz ülkemiz ekonomisi için çok önemli. Üretmeyen insan bitmeye mahkûm gibi. Üretmezsek hiçbir şey yapamayız. Domates, fasulye olsun üretmeliyiz. Üretene de destek vermeliyiz. Her ilçede köyde her yerde görev yapan tek STK olduğumuzu söyleyebilirim.” diye konuştu.
Çendek, göçün engellenmesi adına hayvancılığa ağırlık verilmesi gerektiğini belirterek “Milletvekillerimiz ile değerlendirmelerde bulunduk. Milletvekillerimiz bunun farkında. Bu süreçten sonra hep birlikte ‘Çankırı için neler yapmalıyız?’ bunu konuşuruz. Çankırı bizim memleketimiz. Biz burada yaşıyoruz. Günü düşünen kaybeder, geleceği düşünmeliyiz. Ticarette, hayvancılıkta güzel hizmetler bırakırsak gelecek nesillerimiz de güzel işler yapar” dedi.
Kurbanlık büyükbaş hayvan sayısında net rakam veremeyeceğini söyleyen Çendek, “Damızlık vasfı taşıyan hayvan kesimi yasak. Ette, sütte verim yoksa, hayvan verimli değilse özellikle buzağı yapma durumu yoksa, Gıda Tarım ve Hayvancılık İl Müdürlüğü izin verirse kesilebilir. Ancak Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı dişi hayvanların kesilmemesi noktasında tedbir aldı. Kesilirse çok şey kaybederiz. Bunları iyi araştırmak gerekir” şeklinde konuştu.