Karaali'nin tepkisini dile getirdiği "KADIN YÖNETİCİ HARAÇ KESİYOR! " başlıklı yazı şöyle : "İç Anadolu’da bulunan bir kulübümüzün üst düzey kadın yöneticisi resmen haraç kesiyor. Nasıl mı? Futbolcularla anlaşıyor, ufak çapta bir ödeme yapıyor. Sonrasında ödemeleri kesiyor. Futbolcu gitmek isteyince de “Aldıklarını ver, öyle git” diyor. Futbolcu da çaresiz kalıyor, borç harç para buluyor, geri veriyor, canını zor kurtarıyor. Kadın yönetici bu şekilde köşeyi döndü. Vali ve belediye başkanı bile baş edemiyor. Bu takımımız halen 2. Lig’de mücadele veriyor. Öyle ki geçen sezon sahaya çıkacak 11’i bulamadığı için bazı maçlarda hükmen mağlup sayıldı. Takımı da bu yöneticinin dostu olan diplomasız bir antrenör çalıştırıyor." CESURCA Karaali, yayınladığı basın bildirisinde; Türker'i bataklıktan beslenen sivrisineğe benzeterek; spor camiasını itibarsızlaştırma olarak değerlendirdi, dürüst olmaya davet etti. Karaali'nin bildirisi şöyle: "Yüzlerce insanla, konuların muhatapları yanlarında olmaksızın, çay kahve muhabbeti niteliğinde aile içi haksızlığa uğrayıp, kapı komşusunu görünce olanı- olmayanı tek taraflı dert yanan, çözümden çok içinde biriktirdiklerini kusan bireyin feryadı misali , doğabilecek hukuki davalar, hatır baskıları vb. sonuçlardan kendini korumak adına PAPARAZİ kıvamında yapılan haberle ülkede gündemi salladığını ifade eden şahsı aslında kimsenin muhatap almaması en doğrusu.
Ancak; toplumun değer yargıları, aileler, sosyal hayatları, ticari itibarları ve her şeyden önemlisi futbol ailesinin bütünlüğüne verdiği zararı, ektiği NİFAK tohumunu, yaşanan sıkıntıların bilinciyle sistemin içinden, bütüne hakim bir otoriteyi her türlü riski göze alarak, "Türkiye Futbol Direktörü" unvanıyla atayacak kadar duyarlı bir TFF yönetiminin yaklaşımına yapılan saygısızlığı düşününce; birinin,bu her fırsatta BATAKLIKTAN yakınan ancak bataklıkta beslenen SİVRİSİNEĞE bir şeyler söylemesi gerekir.
Altı yıldır Kulüp Başkanlığı yapan ve bu süreçte her türlü güzellikle birlikte; zorluk, haksızlık, entrika, yalan, tehdit, imkansızlık,ihanet, satış,iftira, ayrıcalık kısaca aklınıza ne geliyorsa herşeyi yaşamış bir BAŞKAN olarak; ÇANKIRILI olduğunu söyleyen, ancak 6 Yıldır ÇANKIRISPORUN yaptığı hiç bir güzel iş ilgi alanına girip de, bizimle ilgilenmeyen, bizi haber yapamayan kıymetli hemşerimize BİZ SÖYLEYELİM; Sn. TÜRKER; hayat kapı aralığında, cafe köşelerinde dedikodu yapmaktan ve 32 yılda 10,000 haber yaptım, hepsi doğru diye övünmekten ibaret olmasa gerek.
Biz Kulüp Başkanları, amatöründen profesyoneline varana kadar, futbol ailesine ait olan unsurlarla bir bütünüz.
Futbolda; idari ve finansal yönetimin ana unsurlardan biri olduğunu, spor kulüplerinde;oyuncusu, antrenörü, hakemi, temsilcisi, gözlemcisi, yöneticisi, beyaz yakalı profesyoneli, sosyal sorumluluk kapsamındaki çözüm ortakları da dahil herkes bilir.
Bu aile varsa, üretiyorsa, yaşıyorsa sizler de bu hayatın bir parçasısınız.
Yumurta mı tavuktan; tavuk mu yumurtadan polemiğinin kimseye faydası yok.
Zaman zaman ailenin değişik bireylerini hedefe koyarak,sporda,siyasette,eğitim camiasında, kısaca her alanda olabilecek, ancak çok az bir bölümü kapsayan kişi ve olayları bütüne sirayet ettirip SPOR CAMİASINI İTİBARSIZLAŞTIRMA operasyonunuz , "Vay be ne adammış, amma yazmış.Helal olsun abi sana!" şakşakçılığıyla egonuzu tavan yaptırabilir. Lakin;aklı selim insanlar bilir ki; yazdığınız entrikalar, hırsızlıklar, adam kayırmalar vb. vb. yüzyıllardır var.Siz gerçekten bilgi toplayan, araştıran, bu bilgileri belgelerle destekleyen bir gazeteci iseniz; yani konu dedikodudan çıkıp evraka, ıspata bürünüyorsa, CESURCA haberin muhatabını yazarsanız. Ve daha da önemlisi, tüm bu olaylar yaşanırken size gelen istihbaratları değerlendirir, "Testi kırılmadan" olaya müdahale edersiniz.İşte o zaman aklı selim insanlarda size "HELAL OLSUN!" derler.
Aksi takdirde; öküz ölmüş, ortaklık bozulmuşkenki duygularla; tek taraflı söylemler, yargısız infazlar,haksız ithamlar, aile içi nifak, dedikodu kanalıyla yaptığınız haberlerin niteliği; itibarsızlaştırma odaklı,çapsız, popülasyan beklentisi olan, reyting avcılarının sanatı olmaktan öteye geçemez.
Yani üstad uzun lafın kısası;
Bir yazının haber olabilmesi,
Bir ithamın gerçeğe bürünmesi,
Bir mağdurun hak araması,
Bir sistemin sancılarının arızalarının tespit edilmesi,
Ve bu arızaların giderilmesi için herkesin dürüst olması lazım.
PAPARAZİ kıvamında, mahalle komşularının hem komşusundan korkup hem de ilkel "İMA" yöntemiyle intikam aldığı gibi basite indiremeyiz biz bu işi.
TOPLAM KALİTE STANDARTI bütünü kapsayan bir kavramdır.
Madem bunun içinde spor medyası olarak kendinizi de var sayıyorsanız; KALİTE asla tesadüf değildir.
Dürüstlük beklerken ömrünüz bitmesin.Önce siz DÜRÜST ve KALİTELİ olmayı deneyin.
Futbol ailesi paydaşlarına, 12. adam duyarlı taraftarlara,Türk sporuna dürüstlük ve samimiyet ilkeleriyle hizmet eden tüm medya ailesine; AYNI DİLİ KONUŞMAK DEĞİL, AYNI DUYGULARI PAYLAŞMAK DİLEĞİYLE, TUZUN BAŞKENTİ ÇANKIRIDAN SELAM VE SEVGİLERİMİZLE..." Haberin bir bölümünde, İMA usulüyle şahsı ile ilgili karalama niteliğindeki yakıştırmalara ayrıca cevap vereceğini kaydeden Karaali, TÜRKER'in şahsına attığı mesajları da, yazdıklarıyla, söyledikleri arasındaki tezatı göstermek adına kamuoyu ile paylaşacağını dipnot olarak bildirisinin sonunda geçti.
Ancak; toplumun değer yargıları, aileler, sosyal hayatları, ticari itibarları ve her şeyden önemlisi futbol ailesinin bütünlüğüne verdiği zararı, ektiği NİFAK tohumunu, yaşanan sıkıntıların bilinciyle sistemin içinden, bütüne hakim bir otoriteyi her türlü riski göze alarak, "Türkiye Futbol Direktörü" unvanıyla atayacak kadar duyarlı bir TFF yönetiminin yaklaşımına yapılan saygısızlığı düşününce; birinin,bu her fırsatta BATAKLIKTAN yakınan ancak bataklıkta beslenen SİVRİSİNEĞE bir şeyler söylemesi gerekir.
Altı yıldır Kulüp Başkanlığı yapan ve bu süreçte her türlü güzellikle birlikte; zorluk, haksızlık, entrika, yalan, tehdit, imkansızlık,ihanet, satış,iftira, ayrıcalık kısaca aklınıza ne geliyorsa herşeyi yaşamış bir BAŞKAN olarak; ÇANKIRILI olduğunu söyleyen, ancak 6 Yıldır ÇANKIRISPORUN yaptığı hiç bir güzel iş ilgi alanına girip de, bizimle ilgilenmeyen, bizi haber yapamayan kıymetli hemşerimize BİZ SÖYLEYELİM; Sn. TÜRKER; hayat kapı aralığında, cafe köşelerinde dedikodu yapmaktan ve 32 yılda 10,000 haber yaptım, hepsi doğru diye övünmekten ibaret olmasa gerek.
Biz Kulüp Başkanları, amatöründen profesyoneline varana kadar, futbol ailesine ait olan unsurlarla bir bütünüz.
Futbolda; idari ve finansal yönetimin ana unsurlardan biri olduğunu, spor kulüplerinde;oyuncusu, antrenörü, hakemi, temsilcisi, gözlemcisi, yöneticisi, beyaz yakalı profesyoneli, sosyal sorumluluk kapsamındaki çözüm ortakları da dahil herkes bilir.
Bu aile varsa, üretiyorsa, yaşıyorsa sizler de bu hayatın bir parçasısınız.
Yumurta mı tavuktan; tavuk mu yumurtadan polemiğinin kimseye faydası yok.
Zaman zaman ailenin değişik bireylerini hedefe koyarak,sporda,siyasette,eğitim camiasında, kısaca her alanda olabilecek, ancak çok az bir bölümü kapsayan kişi ve olayları bütüne sirayet ettirip SPOR CAMİASINI İTİBARSIZLAŞTIRMA operasyonunuz , "Vay be ne adammış, amma yazmış.Helal olsun abi sana!" şakşakçılığıyla egonuzu tavan yaptırabilir. Lakin;aklı selim insanlar bilir ki; yazdığınız entrikalar, hırsızlıklar, adam kayırmalar vb. vb. yüzyıllardır var.Siz gerçekten bilgi toplayan, araştıran, bu bilgileri belgelerle destekleyen bir gazeteci iseniz; yani konu dedikodudan çıkıp evraka, ıspata bürünüyorsa, CESURCA haberin muhatabını yazarsanız. Ve daha da önemlisi, tüm bu olaylar yaşanırken size gelen istihbaratları değerlendirir, "Testi kırılmadan" olaya müdahale edersiniz.İşte o zaman aklı selim insanlarda size "HELAL OLSUN!" derler.
Aksi takdirde; öküz ölmüş, ortaklık bozulmuşkenki duygularla; tek taraflı söylemler, yargısız infazlar,haksız ithamlar, aile içi nifak, dedikodu kanalıyla yaptığınız haberlerin niteliği; itibarsızlaştırma odaklı,çapsız, popülasyan beklentisi olan, reyting avcılarının sanatı olmaktan öteye geçemez.
Yani üstad uzun lafın kısası;
Bir yazının haber olabilmesi,
Bir ithamın gerçeğe bürünmesi,
Bir mağdurun hak araması,
Bir sistemin sancılarının arızalarının tespit edilmesi,
Ve bu arızaların giderilmesi için herkesin dürüst olması lazım.
PAPARAZİ kıvamında, mahalle komşularının hem komşusundan korkup hem de ilkel "İMA" yöntemiyle intikam aldığı gibi basite indiremeyiz biz bu işi.
TOPLAM KALİTE STANDARTI bütünü kapsayan bir kavramdır.
Madem bunun içinde spor medyası olarak kendinizi de var sayıyorsanız; KALİTE asla tesadüf değildir.
Dürüstlük beklerken ömrünüz bitmesin.Önce siz DÜRÜST ve KALİTELİ olmayı deneyin.
Futbol ailesi paydaşlarına, 12. adam duyarlı taraftarlara,Türk sporuna dürüstlük ve samimiyet ilkeleriyle hizmet eden tüm medya ailesine; AYNI DİLİ KONUŞMAK DEĞİL, AYNI DUYGULARI PAYLAŞMAK DİLEĞİYLE, TUZUN BAŞKENTİ ÇANKIRIDAN SELAM VE SEVGİLERİMİZLE..." Haberin bir bölümünde, İMA usulüyle şahsı ile ilgili karalama niteliğindeki yakıştırmalara ayrıca cevap vereceğini kaydeden Karaali, TÜRKER'in şahsına attığı mesajları da, yazdıklarıyla, söyledikleri arasındaki tezatı göstermek adına kamuoyu ile paylaşacağını dipnot olarak bildirisinin sonunda geçti.