Karatekin Parkı’nda düzenlenen basın açıklamasına ellerinde pankartlarla öğretmenler ile bazı STK temsilcileri katıldı.
Basın açıklaması Türk Eğitim –Sen Çankırı Şube Başkanı Yüksel Yandım tarafından okundu.
Basın açıklaması sırasında konuşması yer yer alkışlarla kesilen Yandım konuşmasına yeni öğretim yılının hayırlı olması dilekleri ile başladı.
Bu yıl da sorun yumağı bir yıl olacağı endişesi taşıdığını vurgulayan Yandım, sıraladığı sorunlardan sonra tüm bu sıkıntıların en önceliklisinin ekonomik ve “Öğretmenlik Meslek Kanunu”ndaki uygulamalar olduğunu vurguladı.
Yandım, her ikisinin de ortak problemi eğitim çalışanlarının toplum nazarında sosyo-ekonomik imajına vermiş olduğu ve her geçen gün derinleştirdiği imaj ve itibar kaybı olduğuna işaret etti.
Türk Eğitim-Sen olarak 8 ay önce her iki konu ile alakalı 81 ilde ve birçok ilçede gerçekleştirdikleri eylemler hakkında bilgi veren Yandım “Kurulduğu günden itibaren çalışanın alın terini merkezine alarak, hak arama mücadelesinde her dönem itibarlı sendikacılığın tek adresi olan Türk Eğitim Sen; ’Türkiye Sevdamız, Ekmek İçin Kavgamız’ düsturunu ilk günki heyecan ile sürdürmektedir.” dedi.
Ad vermeden bir sendikayı topa tutan Yandım “Türk Eğitim Sen’e saldırmasının tek ve asıl gayesi sizlerin desteği ile günden güne güçlenmesi ve üyesi olsun veya olmasın tüm eğitim çalışanlarının ortak sorunlarına çözüm arayarak, mesafe kat etmesidir!” şeklinde ifade de bulundu, sendikalarının Türk memur sendikacılığının kutup yıldızı, amiral gemisi olduklarının altını çizdi.
Sınava karşı durmalarının nedenlerini bir bir sıralayan Yandım, “Biz bu sınava başta ölçülenle ölçme arasında bir tutarsızlık olduğu için karşıyız. Ölçülmek istenilen öğretmenlik, bir uygulama mesleği. Ölçme; ezbere dayalı, geleneksel ve çoktan seçmeli bir sınav. Hâlbuki uygulamaya dayalı öğretmenlik testle değil, uygulamadan elde edilen ölçütlerle değerlendirilmelidir.” dedi.
Sendikalarının ilkeleri hakkında bilgi veren Yandım, yaptıkları her şeyin ders niteliğinde olması gerektiğini duyurdu.
Yandım basın açıklamasın şöyle devam etti: “Bizler bütün bu sorunların en kısa sürede çözüleceğine inanmak istiyoruz. Onun için de siyasi irade sahiplerinden en kısa sürede olumlu adımlar atmalarını bekliyoruz. Bütün yol ve mücadele arkadaşlarım şundan emin olsunlar ki değerli büyüklerimiz elini taşın altına koyup bütün bu konularda gereğini yapmazlarsa bizler Türk eğitim – Sen olarak gereğini yapmaktan geri durmayacağız. Ancak bu sorunların çözümünde irade göstermesi gerekenlere seslenmek istiyorum; Değerli yöneticiler sizin için son viraj, tünelden önceki son çıkıştayız. Bu eziyet, bu zulüm, bu itibarsızlaştırma böyle devam ederse sizler bizim haklı ve helâl feryadımızı duymazdan gelirseniz; bizlerde demokratik haklarımızı sonuna kadar kullanmaktan çekinmeyeceğiz.”
Yandım açıklamasının sonunda yöneticilere seslenişini sürdürürken “Bu Kanun, öğretmenleri kesinlikle huzursuz, mutsuz ve mağdur edecek. “ şeklinde kararlı duruşlarından geri adım atmayarak öğretmenlerin sesini şöyle dile getirdi. “Biz egemen sınıfların emir kulu ya da yönetici tabakaların çocuk avutucuları değiliz; bizi sınava değil, dikkate alın; bizi notla değerlendirmeyin, değer verin; bizi ayrıştırmayın, birleştirin; bizi mağdur etmeyin, memnun edin. Çünkü bizler ne eksik ne fazla sadece hakkımızı istiyoruz.”
Basın açıklaması sessizce dağıldı.