Dini terminolojide samimiyetin en yakın ifadesi ihlastır. İhlas ise; ibadet ve diğer iyilikleri, riyadan arınmış olarak sadece Allah rızası için yapma anlamında kullanılan dini bir terimdir. Sözlükte, saflaştırma, arıtma, seçme, sevgi ve dostluk, temizlik gibi anlamlara gelen “ ihlas” İslami literatürde, genellikle şirk ve riyanın zıttı olarak insanın batıl inançlardan, kötü huylardan, gösteriş arzusundan kalbini temizlemesi, her türlü hayırlı faaliyetlerden temiz bir niyet taşıması ve yalnızca Allah’ın hoşnutluğunu gözetmesi anlamında kullanılmaktadır.
Kur’an-ı Kerimde Yüce Allah (cc) bu hususta şöyle buyurmaktadır.” Hâlbuki onlara, ancak dini Allah’a has kılarak, hakka yönelen kimseler olarak ona kulluk etmeleri, namazı kılmaları, zekâtı vermeleri, emredilmişti. İşte bu dosdoğru dindir.” Beyyine / 5.
Kur’an-ı Kerimde ihlas ve samimiyet peygamberlerin niteliklerinden sayılmıştır. Peygamberimiz (sav) efendimizin hayatına baktığımız zaman, ihlas ve samimiyetin özünü onda her zaman görebiliyoruz. İbadatü taatlerinda, ve dünyevi işlerinde daima Allah’ın rızasını gözetmesi, etrafındakilerin hak ve hukukuna saygı göstermesi, ahde vefalı olması, hiç bir kimseyi, köle bile olsa hor görmemesi, nefsine zarar da verse doğu sözden ve doğruluktan ayrılmaması bunlardan bir kaçıdır. Peygamber efendimiz bir hadislerinde “ ihlâslı bir kalple iman eden kişinin kurtuluşa ereceğini beyan etmiştir.” Müsnet, V, 147. Genel olarak Allah rızası için samimi olarak amel etmenin önemini ve gerekliliğini vurgulamıştır. Tirmizi, ilim, 7.
Samimiyet, Allah rızasını her şeyin önünde tutarak ona olan yönelimin devamını sağlamaktır. Bollukta ve darlıkta, sevinç ve elemde, hangi halde olursak olalım, Allah’ı gücendirmeden kulluğun gereğini ifa etmektir. Bu hususta efendimizi örnek almak lazım gelir. O, zorluklar, meşakkaler karşısında yeter artık demeden Mevla’sından aldığı ilahi görevi her zaman ve mekânda ifa etti. Geceleri kalkıp, kıyam ve secdeleri uzun tutarak teheccüt namazları kılardı. Hz Aişe validemiz, Peygamberimiz /sav) efendimize, “ Ey Alah’ın Resulü, sen günah ve hatalardan korunduğuna göre, neden geceleri istirahatına bakmıyorsun” dediğinde , ey Aişe ben Allah’a daha çok ibadet kul olmayayım mı?. Buyurdular.
Samimiyet, doğruluk ve dürüstlüktür. Sevgi ve saygıdır. Kardeşliktir, paylaşımdır, cömertliktir, merhametli olmaktır, ahde vefa, özle sözün, aynı olmasıdır. Samimiyetin zıttı, riyakârlık, gösteriş, menfaatperestliktir. Bu hallerle yapılan ibadetlerin karşılığı arzu edilen düzeyde olmayacağı gibi, dünyevi işlerin sonucu da bereketli olmaz. Bu bakımdan samimiyeti önce kendimizde aramalıyız. Ne haldeyiz, neyi ne için yapıyoruz. Samimiyetin neresindeyiz. Söylem ve eylemlerimizde samimi olabiliyor muyuz.?. Kendimizi test ettikten sonra başkalarının samimiyetini irdeleyebiliriz.
Samimi olmak, yaptıklarımızın bizlerde manevi hazzını, bereketini gösterir. Allah’ın bizleri daima nazar ettiğinin farkında olmamızı sağlar. Böyle olunca doğruyu konuşur, sağlam işler yaparız. Özümüz, sözümüze uygun olur. Sevdiğimizi Allah için sever, sevmediğimizi Allah için sevmeyiz. Kıldığımız beş vakit namazların her rekâtında (Allahım) “ancak ve ancak sana ibadet ederiz. Ancak ve ancak senden yardım isteriz” diye Allah’a dua ediyoruz. Bu duayı yaşantımızla birleştirmeliyiz. Yani, ibadetlerimi, Allah için yapıyorum. Her türlü yardımı ondan bekliyorum. Onun rızası için insanları seviyor ve yardım ediyorum. Kendim için sevdiğimi, kardeşlerim için de seviyorum diyebilmektir.