Dünya tarihinde cahiliye Arap devri başta olmak üzere İsraillin, Filistin ve özellikle Gazze halkına yaptığı zulüm (katliam, soykırımı) hiç bir tarihte görülmemiştir. İşin en acımasız ve garip tarafı İslam devletleri başta olmak üzere, tüm devletler sadece kınamakla görevlerini yaptıklarını zannediyorlar. Basit bir olay değil ki, Gazze halkı göz göre, göre katlediliyor, soykırım yapılıyor. Bunu kınamak yeterli olabilir mi?. Hukuk ve insan hakları ayaklar altında kalmış, ayağa kaldıracak bir güç bekliyor. Savunmasız sivil halkın üzerine bombalar atılıyor, yetmedi kara harekâtı yapılıyor. ABD sivil halka zarar vermeyin diyor. İsraillin karşısında ordumu var, asker mi? Var. Ciddiyetten uzak bir söylem. Biraz insafa gelip akan kanı durdurmak, katliamın sona ermesi için İsrail’e yardımın durdurulması kaçınılmaz hale gelmiştir. Katliam durdurulsun ki, insanlık ölümden kurtulsun. Evet, bu gün Gazze’de insanlık her gün ölüyor.
Filistin ve Gazze’nin İsrail zulmüne karşı korunması, maddi ve manevi yönden desteklenmesi görevi, İslam ülkelerine düşer. Ne zaman zulme dur diyecekler, Ne zaman yardım ellerini uzatacaklar. Kıyametin kopmasını mı bekliyorlar. Allah’ın müminlere şu çağrısını duymadılar mı?. Ey İman edenler! Müminleri bırakıp da kâfirleri dost edinmeyin. Kendi aleyhinizde Allaha apaçık bir delil mi vermek istiyorsunuz?.” Nisa, 144. Allah müminlere çağrıda bulunuyor. Aynı kıbleye yönelen, aynı Allaha ve peygamberine inanlarla dost olun. İmandan nasibini almamış, sadece ve sadece dünyalık için uğraşı veren, Müslümanların birlik ve beraberliğini istemeyen, bir takım şeytani oyunlarla onları birbirine düşüren, bölüp parçalayan, kendi kardeşine yardım etmesine müsaade etmeyen inançsızlarla samimi olmayın. Bu gün Filistin ve Gazze’nin yanında olunmuyorsa, Mescidi Aksaya sahip çıkılmıyorsa, ne zaman sahip çıkılacak. Şer güçler adım, adım ilerliyor. Bu gün Mescidi Aksa İsraillin işgali altında değil mi?. İsrail Polisinin ne işi var mescidi aksanın etrafında. Bu gün mescidi aksaya sahip çıkamayanlar, yarın aynı durum Beytullah’a yapılırsa ne yaparlar acaba.
Peygamberimiz (sav) efendimiz,” Sizden biriniz toplumda bir münkir (İslam’a aykırı davranış) görürse onu eliyle gidersin. Buna gücü yetmiyorsa diliyle gidersin. Buna da gücü yetmiyorsa bari kalben buğuz etsin. İşte bu, imanın en zayıf noktasıdır” buyurdular. Riyazüssalihin. İslam’da nemelazımlık yoktur. Her kes gücü nispetinde eylem ortaya koyması gerekiyor. Bana dokunmayan yılan bin yaşasın felsefesi uydurmadır. Yılan yılandır. Bal da verseniz yine de zehir kusar. O zaman yapılması gereken yılanın başı ezilmesi gerekir. Ne zaman nerde kimi zehirleyeceği belli olmaz. Günümüz dünyasında olduğu gibi. Bugün İsrail’in Filistin ve Gazze halkına yaptığı zulmü gören Müslümanlar, zalimden korktukları için olayı, görmezlikten gelebiliyorlar. Mazlum ve mağdur halka yardım edemiyorlar. Olayları izlemekten başka bir şey gelmiyor ellerinden. Ancak bir şeyi unutuyorlar. Yüce Yaratan bunun hesabını mutlaka soracaktır. Elinizle ve dilinizle bir şey yapamıyorsanız, bari kalplerinizle buğuz edin, buyuruyor peygamberimiz. İsrail’in yaptığı bu katliam ve soykırımın insanlık dışı bir eylem olduğunu kabul ederek mazlum ve mağdurlara yardım etmesi için Allaha dua edilmesi insani ve İslami bir görevdir.
Allah, Müslümanlara basiret nasip etsin. Uykudan uyanıp yeniden dirilmeyi, hakkı hak bilip hakka ittiba etmeyi, batılı da batıl bilip ondan içtinap etmeyi nasip etsin. Filistin ve Gazze’ye Nusret’ini ihsan eylesin. Zalimlere de adaletiyle muamele eylesin. Âmin.
