Yüce Mevla, dünyanın her tarafında yaşayan Müslüman kullarına on bir ayın efendisi olan Ramazan ayını manevi bir nimet olarak vermiştir. Müslümanlar, bu ayın gelişinden büyük sevinç duydular. Bu sevinçle mübarek ayı karşıladılar. Her mümin aynı heyecan ve coşkuyla mübarek aya girdi. Sayılı günlerden ibaret olan bu ayın her anını en iyi şekilde değerlendirdiler. Merhaba Ya şehri Ramazan diye karşıladığımız Mübarek ayı, bu günlerde elveda Ya şehri Ramazan diyerek ondan ayrı kalmanın hüznünü yaşıyoruz. Bununla beraber Ayın hakkını veren bizler, inanıyoruz ki o bizden memnun, biz de ondan memnunuz inşallah. Bu memnuniyetin daim olması açısından aydan elde ettiğimiz kazanımları korumak ve onlarla yaşamak lazım gelir. Böyle olduğu zaman hayatımızda huzur, mutluluk, bolluk ve bereket olur inşallah.
Tutulan oruçlarla, okunun Kur’anlarla, kılınan teravih namazlarıyla, yapılan hayırlarla ve hasenatlarla, verilen iftarlarla Ramazan ayı, Müslümanlar arasında saygı ve sevgi, birlik ve bütünlük meydana getirdi. Dargınlar, küskünler, barıştılar kırgınlık ve güvensizlikler ortadan kalktı. Gönüller tamir edildi. Akrabalar, anne babalar, yoksullar, yetimler sevindirildiler. Muhtaç olanlara uzatılan yardım elleriyle manevi köprüler kuruldu. Yardım alanla veren arasında kardeşlik meydana geldi. Hülasa Müslüman toplumlarında huzur, güven ve mutluluk oluştu. Bu tablo, toplum ve millet için çok önemlidir.
İşte böyle bir tabloyu yakalamış iken Ramazan ayından sonra tedbir ve temkini elimizden bırakmamalıyız. Ramazan ayında kazandıklarımızı heba etmeme adına kulluk şuuru içinde hareket etmeliyiz. Yüce Allah bakınız ne buyuruyor. “Ölüm sana gelinceye kadar Rabbine kulluk et” Hicr,99. Allah’a kulluğun devamlı olması esastır. Bundan dolayı elimizden geldiği kadar Allah’ın isteklerini devamlı yapmaya çalışmalıyız. Rabbimiz bizlerden bunu beklemektedir. Cenab-ı Hakkın bu beklentisi bizlerin yararınadır. Zira Allahın Müslümanların ibadetlerini usulüne uygun olarak yapmalarına ihtiyacı yoktur. Muhtaç olan bizleriz.
Ramazan ayında Peygamberimiz (sav ) efendimizin hayatını örnek alarak Allah’ın emirlerini yerine getiren her mümin, bu aydan boş olarak ayrılmaz. Mutlaka çalıştığı, ürettiği kadar sevap, mükâfat olarak alma hakkına sahiptir. Bizler kazançlı halimizin devam etmesi için gerçeği görme adına, Okumaya önem vermeliyiz. Önce Kur’an-ı Kerimi, daha sonra hal ilmini içeren kitapları, peygamberimizin hayatını ve daha sonra da dünyevi kitapları okumaya gayret göstermeliyiz. Bilmeliyiz ki, okuyup öğrenmeden gerçeği görüp yaşama hakkımız olamaz. Biz Müslümanlar için bilerek, bilinçli yaşama hem kendimiz, hem de etrafımızdakiler için önemlidir. Zira bilginin ve kültürün olmadığı yerde kabalık ve ihtiras vardır. Bu olumsuz tablo birey ve roplumu huzursuz kılar. Yarınlara güvenle bakamayan toplumda karamsarlık ve yeis oluşur.
Peygamberimiz (sav) efendimiz bir hadisinde: “ Allah’ın indinde en sevimli amel azda olsa devamlı yapılandır,” buyurmuşlardır. İbn Mace, Zühd,28.. Bizler Ramazan ayında yapmaktan manen zevk aldığımız her hayırlı işlerimizi devam ettirelim inşallah.Allahın tevdi ettiği ilahi görevlerin belli bir zaman dilimine has olmadığının idraki içinde olalım.İbadetler müslümanı hata ve kusurlu davranışlardan korur. Onu düşüncesinde ve fiillerinde müspet yöne sevk eder. Geleceğe güvenle bakmasına vesile olur. İslami hayat, toplum huzurunun teminatıdır. Bu düşüncenin kendimizde hâkim olmasına çalışalım inşallah. Mübarek Ramazan ayının Müslümanları kalben mutmain, fiziken sıhhatli olmasına vesile olduğunun bilinci içindeyiz. Bu durumun muhafaza açısından ibadetlerimize devam edelim inşallah. Yüce Allah, bütün Müslümanların Mübarek Ramazan ayının feyiz ve bereketinden istifade etmeyi nasip etsin. Bizleri tekraren rahmet ve mağfiret ayına kavuştursun inşallah. Mübarek Ramazan ayını bizlerden memnun, bizleri de ramazan ayından memnun eylesin eylesin. Âmin!