“Ülkeye, yasa dışı yollarla giriş yaptıkları gerekçesiyle İstanbul'da yakalanarak Karabük'e sevk edilen 76 yabancı uyrukludan 16'sı imza yükümlülüğünün tebliği ile salıverilirken, 60 yabancı uyruklu Çankırı Geri Gönderme Merkezine gönderildi.”
Haberin özü bu.
İstanbul’da yakalanan 76 yabancı uyruklu neden Karabük’e sevk ediliyor, 16’sı Karabük’te elendikten sonra kalan 60’ı Çankırı’ya neden sevk ediliyor, Çankırı’ya gönderilmelerindeki ölçü ne? Boylarını mı beğenmediler, renklerine mi takıldılar, kiloları mı yüksek çıktı, yaşları mı uygun değil, kontenjanları mı dolu?
Yabancı uyruklular doğrudan Çankırı’ya gönderilse bir dereceye kadar anlarız.
16 yabancı uyruklu neden İstanbul’da salıverilmiyor,
Yabancı uyrukluların önce Karabük’e ardından kalan tamamının Çankırı’ya sevk edilmeleri insanın kafasını karıştırıyor.
Nasıl olsa Çankırı kabul eder, sesi çıkmaz, sahibi yok, gönder gönderebildiğin kadar…
Bir de Çankırı Geri Gönderme Merkezi’nde neler oluyor? İnsan merak ediyor. Çankırı haberlerini Karabük’ten mi alacağız?
Dönemin siyasetçisi başka ihtiyacı kalmamış da, çok lazımmış gibi Çankırı’ya sessiz sedasız geri gönderme merkezi kurdururken, Niğde Baro Başkanı Osman Çimen ve avukatlar Niğde adliyesi önünde yaptıkları basın açıklaması ile Bor ilçesine sorunlu mültecilerin barınacağı Geri Gönderme Merkezi yapılma hazırlılarına tepki gösteriyor.
Aradaki fark; siyasetçi, baro başkanı farkı.
Aradaki fark; düşünce, sahiplenme ve duyarlılık farkı.