Yazılı basının güvenilirliğinin azaldığına dair yorumlar, yüklenmeler her geçen gün artmakta.
Biz de isteriz halkı habere doyurmayı, biz de halkın: “niye yazmıyorsunuz, neden korkuyorsunuz? “ sorularına muhatap olmamayı.
“Ne çektiği?” bir de yazılı basına sorulsa…
Son yaşadığım; “Çankırı neden geri kalıyor, neden gelişmiyor?” sorularına cevap olabilecek, Çankırı’nın aynası örnek olayı sizlerle paylaşmadan edemedim.
23 Şubat 2019 tarihinde saat 10.00’da Öğretmenevi’de yapılacak Eldivan Ziraat Odası kongresine emekli öğretmen, eski Eldivan belediye başkanı, halen Eldivan İl Genel Meclis üyesi, 31 Mart’ta yapılacak seçimlerde il genel meclis adayı, gazeteci dostu Ahmet Karatatar’dan davet aldım.
Toplantı saatinden önce Öğretmenevindeydim. Eldivan Ziraat Odası başkanı Musa Satılmış’a kendimi tanıttığımda basını beklemediği anlaşılıyordu, tereddütle karşıladı. Şaşkınlığını attıktan sonra benim katılıp/ katılmayacağıma salon dışında yaptığı telefon görüşmesi ardından dönerek sadece toplantı açılışında fotoğraf alabileceğim, toplantının basına kapalı olduğu ifade edildi.
Kongre mahallinden ayrılmak zorunda kaldım.
Hata bende.
Kongreye daveti delege olduğunu sonradan öğrendiğim Ahmet Karatatar’dan değil de Eldivan Ziraat Odası başkanı Musa Satılmış’tan yazılı veya telefon ile almam gerekiyordu.
Her ne şekilde olursa olsun, kongrelerin halka açık olmasından daha doğal ne olabilir ki;
Ulusal çaptaki ihalelerin TV’den canlı yayınlandığı günümüzde; korku ile karışık kurtuluş olarak; toplantıları basına kapatmaya, şeffaflıktan uzaklaştırmaya, bilgi kirliliğine, dedikodulara sebebiyet vermeye neden başvurulur anlamak mümkün değil.