18.6. 2020 - 14.8.2023 tarihlerinde Çankırı Valiliği görevini yürüten Abdullah Ayaz, atandığı mülkiye başmüfettişliği görevi için dün ilimizden ayrıldı.
Ayaz’a yeni görevinde başarılar dileriz.
Sayın Ayaz, yaklaşık 3 yıl 2 ay görev yaptığı Çankırı Valiliği süresince bir kere olsun gazetemiz idarehanesinin kapısını çalıp, eşiğinden adımını atıp “Bunlar ne iş yapar, hangi koşulda çalışır, ne yer, ne içerler ?” diye sormak aklına gelmedi.
Bizi yok saydı.
Veda ziyaretlerinde çalmadık kapı bırakmadı.
Bizi yok saydı.
Vali Ayaz için protokol ve STK temsilcilerinin katıldığı “Veda Yemeği” verildi.
Davetli listesini hazırlayan ilgili zevat (!) Sayın Ayaz’ın bize olan mesafeli duruşunu bildiklerinden olacak onlar da bizi yok saydı.
Vali Ayaz gazetelere göndereceği veda mesajı ile halktan helâlık isteyebilirdi. Halkı da yok saydı.
Uğurlama için davet edilmeyi çok bekledik. Davet edilmedik.
Yine yok sayıldık.
Sayın Ayaz’ın arkasından konuşmuş gibi oluyoruz ancak, bunlar ve daha fazlasını kendisine söylemek için ışık alamadık, gözlerinde okuyamadık.
Amacımız bunların görevli /görev alacak üst düzey bürokrat ve valilerin kulağına küpe olması.
Evet, teknolojik gelişmelere paralel olarak yazılı basının güç kaybettiğini kabul etmek zorundayız. Ancak kamu görevi yapan yerel basını tamamen yok saymak kimsenin haddi de değil, buna hakkı da yok.
Yıkılmadık ayaktayız…
KISSADAN HİSSE
Bir baba, oğlunun huyunu, kişiliğini beğenmez ve ona yeri geldikçe “Sen adam olmazsın” dermiş. Böylece yıllar geçmiş, çocuk okumuş, etmiş ve sonunda paşa olmuş. Emrindeki adamlarından iki kişiyi de babasını alıp getirmeleri için göndermiş. Bu adamlar babasının kapısına varmışlar, “Paşa hazretleri sizi getirmemizi emretti!” deyip, babasını aldıkları gibi, oğlunun makamına getirmişler. Oğlu da babasını karşısında görünce, babasını haksız çıkardığını göstermenin rahatlığıyla gururla konuşmuş: “Bak sen bana ‘adam olamazsın’ derdin; ama ben paşa oldum” demiş.
Babası, oğlunun omzundaki yıldızları, üstündeki sırmaları, belindeki kılıcı şöyle bir süzdükten sonra, başını sallamış ve şöyle demiş:
“Oğlum ben sana ‘adam olamazsın’ dedim, ‘paşa olamazsın’ demedim ki!.. Sen adam olsaydın, babanı böyle yaka paça ayağına getirtmez, kalkar kendin gelirdin.”
Çocuk paşa olmuş fakat bu yaptığıyla insanların diline de düşmüş. Böylece halk içinde makama, paraya, şöhrete erip de adam olamamış kişilere bu söz söylenir olmuş.
•••
Bu söz, “önemli olan insanın huyu ve karakteridir; yoksa, makam, para, şöhret vs insanın süsüdür” anlamında kullanılır.
Önemli olan film vizyondayken izlenen olmak değil, vizyondan kalktıktan sonra da; unutulmamak, hatırlanmak, sıradan olmamak…