Turistik Tuz Ekspresi, 90 yıl aradan sonra Tenezzüh Treni’nin küllerinden doğdu. Karayolu ile gelenlerle birlikte 4 seferde binin üzerinde ziyaretçi Çankırı’yı tanıdı, Çankırı’da artı ve eksilerini görme fırsatı buldu.
Ziyaretçilerin söz, davranış, yüz ifadelerinden anlaşılan, turun tutup, devamının beklendiği yönünde. Öyle ki; “Keşfedilmemiş gezilecek, görülecek o kadar çok yeriniz var ki, geç kalmışsınız.” yönünde eleştiriler yoğunlukta. Başta hayran kaldıkları turizmin amiral gemisi Tuz Mağarası geliyor. Misafirlerin cep telefonları ile canlı yayın yapmaları, beğeni işareti olarak algılandı. Bacasız sanayi turizm için tanıtım yönü ile daha ne olsun!..
Kale, seyir terası, Çan Saati, Ahmet Mecbur Efendi Külliyesi, Hacı Murad-ı Veli Türbesi turun içine alınsa demek ki bir gün yetmeyecek. O zaman da konaklama sorunu doğuyor. “Hazır mıyız?” diye insan sormadan edemiyor.
Ziyaretçilerin elli yaş üzeri olması, bayanların yoğun, gençlerin ilgisinin çok az olması dikkat çekici.
Önce artılarımız neler, ona bakalım...
Ziyaretçiler bazı esnaf ve vatandaşın tutum ve davranışına rağmen halkı içten ve samimi buluyor, misafirperverliğinden memnun. Turu oluşturan Vali M. Fırat Taşolar, Belediye Başkanı İsmail Hakkı Esen başta olma üzere emeği geçen kamu kurumlarından övgü ile söz ediyorlar.
Bunlar artılar
Gelelim eksik, zayıf yönümüze, çıkarılacak derslere...
Tuzun başkenti Çankırı’ya gelinir de tuz almadan gidilir mi?
Onlar da öyle yaptı.
Ancak bazı esnafın ilgisizliği, misafirlerde -tok satıcı - intibası uyandırmış. Nasıl uyandırmasın!..Yemeklik tuzun Çankırı’da kilosu 20 lira ile 40 lira arasında satılır mı? İki kat fark olması ziyaretçilerde şüphe uyandırıp kafalarını karıştırmış. Satıcıların müşterilerine duruma açıklık getirmelerinde yarar var. Tuz lamba bitişik iki mağazanın birinde 130 TL, diğerinde 250 TL olur mu? Burası Çankırı... Olur mu olur... Biz yaşayanların yalancısıyız. Bu arada tuza standart getirilip Çankırı tuzu mu, Kırşehir tuzu mu, göl tuzu mu... Bilmem ne tuzu mu diye... Diye... Satan da alan da zorlanmamalı. İddia bu ya... Dilin kemiği yok, derler. Misafirler belli yere odaklandırılarak göl tuzunu Çankırı tuzu mal oluş fiyatına Çankırı tuzu diye satılması haksız rekabet oluşturuyor. Müşteri tuzunu Çankırı’da gönül rahatlığı ile almalı arkadaş, yaşanan kaos sonlanmalı...
Ziyaretçilerin dönüşte çantaları dolu olmalı. Tuzun yanında rağbet ettikleri helvada sıkıntı yok. Çankırı yolunda ikram edilen çok beğendikleri coğrafi işaretli Eldivan Çöreğini şehirde ara ki bulasın, yok!.. Methini duydukları küpecik peyniri satan yok, yemekte tattıkları Kızılırmak Pirinci yok... Şesiyeli sokağın sokağı yerinde duruyor da şemsiyeleri yok...
Misafirlerin yemek ihtiyacını gidermeleri için mecburiyet lokantalarına yönlendirilmesinden şikâyet var. Bu da haksız rekabet oluşturuyor. Kazanç adil olmalı. Nedenlerinin odalar tarafından açıklanarak işletmelerin memnuniyetsizliği giderilmeli, sorun varsa giderilmeli.
Sonuç olarak; Çankırı iyi iş çıkarmış denilebilir.
Dileğimiz devamında...
Bu şarkı burada bitmemeli...