Kurban bayramına sayılı günler değil saatler kaldı. Dini vecibesini yerine getirmek isteyen, hali vakti yerinde olanlar haftalar önce, kurbanlık alma telaşına girdi, bazıları son haftaya, son güne bıraktı.
Kurbanlıklarını mandıra, belediye mezbahanesi vb kapalı ortamlarda kesenlere, kestirenlere lafımız yok... Meydanları, bahçe vb açık alanları kan gölüne çevirme dönemi bir türlü sona ermedi. Ermez de!..
Kurbanlığı aldık, sıra bıçakların bilenmesinde, çekilmesinde...
Sözü kurban bayramlarında mantar gibi biten bıçak bileyicilere ve et çekicilerine getirmek istiyorum.
Şehrin en merkezi caddeleri üzerine kurulan tezgâhlarda önüne gelen bıçak biliyor. Kim bunlara “DUR!” der!..
Arife günü bıçak bileyenler bayramın birinci günü ile birlikte sokaklara dökülüp, tozun toprağın içinde et çekiyor.
Nerede kaldı hijyen?
İşletme yıl boyunca bu işi yapıyor, kira, elektrik, vergi ödüyor, bayramda hasat yapacak. Yapmaya yapacak da; korsan bıçak bileyiciler, et çekiciler izin verirse, yetkililer önleme görevini yaparsa...
Nerede kaldı haksız rekabet.
Hepsi görüntü kirliliğine neden oluyor.
Esnaf odalarının üyelerinin haklarını savunmaya, “DUR” demeye gücü yetmiyorsa, Tarım ve Orman Müdürlüğü ne güne duruyor...
Turistik Tuz Ekspresi ile şehrimize gelen misafirlerin şehrin tarihi zenginliklerini beğenmelerine rağmen, kent görüntüsünü tarihi zenginliklerinin gerisinde fakir, hatta yoksul bulmuşlar.
Yerden göğe kadar haklılar...
Onlar bir gün, biz 365 gün yoksulluk içindeyiz.