Bir gün Resulullah (s.a.s.)’in huzuruna elbisesi beyaz, saçları siyah, orada bulunan hiçbirinin tanımadığı bir surette Cebrail a.s. gelir: “İman nedir?” diye sorar. Resulüllah (s.a.s.) şöyle buyurur: “Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, ahiret gününe inanmandır. Yine kadere, hayır ve şerrin Allah’tan olduğuna iman etmendir.” (Buhârî, Îmân, 37) Hadisi şerifin sonunda Peygamber Efendimiz (s.a.s.) “O Cebrâil’di, size dininizi öğretmeye geldi.” buyurmuştu.
İnsan ruh ve bedenden oluşan bir varlıktır. İnsanın ruh yönü, yüce bir varlığa inanmak, ona sığınmak, ondan yardım istemek, ona dua etmek ister. İnsandaki inanma ihtiyacı fıtri, yaratılıştan var olan bir ihtiyaçtır. Allah’a iman, insanın ruhunun derinliklerine konulmuş bir cevherdir. İnsan, aklını, iradesini kullanarak o cevheri bulup, çıkarması, kalbiyle doğrulaması gerekir.
İman, Allah’ın varlığına ve birliğine, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, ahiret gününe, kaza ve kaderin Allah’tan olduğuna gönülden inanmaktır. Rahmet Peygamberinin bize tebliğ ettiği tüm hakikatleri kalp ile tasdik, dil ile ikrar etmektir. Allah’a sadakat ve teslimiyetle bağlanmaktır. İman kalp ile tasdik, dil ikrardır. İmanda şüphe olmayacağı gibi, iman esaslarından bir veya birkaç tanesini eksiltme olmaz. İman eden müminin, imanın eseri, onda görülmesi gereken davranış ve haller vardır. Onlardan bir tanesi istikamettir.
İstikamet, “doğruluk, dürüstlük, adalet, itidal, itaat, sadakat ve dürüstçe yaşama” manalarında kullanılmaktadır. İstikamet, dinî ve ahlâkî hükümlere uygun bir hayat sürme, her türlü aşırılıktan sakınma, Allah’a itaat edip Hz. Muhammed’in sünnetine uymaktır. (Mustafa Çağrıcı-Süleyman Uludağ, İstikamet, DİA, 23/348) İstikamet, her türlü aşırılıktan sakınarak, doğruluk üzere, tutarlı ve düzenli bir dini hayat yaşamaktır.
İstikamet, Kur’an’ın temel ilkelerinden biridir. Rabbimiz buyuruyor ki: “Rabbimiz Allah’tır” deyip de dosdoğru çizgide yaşayanlar, işte onların üzerine melekler şu müjdeyle inerler: “Korkmayın, kederlenmeyin, size vaad olunan cennetle sevinin! (Fussilet, 41/30) Dosdoğru yaşayanlar diye tercüme edilen istikamet kelimesi tefsir kitaplarında “samimi ve kararlı bir imanla hak ve hayır yolunda istikrarlı, dengeli bir hayat sürdürme” şeklinde açıklanmaktadır.
Süfyân b. Abdullah (r.a.): Yâ Resûlallah! Bana İslâm’ı öylesine tanıt ki, onu bir daha senden başkasına sormaya ihtiyaç hissetmeyeyim, dedim. Resûlullah (s.a.s.): “Allah’a inandım de, sonra da dosdoğru ol!” buyurdu. (Müslim, İmân 62) Az sözle çok manaları işaret eden bu hadisi şerif, Müslüman’ın istikamet üzere, inancına uygun dosdoğru bir yaşam sürmesi gerektiğine dikkat çekmiştir.
Abdullah b. Mes’ud’un (r.a.) anlattığına göre Hz. Peygamber (s.a.s.) bir gün yere düz bir çizgi çizdi ve etrafında toplanan sahabeye şöyle dedi: “İşte bu Allah’ın (c.c.) dosdoğru yoludur.” Sonra da bu düz çizginin sağ ve sol taraflarına başka çizgiler çizerek, “Bunlar da diğer yollardır ki her birinin başında bir şeytan bulunmakta ve kendi yollarına çağırmaktadır.” dedi. Sonra: “Şüphesiz bu benim dosdoğru yolumdur. Buna uyun; (başka) yollara sapmayın; sonra onlar sizi Allah’ın yolundan ayırır…” (En’am, 6/153.), ayetini okudu. (Darimi, Mukaddime, 23; Ahmed b. Hanbel, Müsned, I/435.) İki ayet (Enfal, 151-152) öncesiyle birlikte değerlendirildiğinde bu dosdoğru yol üzerine olanların özellikleri şunlardır: Allah’a hiçbir şeyi ortak koşmamak, anne babaya iyilik etmek, fakirlik korkusuyla çocukları öldürmeme, rızık hususunda tevekkül etmek, kötülüklerin açığına da gizlisine de yaklaşmamak, haklı bir sebep olmadıkça Allah’ın yasakladığı cana kıymamak, yetimin malına onun iyiliğine olmadıkça el sürmemek, ölçü ve tartıyı adaletle yapmak, söz söylendiği zaman yakınlar hakkında bile olsa adaletli olmak, Allah’a verilen sözü eksiksiz yerine getirmektir. Kısacası Allah’ın bütün emirlerine uyup yasaklarından sakınmaktır.
İstikamet söz, kalp, niyet, ticaret, arkadaşlık, evlilik, gerçek alem olsun sanal alem olsun hayatın hemen her alanını kapsayan bir davranış biçimidir; kısacası hayatın mihenk taşıdır. Müslüman evinde, işinde, ticaretinde, eşiyle, komşularıyla, akrabalarıyla hayatın her alanında, istikamet üzere, adil, merhametli, sabırlı, dürüst, güvenilir ve doğru olmak zorundadır.
Rabbim bizleri Kur’an ve sünnetin gösterdiği istikamet üzere olan doğruluk ve dürüstlükten ayrılmayan kullarından eylesin.