Hz Muhammed (s,a,v) efendimiz, Mekke de Haşimioğlu mahallinde Rebiulevvel
ayının 12. günü, miladi olarak 20 Nisan 571 tarihinde dünyaya teşrif etmişlerdir. Onun
Dünyaya gelişi, güneşin doğudan doğmasına benzer. Güneş doğduğu zaman karanlığın yerini
aydınlık alıyor ise, Hz Muhammed’in doğması ile dünya, manevi karanlıktan aydınlığa kavuş
muştur.
Hz Muhammed dünyaya geldiğinde Mekke’nin idaresi Abdülmüttalib’in elinde
idi.Mekkede büyük bir sarsıntı meydana gelip Kabedeki putların parçalanarak yerlere savrul
duğunu gören Abdülmüttalip, Amine validemizin evine gittiğinde torununun dünyaya geldiği
ni gördü..Bu durum karşısında çok sevindi ve torununa Muhammed adını koydu.
Kabedeki putların parçalanmasına vesile olan sarsıntının torunun dünyaya gelişiyle yakından ilgisi olduğunun kanatına varmıştır. Muhammed ismi Kur’an-ı kerimde dört yerde geçmekte
dir.Muhammed. çok övülen anlamındadır. Abdülmüttalib yerdekiler ve göktekiler onu övsün diye Muhammed ismi koydum demiştir.
Hz Muhammed’in dünyaya gelişi esnasında bir takım mucizevî olaylar meyda
na gelmiştir. Beytullahın etrafındaki putların parçalanarak yerlere savrulmuştur. Kisranın sarayını sütunları çökmüş, Mecusilerin tapındığı ve bin yıldır yanmakta olan ateş bir anda sön
müştür.Seva gölünün suyu çekilerek kurumuştur.Bütün bu olaylar Hz Muhammed’in vasıtasıy
la dünyadaki insanlık dışı hayatın değişeceğini, Hakkın bir gün mutlaka küfre galip geleceği
ni göstermekteydi. Öyle de oldu.
Kur’an-ı Kerimde hateminnebiyyin diye zikredilen Hz Muhammed’in dünyaya gelişi, Allah’ın insanlığa bir lütfüdür. Çünkü onun doğduğu Mekke de halk, tam bir karma kaşa
içinde yaşıyordu. Kız çocukları diri diri gömülüyor. Kadın bir meta olarak kullanılıyor. Hiç bir hakkı yok. Zenginler fakirleri eziyor. Kuvvetli olanlar zayıfların hakkını elinden alıyordu..
İnsanların geleceğe güvenle bakmak gibi bir hakları bulunmuyordu. İşte bu olumsuz tablodan
tüm insanlığın kurtulması için Allah, Hz Muhammed’i alemlere rahmet olsun diye göndermiş
tir.
Babası Abdullah, oğlu dünyaya gelmeden önce ticaret için gittiği şamdan Mekke ye dönerken Medine’de vefat etmiştir. Babasından öksüz dünyaya gelen efendimiz Hz Mu
hammed’i Allah terbiye etmiştir. Hz Muhammed doğduğu zaman sütannesi Hz Halime dört
yıl bakmış, bu zaman içinde Halimenin evine bolluk ve bereket gelmiştir. Hz Muhammed
dört yaşında iken annesi Amine validemize teslim edilmiştir. Hz Âmine validemiz kocası Abdullah’ın kabrini ziyaret maksadıyla Medineye gitmişti. Ziyaretten sonra geri dönmek için
yola çıktığında ebva denilen yerde Hakkın rahmetine kavuşmuştur. Bundan sonra bakımını önce dedisi Abdülmuttalip, daha sonra amcası Ebu Talip üslenmiştir. Ebu Talip efendimizin ticari hayata alışmasına ve Hz Hatice ile evlenmesine yardımcı olmuştur. Bu evlilikten efendimizin iki oğlu (Kasım, Abdullah) dört kızı (Zeynep, Rukiye, Ümmmü Gülsüm, Fatıma)
dünyaya gelmişti. Hz Fatıma nın dışındakiler efendimizin sağlığında vefat etmişlerdi.
02.01.2015 tarihi (Cuma günü akşamı ) efendimizin dünyaya gelişinin 1444 üncü seneyi devriyesidir. Çocuklarımıza efendimizin doğumunu anlatalım. Çocukları çok sevdiğini söyleyelim.. Ümmeti olarak onu anarken anlamaya çalışalım. Onu anlamak için de bizlere bıraktığı iki emaneti olan Kur’an ve sünnete sarılıp anlamaya çalışalım.
Bilelim ki, insanlık ona her zaman muhtaçtır. Dünya ve ahiret saadeti onun ahlakında mevcuttur. Bu duygularla efendimizin kutlu doğumunun 1444 üncü sene-i devriyesinin ümmeti Muhammed ve tüm insanlık için hayırlara vesile olmasını Yüce Mevla’dan niyaz ederim.