Ticaret ve Sanayi Odası Başkanı Hayrettin Çelikten’in oda konferans salonunda düzenlenen farklı konulardaki bilgilendirme toplantılarına katılımın azlığından şikâyeti; çıraklık, kalfalık dönemini geride bırakıp, ustalık döneminde olmasına rağmen hiç bitmedi.
Kendi yönünden haklı.
Demek ki e-mail yolu ile davet, “ben yaptım oldu” demek yeterli olmuyor.
Hastalığı teşhis etmek gerek.
Sadece 4 yılda bir seçim dönemlerinde üyeleri kapı kapı dolaşmak yerine
Bıkmadan usanmadan;
Üyeleri iş yerlerinde ziyaret etmek, onları meslek gruplarına göre kahvaltı olur, akşam yemeği olur davet ederek sorunlarını dinlemek, iş yeri açılış, seçiliş, göreve başlayış, düğün, cenaze töreni, başsağlığı gibi acı- tatlı günlerinde yanlarında olmak, milli olsun dini olsun bayram törenlerini kaçırmamak, spor faaliyetlerinden uzak durmamak, küçük- büyük demeden mesleki genel kurullarda, toplantılarda ÇATSO’yu temsil etmek, söz hakkı verilirse Çankırı ticaret ve sanayisinden birinci ağızdan bahsetmek, yurtiçi olsun yurt dışı olsun gezi ve fuarlara üyelerin katılımını sağlamak…
Bunları çoğaltabiliriz, kısaca halkla iç içe olmak.
Siz hiç selam gelmeyen kişiye selam gönderen gördünüz mü, siz hiç mektup gelmeyen kişiye mektup gönderen gördünüz mü, siz hiç, siz hiç…
Bütün bunlar şekilcilik gibi görülse de ÇATSO’nun sadece üye aidatı alınan yer olmadığını üyelere anlatmak, ÇATSO’nun varlığından haberdar etmek bizim görevimiz değil.
Sorunu önce kendimizde aramamız gerekmez mi?