Aylardır hasretle beklenen, Kur’an’ın indiği, bir ömre bedel Kadir gecesine bizleri kavuşturan Rabbimize hamdolsun. Bu gece, gönüllere şifa, rahmet, bereket, feyiz kaynağı Kur’an’ın indiği gece. Bu gece ismini ve değerini bizzat Cenab-ı Hakk’ın verdiği, bin aydan daha hayırlı bir gece. Bu gece yetimleri, mazlumları, kimsesizleri sevindiren; müjdeci, uyarıcı, Hak yolunun davetçisi olarak gönderilen son nebi Hz. Muhammed’e (s.a.s.) vahyin inmeye başladığı gece. Rabbimiz bu geceyi bize şöyle anlatıyor:
1- Şüphesiz, biz onu (Kur’an’ı) Kadir gecesinde indirdik.
2- Kadir gecesinin ne olduğunu sen ne bileceksin!
3- Kadir gecesi bin aydan daha hayırlıdır.
4- Melekler ve Ruh (Cebrail) o gecede, Rablerinin izniyle her türlü iş için iner de iner.
5- O gece, tan yerinin ağarmasına kadar bir esenliktir. (Kadir, 97/1-5)
Hüküm, şeref, güç, yücelik gibi anlamlara gelen Kadir, Kur’ân-ı Kerim’in indirildiği gecenin adıdır. Kadir suresinde Rabbimiz, Kur’an’ın Kadir gecesinde indirildiğini haber veriyor. “O (sayılı günler), doğruyu eğriden ayırma, gidilecek yolu bulma konusunda açıklamalar ve insanlara rehber olarak Kur’an’ın indirildiği ramazan ayıdır.” (Bakara, 2/185) Bu ayet- i kerime ile Kadir suresi beraber anlaşıldığında Kur’an’ın Ramazan ayında ve Kadir gecesinde inmeye başladığı görülmektedir.
Peygamber Efendimiz (s.a.s.) Kadir gecesini değerlendirmek, ihya etmek amacıyla Ramazan ayının son on gecesinde her türlü meşgaleden uzaklaşarak, Mescidinde itikafa girmiş, eşleri ve sahabe de itikafa girmişti. Ashabı kiram bu hâli bize şöyle anlatmıştır: “Resulüllah (s.a.s.), Ramazanın son on günü itikâfa gireceği yere çekilir ve ‘Kadir gecesini son on günde araştırın’ derdi.” (Buhari, Fadlu Leyleti’l- Kadr, 3) Hz. Aişe’nin (r. anha) anlattığına göre: “Resulüllah (s.a.s.) Ramazanın son on günü girince ibadet hususunda gayretini daha da artırır, gecesini de ihya eder, ailesini de uyandırırdı.” (Buhari, Leyletu’l- Kadr, 5) Peygamber Efendimiz (s.a.s.) ailesiyle birlikte Ramazan’ın 23. 25. 27. gecelerini daha çok ibadetle geçirirdi. (Tirmizi, Savm, 81) Alimlerin çoğunluğuna göre genel görüş, Kadir gecesi Ramazanın 27. gecesi olduğudur. Kadir gecesinin Ramazan ayının 27. gecesinde olduğunu bildiren hadisi şerifler de bulunmaktadır. (bk. Müslim, Sıyâm, 207, 220, 221)
Kadir gecesi, Allah Resulü’nün (s.a.s.) aranmasına tavsiye ettiği, nasıl ihya edilmesi gerektiğini de bizzat yaşayarak gösterdiği müstesna bir gecedir. Hadis-i kudside buyrulmaktadır ki: “Yüce Rabbimiz, her gece, gecenin son üçte biri kaldığında dünya semasına iner (rahmet nazarıyla bakar) ve şöyle buyurur: ‘Bana dua eden yok mu duasını kabul edeyim! Benden bir şey isteyen yok mu ona dilediğini vereyim! Benden mağfiret isteyen yok mu onu bağışlayayım!’” (Buhârî, Deavât, 14) Her gecenin son üçte birinde rahmet dalgaları böyle tecelli etmektedir yeryüzüne. Bu ilahi lütuf ve ihsan Kadir gecesinde otuz bin misliyle tecelli etmekte, zira “Kadir gecesi bin aydan daha hayırlıdır.” (Kadir, 97/3) Gecenin son üçte birinde rahmeti Rahmana ulaşmak için nasıl kıyamda/ayakta/namazda/duada olmak gerekirse, Kadir gecesini sünneti seniyyeye uygun olarak ihya etmek için Ramazan’ın son üçte birinde kıyamda/ayakta/namazda/duada olmak gerekir.
İnmesiyle insanlığın karanlıktan aydınlığa çıkmasına; zulümden, esaretten kurtulmasına vesile olan Kur’an-ı Kerim’i hayatımızın merkezine aldığımızda Kadir gecesinin değerini anlamış oluruz. Kur’an, müminleri doğru yola götüren bir hayat rehberidir. Üzülerek ifade etmemiz gerekir ki, bugün Kur’an’ı anlayıp, yaşamak için okuyanlar azalmakta, Kur’an-ı Kerim sadece lafzı okunan, namazda ve merasimlerde tilavet edilen bir kitap haline getirilmektedir. Meleklerin ve Cebrail’in indiği bu gecede, Rabbimizin Kelamı ile olan münasebetimizi yeniden gözden geçirelim. Düşünülmesi, anlaşılması ve yaşanması için indirilen Kur’an’ı, içerisindeki hükümleri samimi olarak yaşadığımızda; Kur’an’ın ahlakı ile ahlakımızı süslediğimizde Kadir gecesini layıkıyla ihya etmişizdir.
Ramazan ayının son günlerinin içerisindeyiz, bayramın gölgesi üzerimize düştü. Bu gece ve her gecemizi bizleri manen rahatlatacak, Rabbimize yaklaştıracak ibadetlerle ihya edelim. Kadir gecesine özel bir namaz olmamakla birlikte akşam namazının ardından evvabin, yatsı namazından sonra teravih, imsaktan önce gecenin sonunda teheccüd namazı kılabiliriz. Sabaha kadar bir esenlik olan ve meleklerin müminlere selam verdiği Kadir gecesinde Rabbimizin rahmetine, affına sığınalım, dua edelim. Hz. Aişe (r. anha) Peygamber Efendimize (s.a.s.) Kadir gecesini bilirsem nasıl dua edeyim diye sorduğunda, Peygamber Efendimizin (s.a.s.) bize öğrettiği şu duayı çokça zikredelim: “Allah’ım! Sen affedicisin, kerimsin affetmeyi seversin, bizi de affeyle” (Tirmizi, Deavat, 84)
“Her kim inanarak ve (sevabını Allah"tan) umarak Kadir gecesini ibadetle geçirirse geçmiş günahları bağışlanır. Her kim Ramazan orucunu inanarak ve (mükâfatını Allah’tan) umarak tutarsa geçmiş günahları bağışlanır.” (Buhârî, Savm, 6) Kadir gecesinin başta ülkemiz olmak üzere bütün İslâm aleminin hayrına vesile olmasını; Kadir gecesinin feyz ve bereketinden hepimizin hissedar olmasını; dua ve niyazlarımızın kabul edilmesini, hastaların şifa bulmasını, sıkıntıların ortadan kalkmasını Yüce Rabbimizden niyaz ediyorum.