Ülkemizi bölmek, parçalamak, milli birlik ve bütünlüğümüzü ortadan kaldırmak isteyen iç ve dış düşmanlara karşı Türk Silahlı Kuvvetlerimiz ve polisimiz ölümü göze alarak kahramanca savaşıyor.
Azgınlaşan terör karşısında her gün bir şehit haberi ile yatıp, şehit haberi ile kalkıyoruz. Anaların gözyaşı adeta sel olup akıyor, evlatlarını , eşlerini kaybedenler, yetim kalanlar…
Şehitlerimize Allah’tan rahmet, ailelerine sabır, gazilerimize sağlık diliyoruz.
Onlar bizim için hayatlarını feda edip, sakat kalırken bizler onlar için ne yapıyoruz?
Çankırı olarak, terörü protesto ederek geçit verilmeyeceğini gösterecek, milli duygularımızı ateşleyecek yürüyüş veya miting tertipledik mi, ev ve işyerlerine Türk bayrağı asma kampanyası düzenleyebildik mi, spor kulüplerinin şampiyonluğunu Atatürk Anıtı etrafında toplanıp araç konvoyunda kulüp bayrağı sallayarak ailece kutlayan bizler, teröre karşı bir araya gelip bir adım yürüdük mü? Hayır!
İstanbul Maltepe Çankırılılar Derneği Hoca Ahmet Yesevi Camii’nde , İl Müftülüğü tüm ilçe merkez camilerinde şehitlerimiz için mevlit okuttu. Allah onlardan razı olsun. ..Ancak, zamanlama hatası ve alt yapısının iyi oluşturulmaması da eklenince mevlidin sönük geçmesi bize hiç mi hiç yakışmadı. Kutladığımız 30 Ağustos Zafer Bayramının 93. Yıldönümü törenlerine katılımın son derece düşük olması işin boyutunu gözler önüne serdi.
Bunlar Çankırılıların duyarsızlığını göstermiyor. Aksine, en fazla şehit veren, ölüme ilk koşan bizleriz. Ancak yukarıda saydıklarımız da gerçek.
VER COŞKUYU!
Bunlardan biri de düğünlerin vazgeçilmez eğlencesi başdonanmalar.
Özellikle hafta sonları, neredeyse her köşe başında kurulan, yüzlerce metre geriden duyulan, sazlı- sözlü, davullu- zurnalı, “vur patlasın çal oynasın!” sokak düğünleri.
Biz “başdonanma yapılmasın” demiyoruz. Yapılsın, ama kapalı mekanlarda yapılsın, sadece davetliler duysun,eğlensin, ses dışarı taşmasın.
Siz tabuta sarılmış şehit cenaze haberini izler, okurken dışarıda yüksek sesle söylenen “şişeler!”, adeta televizyonun sesini bastırıyor. Bu arada; hastası olan var, uyuyan bebek, ders çalışanlar, işten yorgun gelip istirahat edecekler, sabah işe gidecekleri saymıyoruz. Ayıptır, günahtır!
Düğün sahiplerinin kapalı mekan kiralamasının ekonomik açıdan zor olduğunun da bilincindeyiz. Ancak, Şehitlere , çevreye saygıyı yok sayamayız.
Çözüm düğün sahiplerinin vicdanlarında, o olmazsa çare yasaklamak!.. Onu da ilin mülki amiri düşünsün.
Not : Bu yazı , saat 23.15’te susan başdonanma müziği eşliğinde güçlükle tamamlandı.