Dijital teknolojinin hayatımızın kılcal damarlarına kadar nüfus ettiği günümüzde, okulları uzaktan eğitime, çalışma hayatını homeofise dönüştürerek, özellikle Koronavirüs döneminde başlayan yükselişini hız kesmeden sürdürüyor.
Koronavirüs döneminde “Hiçbir şey eskisi gibi olmayacak “ öngörüsünün hayatı bu derece alt- üst edeceğini kimse beklemiyordu.
Olan oldu…
Önümüze bakalım…
Ulusal ve yerel gazeteler değişimden nasibini fazlası ile aldı.
Koronavirüs döneminde insanların “Hastalık bulaşır “ korkusu ile
gazeteden nasıl kaçtığını bir hatırlayın…
Gazetelerin bayiden değil eve teslimi, poşet içinde sunulması vb tüm tedbirler gazetelerin trajdaki hızlı düşüşüne engel olamadı.
Ana akım gazeteler ekonomik nedenlerle bir bir kapanırken bazı gazeteler varlığını yandaş veya muhalif olmakta buldu.
Sosyal medya bağımlısı günümüz çocukları, hatta gençleri gazeteyi tanımaz oldu. Gazetenin hışırtısı için, dokunuşu için, parmaklara bulaşan mürekkep ve kâğıt kokusu için “ O da neymiş?” der hale geldiler.
O kadar ki; geçmişte evlere gazete girdiğinden halkımızın hiç aramadığı, günümüzde ihtiyaç duyduğunda eski gazete almak için matbaa matbaa dolaşır oldu.
Okumaktan bu kadar kopma / kopartılma hayra âlâmet değil.
Gazetenin yeri başka, cam ekranın yeri başka.
İlimizde köşe başındaki bazı bakkal vb gazete bayileri geleneği sürdürüyor olsa da (Onları kutluyoruz), yolumuzun düştüğü Çankırı Devlet Hastanesi kantininde gazete, dergi, kitap satılmadığını hayretle gördük.
Mideyi dolduracak çeşit var ama; bilgi edinmek, muhakeme etmek, gündemi takip etmek isterseniz gazete vb yok!
Gezebilecek durumda hastasınız veya refakatçisiniz; ilgi alanınızda siyasi olur, spor olur, mizah olur gazete, kitap veya dergi okumak istediğinizde kantinden eli boş dönmek zorundasınız.
Çankırı Devlet Hastanesi kantininde bulunmalı hatta sözleşmede şart koşulmalı, tıpkı sigara satışına yasak getirildiği gibi.
Karatekin Hastanesi, özel de olsa kantinin bir köşesine gazete, dergi, kitap vb köşesi kurabilir. Çok da yakışır…