CHP Grup Başkanvekili ve Afyonkarahisar Belediye Başkan adayı Burcu Köksal, seçim otobüsünün üzerinde yaptığı propaganda konuşmasında; "Seçildiğimde belediyenin kapıları DEM Parti hariç her siyasi partiye açık olacak. AKP'nin adayı bunu söyleyemez, onlar ancak yaygara koparıp kapalı kapılar ardında pazarlık yaparlar." sözleri, kaybetme korkusuyla DEM’in kapısında nöbet tutan partisinin eşbaşkanlarını fena halde rahatsız etti.
Öyle ki Afyonkarahisar'dan Uşak'a geçen Özgür Özel, "Afyon'da konuşurken belediyenin kapıları ardından kadar açacağız diye söylerken orada bir küçük sürçü lisan oldu. Aman başkanım sen düzelt dedi. Afyon Belediyesi'nin kapıları ardında kadar tüm siyasi partilere Uşaklılara, Afyonlulara açıktır." Diyerek Burcu Köksal’ı geri adım atmaya zorlasa da Köksal geri adım atmadığı gibi sosyal medya hesabından "Açık ve net Afyonkarahisar'ı DEM'lilerle ve HÜDA-Par'lılarla yönetmeyeceğim" paylaşımında bulunarak Özgür Özel’in “orada bir küçük sürçü lisan oldu, aman başkanım sen düzelt” sözlerinin de gerçeği yansıtmadığını gösterdi.
Burcu Köksal’ın açıklamasına Ekrem İmamoğlu öylesine öfkelendi ki; "Öyle ben belediye başkanı olursam şu partilileri belediyeye almam, şu partililer hariç şunlarla görüşürüz ya kendine başka bir iş bulacak ya da başka bir parti bulacak! Öyle yok. Biz insan ayırt etmeyiz kardeşim!" diyerek “bu partinin patronu benim” edasıyla aradığı Özgür Özel’e "O kadını kaldır at partiden..." diyerek talimat verdi.
Özgür Özel İmamoğlu’na “sen hangi yetkiyle böyle bir talimat veriyorsun” diyemezken değerli gazeteci Mahmut ÖVÜR’ün yazdığına göre (09/03Sabah) Burcu Köksal'ı arayarak azarlıyor ve "Ben düzeltme yaptım, beni dinlemediniz. Hemen adaylıktan istifa edin..." diyor.
Burcu Köksal; "Özgür Bey, genel başkan olarak 80 ili ve İstanbul'u bir müteahhide peşkeş çektiniz ve partiyi teröristlere teslim ettiniz. Asıl siz istifa edin." Diyerek genel başkanının zaten olmayan otoritesini(!) yerle bir ediyor.
Meclis Grup Başkanvekili olarak parti hiyerarşisinde Ekrem İmamoğlu’nun üzerinde olan Burcu Köksal bu cevabıyla sadece Özgür Özel’e değil kendisini partisinin genel başkanı olarak gören kibir abidesi Ekrem İmamoğlu’nu da bir çizik atıyor.
İmamoğlu’nun gösterdiği sert tepki DEM’in küstürülmesi halinde kaybetme korkusunun büyüklüğünden kaynaklanıyor.
CHP Diyarbakır İl Başkanı Abdullah Atik’in Partisinin Grup Başkanvekili olan Burcu Köksal hakkında; “bu seviyesiz kadının bizim partimizden, Kürt halkından, DEM Partiden özür dilemesi lazım, halkın içine çıkamıyoruz. Herkes bizden hesap soruyor” sözleri de ittifak ortaklarından yedikleri fırçalardan kaynaklanıyor.
DEM’e; terör örgütü ile aranıza mesafe koyun diyemeyecek kadar korkanlar partilerinin milletvekiline “bu seviyesiz kadın” diyerek hakaret ediyorlar.
Kandil’in siyasi uzantısının desteğiyle kazanmak seviye oluyor.
Bir il başkanı ve bir belediye başkanının partilerinin grup başkan vekili hakkında böylesine saygısız bir üslup kullanmaları, genel başkanın kendisini temsil eden grup başkanvekiline yapılan saygısızlığa göz yumması, bir milletvekilinin de genel başkanını “80 ili ve İstanbul'u bir müteahhide peşkeş çektiniz ve partiyi teröristlere teslim ettiniz. Asıl siz istifa edin” diyerek posta koyması partideki disiplinsizliği ve yönetim zafiyetini gösteriyor.
Birbirlerine güvenmeyen ve saygı duymayanlar milletten kendilerine güvenmesini istiyor.
Asırlık CHP; tarihinin hiçbir döneminde böylesine büyük bir yönetim zafiyeti ve kişisel hırsların parti disiplinin önüne geçtiği böylesine büyük bir savrulma yaşamamıştı.
****
TV 100'e verdiği "Özel Röportaj'da" Gürkan Hacır'ın, "DEM Partisi ile görüştüğünüz bir protokol veya bir ittifak, bir anlaşma var mı yok mu?" sorusunu cevaplayan Özgür Özel; “Bunu kaç kere söylesin CHP? Bu CHP'nin tek başına girdiği bir seçim. Herhangi bir ittifak yok. Bu seçim çok özel bir seçim. Yeni bir denklem var. Millet İttifakını kurduğumuz partilerle birlikte değiliz” diyerek inkâr ettiği ittifakı, DEM Parti Grup Başkanvekili Gülistan Kılıç Koçyiğit şu sözlerle doğruladı.
"Biz kurumsal olarak CHP ile ilişkisi olan bir partiyiz. Geçmiş dönemlerde de görüştük, bugün de görüşüyoruz. İttifak yaptığımız, kent uzlaşısı yaptığımız yerlerde tabii ki sürecin bir parçası, paydaşı CHP’dir. Bunu gizleyecek ya da sakınacak bir durum bizim açımızdan yok. CHP açısından varsa da onu bilemem."
CHP eski Mersin Milletvekili Aytuğ Atıcı da DEM Parti ile açık açık ittifak yaptıklarını ilan ederek; "Bunun daha ötesi yok. Kent uzlaşısı çerçevesinde açık seçik herkesin gözü önünde bir ittifak yaptık. Cumhur İttifakı'nın yaptığı gibi bir ittifak yoktur ancak Esenyurt'ta, Mersin Akdeniz'de yaşanan bir iş birliğidir. Kent uzlaşısı adı altında bir iş birliğidir. Keşke daha çok yerde yapılsaydı. Bu gizli değil, bu açık seçik yapılan bir şeydir. Bunu hiç kimse gizleyemez." sözleriyle herkesin bildiği ama parti yönetiminin saklamaya çalıştığı gerçeği ifşa etti.
İmamoğlu’nun seçim kazanabilmesi için her türlü fedakârlığı yapan CHP sadece İstanbul'da 17 ilçede DEM Partili 48 Meclis üyesi adayını listesine alarak İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nde ilk defa grup kurmayı neredeyse garantiledi.
Kılıçdaroğlu’nun dört ufak partiye 39 milletvekili vermesini eleştiren Özgür Özel; kendisine kurultay kazandırmak için hiçbir fedakârlıktan(!) çekinmeyen İmamoğlu’nun kazanması için 48 Belediye Meclis Üyeliğini DEM’e hediye(!) etmek zorunda kaldı.
Bu gerçeğe rağmen “ittifak yapmıyoruz” diyerek milletin zekâsını hafife alıyorlar.
HDP/YSP ile kapalı kapılar ardında anlaşmasına rağmen “ittifak yapmıyoruz” diyen Kılıçdaroğlu’na milletin nasıl okkalı bir ders verdiğini görmediler mi?
Rita Mae Brown ne güzel söylemiş;
“Aynı şeyi tekrar tekrar yapıp, farklı sonuçlar beklemek, delilik belirtisidir."
****
Halk TV yayınına katılan İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu geçtiğimiz günlerde Ahmet Güneştekin atölyesinde Yaşar Kemal için düzenlenen anma yemeğinde PKK destekçisi Rojda için alkış tutmuş ve "O kadar etkileyiciydi ki. Rojda'yı ilk kez canlı dinledim. O kadar etkilendim ki. Ben anlamadım ama gözlerim doldu. Başarıları daim olsun çok hoş bir ses." Diyerek övgülerini ifade etmişti.
İmamoğlu’nun çok etkilendiği ve (kendi ifadesiyle) anlamadığı halde gözlerinin dolduğunu söylediği ağıt aşağıda yer alan sözlerinden de anlaşılacağı üzere PKK'lı teröristler için yazılmıştı.
"On üç arkadaş başlar yukarıda el ele tutuştular.
Kürdistan'ın aslanını nasıl elde ediyorlar...
Kan ekibi etraflarını sarmıştı.
Pes etmediler mücadeleye devam ettiler
Kürtlerin Heval Kamuran şehidi, şehit kalpte ölmez...
Kürtlerin Heval Kamuran şehidi, şehit kalpte ölmez...
Mazi agaçli kanalizasyon dağı Kürdistan,
Kürtleri şehit ilan etti
Gururun özgürlüğü için cesedini çırılçıplak yaktı...
Kürtlerin Heval Kamuran şehidi, şehit kalpte ölmez...
Kürtlerin Heval Kamuran şehidi, şehit kalpte ölmez...
Şehitlere bakın, cenazeleri getiriliyor, Kürt taşının kansız şehidi
Anneme söyle düşmana karsı çıksın Kürtleri gör
Babama sabırlı olmasını söyle, kardeşime söyle intikamımı alsın
Kürtlerin Heval Kamuran şehidi, şehit kalpte ölmez...
Kürtlerin Heval Kamuran şehidi, şehit kalpte ölmez..."
2010'da Diyarbakır'da konser veren Rojda Şenses, 'Heval Kamuran (Yoldaş Kamuran)' isimli bir şarkı söyleyerek terör örgütü propagandası yaptığı için Diyarbakır 4'üncü Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülen davada 1 yıl 8 ay hapis cezasına çarptırılmıştı.
Bütün umudunu DEM’in desteğine bağlayan ve bu desteğin güçlendirilmesi için partisinin aday göstermediği İzmir Büyükşehir Belediyle Başkanı Tunç Soyer’i İstanbul’a çağıracak kadar panikleyen İmamoğlu’nun PKK’lı teröristler için yazılan ağıttan gözleri dolacak kadar etkilenmesine elbette şaşırmadık.
Çünkü kazanmak için her yolu mubah gören oportünist zihniyet için bunlar birer teferruattan ibaret.
Diğer eşbaşkan Türkiye’yi işgalci olarak suçlayan bölücü operacının elini öpünce o da altta kalmamak için bölücüler için yazılan ağıttan etkilendi.
Sonuçta her ikisinin de kaderi DEM’in elinde ve bu nedenle DEM’e şirin görünme yarışında rakip tanımıyorlar.
Aradığı fırsat ayağına gelen DEM de bu şirinlikleri(!) keyifle ve ellerini ovuşturarak izliyor.
Haftanın sözleri
*Aptal ata binmiş bey oldum sanmış, şalgam aşa girmiş yağ oldum sanmış. (Türk Atasözü)
*Her aptal onu beğenen başka bir aptal bulur. (Nicolas Boileau)
*Dehanın sınırları olabilir, ancak aptallığın böyle bir engeli yoktur. (Elbert Hubbard)
*Büyük tehlike, yarı aptallarla yarı akıllıların arasında yatar. (Goethe)
*Bir aptal utanacağı bir şey yaptığında, yaptığı şeyin mutlaka görevi olduğunu iddia eder. (George Bernard Shaw)