Mayıs 2023 seçimlerindeki ağır yenilginin ardından adaylığını açıklayan ve İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun desteğiyle CHP Eş başkanı olan Özgür ÖZEL 19 Ağustos 2023 günü Muğla Bodrum’da yaptığı konuşmada; “en kolay alkışın Atatürk denilerek alındığı bir siyasi partinin siyaset üretme pratiğinde sorun var. Sıkışınca Milli Mücadele’den, Atatürk’ten bahsederek alkış alarak ilerlenemez. Bunda bir kolaycılık, birbirimizi kandırmak var...” ifadeleriyle partisini ve partililerini eleştirmişti.
Sıkışınca Atatürk’ten bahsederek ilerlenemeyeceğini söyleyen Özgür Özel bu kez eleştirdiği davranışı kendisi sergileyip (muhtemelen çok sıkıştığı için) Atatürk’ten bahsederek partililerine şöyle seslenmiş;
“Atatürk Sinop'a gidin diyor, Atatürk Erzurum'da çalışın diyor, Tekirdağ'ı kazanın, İstanbul'u kaybetmeyin, İzmir'de rekor kırın diyor. Bilecik'i sakın ha kaybetmeyin diyor.
Atatürk'ün partisi iktidar olmak için sizden görev bekliyor. İl başkanlarım! Örgütü ayağa kaldırın! Partiyi ayağa kaldırın!”
Peki, “Sinop’a gidin” diyen Atatürk neden Ankara’ya, Diyarbakır’a, Mardin’e, Çankırı’ya, Çorum’a, Gaziantep’e, Manisa’ya, Bursa’ya gidin dememiş?..
“Bilecik’i kaybetmeyin” diyen Atatürk neden Afyon’u, Kütahya’yı, Uşak’ı kaybetmeyin dememiş? Nedir Bilecik’in kerameti..
Daha da ilginci Atatürk (HDP) DEM Partili belediyelerle ilgili neden hiçbir şey söylememiş?
Hazret mademki Atatürk’ten haber alıyor(!) o zaman kendisine soralım;
Atatürk; Türkiye Cumhuriyeti devletini işgalci olarak niteleyen bölücü operacının elini öperek, önünde saygıyla eğilin, cezaevindeki bölücülere selam göndermeyi ihmal etmeyin, Türk Ordusuna kimyasal siyah kullandığı iftirası atanları makamınızda ağırlayın mı demiş?
Türkiye’nin yurt dışındaki hak ve çıkarlarını korumak için getirilen tezkerelere DEM ile birlikte “hayır” deyin, bulduğunuz her fırsatta küçük siyasal çıkarlar uğruna DEM’lenin! Hatta şehit cenazesinden çıkıp koştura koştura DEM’İ ziyaret edin mi demiş?..
Ne yapın edin ittifak sözünü kullanmadan kent uzlaşısı palavraları ile Kandil’in siyasi uzantısı ile işbirliğini/ittifakı sürdürün, onların Belediye Meclisi adaylarına listelerinizde yer verin, DEM’i mecliste yalnız bırakmayın, söylemlerine ve eylemlerine destek verin, gerekirse her evden bir oy verin mi demiş?
Kimse ikiyüzlü ve ucuz politikalarına Atatürk’ü alet etmesin.
O bu milletin ortak değeridir ve onu sevmek kimsenin tekelinde değildir.
Sen göstere göstere Atatürk’ün kurduğu cumhuriyeti yıkmak ve ülkeyi bölmek isteyen Atatürk düşmanları ile işbirliği/ittifak yap, sonra da kalk palavra sıkarak Atatürk’ün filan filan illeri kaybetmeyin talimatı verdiğini söyle.
100 yıllık bir partinin genel başkanına böylesine ikiyüzlü bir tavır gerçekten yakışmıyor.
Atatürk’ün kurduğu parti ne yazık ki artık bölücülerin amaçları doğrultusunda ayar verdiği ve milli güvenlik için tehdit oluşturan bir yapıya dönüştü
Kent ittifakı palavrasıyla ne kadar gizlemeyle çalışırsalar çalışsınlar CHP’li eski milletvekili Aytuğ Atıcı işbirliğini şu sözlerle açıkça ortaya koydu: “Kent uzlaşısı çerçevesinde açık seçik herkesin gözü önünde bir ittifak yaptık. Cumhur İttifakı’nın yaptığı gibi bir ittifak yoktur ancak Esenyurt’ta, Mersin Akdeniz’de yaşanan bir işbirliğidir. Keşke daha çok yerde yapılsaydı. Bu gizli değil, bu açık seçik yapılan bir şeydir. Bunu hiç kimse gizleyemez.”
Gizlemeye gerek görmedikleri bu tabloyu Atatürk görseydi “aferin” diyerek takdir mi ederdi, yoksa Sevgili Nedim Şener’in 04.03 tarihli Hürriyet gazetesindeki yazısının başlığında belirttiği gibi “PKK/HDP-DEM ile işbirliği yapanların yüzlerine mi tükürürdü?”
Görülen o ki liderlik vizyonundan, felsefi, edebi, tarihi ve siyasi derinlikten, stratejik akıldan, entelektüel birikimden, küresel temsilden yoksun Özgür Özel, gölgesinde kaldığı ve İstanbul’da billboardlara resminin asılmasına bile izin vermeyen İmamoğlu’na söz geçiremediği için çareyi Atatürk’ten bahsederek alkış almakta bulmuş.
Çünkü bizzat kendi ifadesiyle “bunda bir kolaycılık, birbirlerini kandırmak var...”
Hitap ettiği kitle tuvalet terliğine, kola kutusuna bile oy veremeye razı olunca o da bu kandırmacadan medet umuyor.
Partisinin Meclis Grup Baykan vekili iken yaptığı konuşmalarda içeriğin önemi yoktu, atarlı ergen tavrı içerikteki boşluğu kapatıyordu.
Ama Genel başkan olarak (nedense eş başkan diyesim geldi) söylediği boş sözlere Atatürk’ü kalkan yapmaya kalkması lider değil en fazla eşbaşkan olabileceğinin kanıtıdır.
İşte bu nedenledir ki sırtındaki hançerlerin yarası henüz iyileşmeyen Kılıçdaroğlu ve ekibi 31 Mart akşamını sabırsızlıkla beklemektedir.
****
Manisa'nın Soma ilçesinde partililere hitap eden Özgür Özel, yaptığı açıklamada "Türkiye'yi sevenlerden oy istiyoruz. Bedelli askerliğe kaçanlardan değil. Gerekirse bu vatan için canını vermeye razı olanlardan oy istiyoruz" diyerek büyük bir gafa imza attı.
Oysa 2018 yılında CHP Grup Başkanvekilliği görevini yürüten Özel, yaptığı açıklamada bedelli askerliğin Meclis'ten geçmesi gerektiğini belirterek şunları söylemişti:
“Bedelli askerlik uygulamasının Meclis'ten geçmesi gerektiğini düşünüyoruz.
Muazzam bir yığılma ve beklenti var ancak 16 yıldır ülkeyi yönetiyorlar ama askerlikle ilgili kalıcı, hakkaniyetli ve doğru bir düzenleme yapamadılar. Bedelli askerlik parasını ödeyemeyecek durumda olduğu belgelenen kişilerin de kapsama alınmasını istiyoruz".
Gelen tepkiler üzerine Özel X hesabından şöyle kıvırdı.
"Bedelli askerlik yapan da elbette bu milletin evladı normal askerlik yapan da… Kendi evlatlarına çürük raporu alıp, bedelli yaptırıp başkasının gariban çocuğu üstünden siyaset yapıyorsun ya… Ben onu soruyorum, onu!"
Bunların hepsi boş laf, zırva tevil götürmez, söz bir kere ağızdan çıktı mı bundan sonra yapılacak her şey Asena’nın uzmanlık alanına girer.
Peki, bedeli askerlik yapanlar vatan haini mi?
Kanunla verilen bir hakkın kullanılması askerlikten kaçmak mıdır?
Bırakın diğerlerini Özgür Özel’in tepeden inme CHP Çankaya Belediye Başkan adayı yaptığı avukatı Hüseyin Can Güner’in askerliğini İskenderun Deniz Er Eğitim alayında bedelli yaptığı ortaya çıktı.
Şimdi Hüseyin Can Güner bedelli askerliğe kaçmış mı oluyor?
O ve ona oy verecekler hain mi olacak?
Sadece Hüseyin Can Güler mi?
Hayır.
Beşiktaş Belediye Başkanı Rıza Akpolat ve Partisinin Eşbaşkanı (aslında esas başkanı) Ekrem İmamoğlu da bedelli askerlik yaptılar.
Ekrem İmamoğlu'nun asker arkadaşı Atılgan Bayar sosyal medya hesabından; "Özgür Özel bedelli askerlik yapanların oyunu istemediğini açıkladı. Adam akıldan biraz fukara mı anlamadım. Bedelli askerlik yapan adayı Ekrem İmamoğlu'na bedellilerin oy vermemesini istiyor?" paylaşımı yaparak tepkisini dile getirdi.
Daha ne desin?..
Değerli gazeteci Mahmut Övür kendisine gelen bilgilere göre CHP'nin böyle en az 60 belediye başkan adayının bedelli askerlik yaptıklarını söylüyor (Sabah Gazetesi04/03)
Bu nasıl ciddiyetsizliktir?
Bir genel başkan (pardon eşbaşkan) bu kadar sorumsuz ifadeler kullanabilir mi?
Kendilerinin de desteklediği bir kanunla verilen hakkı kullanan insanları (kendi partilileri ve bilhassa eşgenel başkanını) aşağılamak en hafif tabirle zırvalamaktır.
Kimse bedelli askerlik yaptı diye kınanamaz, bunun vatan sevgisi ile uzaktan yakından ilgisi yoktur.
Terör örgütünü siyasi uzantısı ile işbirliği yapıp bir de vatan sevgisinde bahsetmek gaflet değilse ihanettir.
Eğer kınanması gereken bir durum varsa bu; bölücü örgüt PKK’nın Kandil’deki baronlarının telkin ve tavsiyeleri doğrultusunda siyasi uzantısı ile “UZLAŞI” kisvesi altında ittifak/işbirliği yapmaktır.
Eğer kınanacaksa 100 yıllık cumhuriyetle hesaplaşacaklarını, bebek katilini serbest bırakacaklarını söyleyenlerle işbirliği yapmak kınanmalıdır.
Devletin atadığı kayyuma hayır deyip Kandil’in atadığı kayyuma evet diyenler kınanmalıdır.
Bölücü örgütün siyasi uzantısının kaçırdığı çocuklarının geri getirilmesi için onurlu bir mücadele veren Diyarbakır annelerinin yanlarına uğramaktan korkanlar kınanmalıdır.
DEM’i küstürmemek için Meclisteki teröre hayır bildirisine imza atmaktan korkanlar kınanmalıdır.
Demek ki Pazar günü açtırılan döviz bürolarından Ankara’ya taşınan dövizlerle tavlanan delegelerin oylarıyla lider olunmuyormuş?
DEM’li Tülay Hatimoğulları’nın diyesi geldiği gibi en fazla “eşbaşkan” olunuyormuş, onun da saltanatı diğer Eşbaşkanın verdiği izin kadarmış.