Ayhan Bora Kaplan suç örgütü soruşturması üzerinden Cumhur İttifakı ortakları AK Parti ve MHP’yi hedef alan Emniyet/Yargı kumpasının deşifre olmasından sonra İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya sosyal medya nesabından; “Kimler, terör örgütleri ve onların uzantılarıyla, organize suç örgütleriyle bir olup, FETÖ taktikleriyle Sayın Cumhurbaşkanımıza, hükümetimize ve siyasilerimize, sosyal medya destekli ‘oyun kurmaya’ çalışıyorsa; onların oyunlarını da kurdukları tuzakları da yerle bir edeceğiz.
Bu mücadelemizi kimler engellemeye çalışıyorsa, kimler Fetövari gizli tanık taktikleriyle kendi karanlık düzenlerinin hâkim olmasını istiyorsa, onların o düzenlerini de başlarına yıkıyoruz, yıkmaya da devam edeceğiz. Hangi kurum içinde Sayın Cumhurbaşkanımıza, hükümetimize ve siyasilerimize yönelik bir yapılanma varsa, sonuna kadar gidip, o yapıları tespit edip adalete teslim edeceğiz.” Paylaşımında bulunarak yapılanların kimsenin yanına bırakılmayacağı mesajı verdi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan partisinin grup toplantısında yaptığı konuşmada; “Kanunun dışına çıkan kim varsa hukuk zeminince hesabı soruyoruz. Son 21 yılda çetin mücadeleler sonucunda gerilettiğimiz bürokratik vesayetin tekrar nüksetmesine fırsat vermeyiz. Fetö’ye diyet borcunu ödemek için Yenikapı ruhunu baltalamak isteyenleri görüyoruz ki asla boş durmuyor. Kuklayı da kuklacıyı da oyunu kimin yazdığını da çok iyi biliyoruz.” İfadeleri ile bürokratik vesayete izin vermeyeceklerini belirtti.
Konuyla ilgili olarak ayrıntılı bir değerlendirme yapan Devlet Bahçeli de ortada birkaç emniyet müdürünü açığa alınmasıyla geçiştirilemeyecek bir komplo olduğunu ancak komploculara boyun eğmeyeceklerini vurgulayarak şunları söyledi.
"Bugünlerde iç işgal cephesinde toplanıp aynı zamanda emniyet ve yargı içine yuvalanmış soysuz ve kripto çetelerin yeniden Türkiye üzerinde hesap yaptığı görülmektedir. Bu kan içen vampirlerin aklını başına alması, etrafımızda iftira ve ihanet duvarı örmeye kalkışmalarının ağır sonuçları olacağını bilmeleri, akıbetleri için 15 Temmuz gecesine dikkatle bakmaları ikaz ve ihtarımdır. Ayranımızı kabartmasınlar, sabrımızı taşırmasınlar. Maşa kullanıp sütre (perde) gerisine saklananların hepsini takip ediyoruz. Olan biten tüm kanun dışı irtibat ve ilişki ağlarının farkındayız. Birkaç emniyet müdürünün açığa alınmasıyla geçiştirilemeyecek bir komplo devrededir. Nitekim hedef; MHP, AK Parti, Cumhur İttifakı ve son tahlilde Türkiye'dir. 17-25 emniyet ve yargı ortaklı darbe girişiminin tekrarını planlayanlara boyun eğersek boyumuz devrilsin, göz yumarsak gözümüz çıksın, eyvallah edersek de kanımız kurusun. Gizli tanık ifadeleriyle şerefli isimleri karalama kumpasını ve tecelli eden millet iradesini gölgeleme arayışını himaye eden ve buna hizmetkârlık yapan kim varsa haindir, Haşhaşidir. Emniyet, yargı ve medya uzantılarının tepesine binilmelidir. Bakalım 'Temiz Eller Operasyonu' nasıl oluyormuş, hepsine göstermek, hepsini yaka paça içeri tıkmak da hukuk devletinin varlık ve şeref konusudur.”
Yaşananlara bakıldığında bir suç örgütüne operasyon yapılıyor görüntüsü altında Cumhur İttifakına ve de özellikle Cumhurbaşkanı Erdoğan’a 17/25 Aralık emniyet/yargı kumpasını hatırlatan bir kumpas hazırlandığı anlaşılıyor.
Seçimsiz geçecek dört yılın kendileri için kayıp olduğunu düşünen kuklacıların yazdıkları senaryo kuklaları tarafından sahneye konulmak istenmiş ancak kumpas için kullanmaya kalktıkları suç örgütü mensubunun deşifre olmasıyla plan ellerinde patlamıştır.
Kumpasçı polisler tarafından alınan ifadeler yargıya intikal ettirilerek kripto yargıçlar tarafından 17/25 Aralık’ta olduğu gibi muhtemelen en uygun zaman kollanarak belki de cumhurbaşkanının bir yurt dışı seyahatine denk getirilerek düğmeye basılacaktı.
Bu kumpasta rol alan emniyet mensupları sırtlarını dayadıkları güçlerden(!) aldıkları cesaretle öylesine pervasız davranmışlardır ki başarılı olsalardı muhtemelen birer kahraman(!) olarak ilan edileceklerdi.
Yürütülen kritik soruşturmalarla birlikte Ayhan Bora Kaplan soruşturmasıyla ilgili olarak FETÖ’cü Cevheri Güven’e belge sızdıran narkotik polisi Serkan Dinçer Ocak ayında MİT tarafından yakalanarak tutuklandı.
Katıldığı TV 100 yayınında FETÖ’cü Cevheri Güven ve Emre Uslu’nun kumpastaki rolünü aktaran Gazeteci Nedim Şener bilgi sızdıran Narkotik Şube polisinin Nurcuların Okuyucular kolundan olduğunu, Cevheri Güven’e kimseyle paylaşılmayan Ayhan Bora Kaplan'ın 140-150 sayfalık ifadesini de gönderdiğini, yakalanan o polisin dijitallerine el konulduğunu söyledi.
****
Suç örgütü Ayhan Bora Kaplan’ın geçtiğimiz yıl Eylül ayında Esenboğa havalimanı girişinde yakalanmasının ardından Polis Müdürü Şevket Demircan, gizli tanık olarak ifade verme konusunda Serdar Sertçelik’i ikna etmek için “Bize ‘Temiz Eller Operasyonu’nu sizin ellerinizle başlattığınız haberini verdiler. Oradan pay biç sen” diyerek ısrarcı olmuş, MHP’ye de ifadesinde yer vermesini isteyerek “MHP ile ilgili de patlat, geç” demişti.
Serdar Sertçelik yurt dışına kaçtıktan sonra yayınladığı videoda Organize Şube Müdür Yardımcısı Şevket Demircan’ın gizli tanık olarak ifadesine Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Özel Kalem Müdürü Hasan Doğan’ın, eski Adalet Bakanları Bekir Bozdağ ve Abdülhamit Gül’ün, AK Parti Milletvekili Mücahit Aslan’ın, Sağlık Bakanı Fahrettin Koca’nın, Halkbank Genel Müdürü Osman Arslan ve Sadık Soylu’nun isimlerini eklemesini istediğini, durumdan da “yukarısının” haberi olduğunu söylediğini açıklayarak buna ilişkin ses kayıtlarını yayınlamıştı.
Devam eden Ayhan Bora Kaplan davasında Serdar Sertçelik’ten başka Ü5 kodlu bir gizli tanığın daha bulunması ve bu tanığın da ifadesine zorla eklemeler yaptırıldığı gerekçesiyle Savcılığa başvurarak ifadesini geri çektiğini açıklaması ilmek ilmek dokudukları kumpas için kullanılan tek şahsın Serdar Sertçelik olmadığını göstermektedir.
Serdar Sertçelik’ın sosyal medyadan paylaştığı bir telefon konuşmasında Demircan, Serdar Sertçelik’e; “Lan oğlum lan Serdar, sana açtığımız kapıyı kendim için bile gidip birilerine şunu yapmak istiyorum demedim lan. Senin için gittik emniyet müdürümüzle görüştük, başka biriyle görüştük, öbür tarafla görüştük” diyerek bu kumpasın adresini vermesine rağmen Ankara Emniyet Müdürünün göreve devam etmesini anlamakta gerçekten zorlanıyoruz.
Emrindeki müdürler suç örgütü elebaşları ile pazarlık yapıp AK Partili ve MHP’li siyasileri suç isnat ekmek amacıyla mafya artıklarını yönlendirmeye çalışırlarken, geçen yıl Eylül ayında Ayhan Bora Kaplan’n Esenboğa Havalimanı girişindeki yakalanma görüntüleri de dahil olmak üzere bu konuyla ilgili bütün haberler Almanya’nın finanse ettiği T 24 sitesinde yayınlanmışken, Ankara Emniyeti’nde Narkotik Şube’ye gelen bir ihbara dayanarak Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın TC kimlik numarası üzerinden araştırma yapıldığı ortaya çıkmışken “M7” adıyla gizli tanık yapılan ve yurt dışına kaçmasına göz yumulan Serdar Sertçelik’in sosyal medyadan yaptığı açıklamalar ve telefon görüşmeleri ortada iken, gizli tanıklarla ilgili bilgiler Ayhan Bora Kaplan’ın avukatlarına 300 bin dolara satılmışken, Yardımcısı (tutuklandı) Murat Çelik’in bu soruşturmayı keyfine göre yürütmesine sesini çıkartamayan Ankara Emniyet Müdürünün görevden alınması için daha neler olması gerekiyor?
Teşkilatına sahip olamayan Başkente nasıl sahip olacak?
****
8 Eylül 2023'de Ayhan Bora Kaplan havalimanına çıkarken gözaltına Sertçelik, geçen yıl Ekim ayında Kıbrıs’tayken, kendisini arayan İl Emniyet Müdür Yardımcısı Murat Çelik’in “Çık, gel. Sorulara cevap ver, serbest kalacaksın” demesi üzerine 7 Ekim 2023’te Türkiye’ye geldiğini ve Emniyet’te, “Cezaevinden çıkamazsın” diye tehdit edildiği için gizli tanık olmayı kabul ettiğini, 19 sayfalık ifadenin Emniyet’te hazırlandığını, savcılıkta kendisine imzalatıldığını, Emniyet’te bilgisayarın başına geçip ne istiyorlarsa yazdıklarını iddia ediyor.
Sertçelik'in örgütün ikinci adamı olmasından dolayı elektronik kelepçe takılıyor ve adli kontrol şartıyla serbest bırakılıyor.
Ancak Serdar Sertçelik Ankara'da ev hapsine alınmasına rağmen 9 kez evden dışarı çıkarak eğlence mekânlarına gidiyor. Bu kelepçe normalde evden çıkıldığında emniyete sinyal verir, adli kontrol yakalamaya çevrilir ve cezaevine gidilir. Fakat Sertçelik tam 9 kez dışarı çıktığı hale kumpasçıların istedikleri ifadeyi vereceği umuduyla göz yumuluyor.
Nitekim kendisi de "beni idare ediyorlardı ve ben de Ankara'nın birçok yerinde eğleniyordum" diyerek bu göz yummayı doğruluyor.
Yaptığı her ihlal görmezden gelinen Serdar Sertçelik 21 Kasım 2023 günü arkadaşı Ece Ronay ile sabah saat 5’te gittiği çorbacıda bacağından 4 kurşunla vurulunca Hastaneye gidiyor, verilen rapordan sonra polisler tutanak tutmadan ve tutuklama kararı çıkmadan Serdar Sertçelik’i evine götürüyorlar.
Bir gün sonra 3 sivil ve Organize Suçlar Şube Müdürlüğü'nde görevli Komiser Metehan İlkyaz Sertçelik'i arabaya alıp Ankara'dan İstanbul'a getiriyorlar. İstanbul Şile'de en son telefonları sinyal veriyor.
Sertçelik’in Meriç üzerinden Yunanistan’a oradan da Dubai’ye kaçtığı tahmin ediliyor.
(Medyada Serdar Sertçelik’in Kos adasına kaçırıldığı yazılırken “Meriç’ten kaçtı” diyen firari FETÖ’cü Cevheri Güven bu bilgiyi nereden aldı?
Meriç’ten kaçış, bu konuda tecrübeli olan Fetö’nün dolayısıyla Alman İstihbaratının kumpastaki parmak izini göstermez mi?)
Vurulma olayının medyada yankı bulması üzerine Serdar cezaevine girerse kumpas bozulur diye düşündükleri için kendisini tutuklamak istemediklerini iddia eden Sertçelik; “ Evime Ufuk komiser geldi. Dedi ki ‘Murat müdürle konuştuk. Normalde seni tutuklanmamız lazım.’ Dedim ki ‘Nasıl yapacağız?’ Dedi ki ‘Hastaneden rapor aldıracağız. Rapordan dolayı gözaltına almayacağız. Mahkeme başlayacağı zaman gelir, ifadeni verirsin, seni tutuklatmayacağız, Sivil polis arabası 24 saat evin önünde bekliyor. Evin önünden şu saatte ayrılacağız, sen de kaç git’ dediler.” diyerek kaçmasına açıkça göz yumulduğunu belirtiyor.
Görüldüğü üzere ortada çok ağır bir ihanet vardır.
Bu ihanette gerek başrol gerekse figüran olarak rol alan kim varsa gözlerinin yaşına bakılmadan cezalandırılmalı ve Emniyetteki uzantılarının da kökleri kazınmalıdır.
****
Ankara Cumhuriyet Başsavcılığınca başlatılan soruşturma kapsamında gözaltına alınan ve tutuklama talebiyle Ankara Nöbetçi Sulh Ceza Hâkimliğine sevk edilen ikisi emniyet müdürü biri komiser 7 zanlı, "yargı görevi yapanı, bilirkişiyi veya tanığı etkilemeye teşebbüs", "göreve ilişkin sırrın açıklanması" ve "suçluyu kayırma" suçlarından tutuklandı.
Gerek yargılama ve gerekse MİT ve Mülkiye Müfettişleri tarafından yürütülen incelemeler sonucunda kumpasın tüm boyutları ile ortaya çıkartılacağından ve suçlulara bedelinin ödetileceğinden kuşkumuz yoktur.
Ancak bu yetmez. Kumpasta rol alan kamu görevlileri kimlerin referansları ile ifa ettikleri görevlere getirilmiş iseler bunlardan hesabının sorulması şarttır.
Aksi takdirde kan ve ruh kaybından şikâyet etmenin hiçbir anlamı olmayacaktır.
Bayraktar Akıncı; İHA/SİHA hazımsızlarını bir kez daha morarttı.
“İran Cumhurbaşkanı İbrahim Reisi ve bazı yetkilileri taşıyan helikopterin düşmesinin ardından İran’ın talebi üzerine Türkiye tarafından görevlendirilen Akıncı İHA, helikopterin enkazını tespit etti. İran'daki görevini başarıyla tamamlayıp, yurda dönen Akıncı İHA, Van'daki üssüne inmeden önce gökyüzünde ay yıldız rotası çizdi. Bayraktar AKINCI 7 saat 27 dakika milyonlarca kişi tarafından canlı izlenen bir uçuş gerçekleştirdi. Baykar Yönetim Kurulu Başkanı Selçuk Bayraktar’ın ifadesiyle 'Dünyada başka hiçbir hava aracının uçamayacağı olumsuz şartlarda görev yaptı.”
TR 705’ten görünmeden göbekte yer alan oportünist siyasetçilere, hazımsız emekli askerlerden “İHA/SİHA’ların büyütülecek bir şey olmadığını, montajdan ibaret olduğunu, abartmaya gerek olmadığını ve dünyanın her yerinde benzerlerinin bulunduğunu” iddia eden gazeteci(!) Mine Kırıkkanatgil ve saz arkadaşlarına kadar iflah olmaz İHA/SİHA karşıtları Bayraktar Akıncı’nın gurur veren bu performansından sonra geçmişteki söylediklerinden pişmanlık duyup utanmışlar mıdır?
Sanmıyorsunuz değil mi?
Haklısınız, çünkü utanmak erdemli insanlara has bir özelliktir.