Yeryüzünün en vahşi terör örgütü PKK geçen hafta Perşembe günü Bingöl’de bir kamyonu çalarak bomba yükledi. Amaçları Diyarbakır şehir merkezinde bu bombayı patlatarak masum insanları (kürtleri) öldürmekti.
Hainler Dürümlü Köyüne geldiklerinde bir -kürt- vatandaşımız şüphelenerek müdahale edince teröristler kaçmaya köylüler de kaçan teröristleri kovalamaya başlayınca köşeye sıkışan alçaklar 15 ton bomba yüklü aracı havaya uçurdu.
Patlama öylesine şiddetli oldu ki ne kamyondan ve ne de alçakları kovalayan 13 vatandaşımızın cesedinden parça kaldı.
Bombanın patlatıldığı yerde 4 metre derinliğinde 30 metre çapında bir çukur oluştu.
Olayın hemen ardından yapılan açıklamalarda 13 köylüden haber alınamadığı söyleniyordu. Hiç kimse 13 vatandaşımızın hepsinin bu patlamada yok olacağını düşünememişti.
Olayın meydana geldiği yerde toplanan ceset parçaları üzerinde yapılan DNA testleri sonucu ceset parçacıklarının kayıp olan 13 köylü vatandaşımıza ait olduğu anlaşıldı.
13 köylü vatandaşımızdan geriye kalan parçacıkların toplamı sadece 60 kiloydu.
Bu ceset parçacıklar13 poşet halinde tabutlara kondu ve toprağa verildi.
36 çocuk yetim 8 kadın dul kaldı.
Eğer hayatlarını kaybeden bu mert köylü kardeşlerimiz olmasaydı belki de Diyarbakır’da yüzlerce masum (kürt) katledilecekti.
Böylesine alçakça, böylesine kalleşçe ve böylesine vahşice bir cinayetin ardından; bu ülkede aydın olduklarını, akademisyen olduklarını, sanatçı olduklarını iddia ederek devleti cinayet işlemekle suçlayıp bildiri yayımlayanların en küçük bir tepkilerini duydunuz mu?.
Camına taş gelen bir gazeteye geçmiş olsun ziyareti yapan, kendilerine gazeteci diyen hainlerin yalan ve iftiralarını basın özgürlüğü olarak pazarlayan ABD Büyükelçisi John R. Bass’ tan, en küçük bir kınama duydunuz mu?..
Basın özgürlüğü ve insan hakları konusunda bize ayar vermeye kalkan ve kendi polisinin her gün en az bir sivil masumu katlettiği ABD sözcülerinden, yetkililerinden bir tepki duydunuz mu?..
En küçük bir polis şiddeti karşısında aslan kesilen sözde demokratlardan bu vahşet karşısında bir cümlelik bir kınama duydunuz mu?.
Terör örgütüne çadır kurduran, vize muafiyeti karşılığında terörle mücadele yasasını yumuşat dayatması yapan, yerli yersiz her konuda iç işlerimize pis burunlarını sokan ahlaksız, yalaka ve terör işbirlikçisi AB’den en düşük tonda bir tepki gördünüz mü?..
Göremezsiniz..
Ne ABD, ne İngiltere ne Fransa ne de diğer batılı ülkeler hiç biri, cesetlerinden sadece 60 kiloluk parça kalan 13 yurttaşımızın PKK tarafından katledildiğini söyleyemez, kınayamaz.
Çünkü PKK onların gözbebeğidir.
İşlenen bu cinayetlerden –kınayamayan- müttefik dediğimiz bu ülkeler sorumludurlar.
Akan her damla kanda payları vardır.
O nedenle de PKK’nın işlediği cinayetlere ses çıkartamamakta, görmezden gelmekte ve PKK’nın işledikleri cinayetlerden bile devleti sorumlu tutmaktadırlar.
Böylesine ahlaksız ülkeler vizeyi kaldırsa ne olur kaldırmasa ne olur.
Alsınlar vizelerini başlarına çalsınlar.
Peki elin gavurunun ne mal olduğu belli de içimizdeki hainlerin durumu farklımı ?..
Paris’te bomba patladığında “acıları paylaştıkları” manşetleri atan sümüklüböcekler ve beslemeler Dürümlü’de ki katliamı gördüler mi?..
Elbette ki hayır.
Çünkü PKK’nın hiç bir katliamını görmezler.
Çünkü PKK’nın kankasıdırlar.
Bırakın kınamayı bu alçakça katliamın haberini dahi veremeyenler Genel Kurmay Başkanının nikah şahitliğini manşetlere çektiler.
Onlarca insanımızı öldüren katil/canlı bombaların ailelerine taziyeye giden arabasının bagajında silah taşıyan milletvekillerine laf edemeyenler Genel Kurmay başkanını manşet yapıyorlar.
Zannediyorlar ki haber vermemekle biz bu hainliği fark etmeyeceğiz.
Zannediyorlar ki onlar gizlerse biz öğrenemeyeceğiz.
Bir yanda PKK’nın bu katliamı gizlenmeye çalışılırken diğer yandan da 13 vatandaşımızın katillerinin meclisteki temsilcileri hiç bir şey olmamış gibi devlete meydan okumaya devam ediyorlar.
İhanetin, alçaklığın ve kalleşliğin demokratlık, insan hakları ve basın özgürlüğü diye yutturulmaya çalışıldığı günlerdeyiz.
Ey milletin vekilleri..
Ey bu vatanın birliği ve bütünlüğünü korumak için şerefleri ve namusları üzerine yemin edenler..
Vücutlarından kalan parçaları kişi başı beşer kiloluk torbalarda defnedilen -kürt-vatandaşlarımıza yönelik bu katliamın faillerine her türlü desteği veren hainleri yargıya teslim etmezseniz yazıklar olsun.
Bu katillere destek veren yerli/yabancı herkese yaptıklarının bedeli ödetilmezse yazıklar olsun.
AA muhabirine açıklamalarda bulunan AZADİ İnisiyatifi Sözcüsü Yavuz Delal, kapatılan HEP'in Genel Başkanı Fehmi Işıklar ile eski siyasetçiler İbrahim Güçlü ve Sertaç Bucak, terör örgütü PKK'nın kurulduğu günden bu yana en büyük zararı Kürtlere verdiğini, Dürümlü'deki katliam ile örgütün hedefinde Kürtlerin olduğunun bir kez daha ortaya çıktığını söylerken, yani namuslu kürt aydınlar evelemeden gevelemeden gerçeği açıkça ortaya koyarken, bu katillerle aleni işbirliği içinde olanlara/destek olanlara hesap sormayacak ve onları yaptıklarının hesabı sorulmak süzere yargıya teslim etmeyecekseniz size verilen oylar da aldığınız maaşlar da haram olsun.
Lütfen elinizi vicdanınıza koyun ve bu katillerin patlattıkları bombalarla sizin yakınlarınızın, sevdiklerinizin cesetlerinden geriye beş kiloluk bir poşet ceset parçası kaldığını düşünün.
Nokta..